Kim peşmergeyi Kobanê’de istemiyor? - Cahit Mervan

Kim peşmergeyi Kobanê’de istemiyor? - Cahit Mervan

Peşmerge gücü nihayet Kobanê’ye geçiyor. Savaşa direkt katılıp katılmayacağını bilmiyoruz. Ancak Kobanê’ye sınırlı sayıda peşmerge gücünün geçmiş olması da çok önemlidir. Siyasi sonuçları peşmerge’nin Kobanê’deki sayı ve savaş gücünün ötesinde olacaktır. Tıpkı ABD’nin havadan YPG-YPJ güçlerine yaptığı askeri yardımın siyasi sonuçları gibi.

Türk devleti, cumhurbaşkanı, başbakan, hükümet üyeleri, medya ve o çok bilmiş ‘analizcileri’ baştan itibaren Kobanê’nin düşmesi üzerine hesap yaptılar. Bütün umutlarını ‘Kobanê düştü, düşecek’’ palanına bağladılar. Bu planın başarıya ulaşması ve DAİŞ çetelerinin Kobanê’yi istila etmesi için ellerinden ne geliyorsa yaptılar. Yapmaya da devam ediyorlar. ABD’ye dahi kazık attılar. ABD’yi aldattılar. Bu nedenle bizzat ABD başkanı Barack Obama Erdoğan’ı telefonla aradı, uyarı yaptı, hatta fırçaladı.

ABD ve koalisyon güçlerinin, dünyanın tavrının değişmesinin tek nedeni ise Kobanê’de YPG-YPJ ve halkın destansı direnişiydi. Bu direniş tüm görkemiyle devam ediyor. Bu direniş olmasaydı, ne ABD, ne koalisyon güçleri ne dünya medyası ve nede başka bir güç Kobanê ile ilgilenmeyecekti. Direniş her şeyi kökünden değiştirdi.

Kobanê’ye karşı DAİŞ çetelerinin saldırıları başladığı zaman PYD, HDP ve KCK’nin yanı sıra Federal Kürdistan yönetimi de Türkiye’den Kobanê için askeri ve insani koridor açmasını istedi. Buna direnişin 23. gününde BM’de eklendi.

İstanbul’da PYD eşbaşkanı Salih Müslim ile görüşen Türk heyeti koridor için verdiği sözü tutmadı. Ayrıca Türk hükümeti hem KCK’ye hem de Hewler yönetimine ayrı ayrı ‘koridor açacağım’ yönünde mesajlar gönderdi. Ancak çeteler Irak ve Suriye ordusundan elde ettikleri ağır silahlarla Kobanê şehrini kuşatmaya doğru ilerlerken, Türk hükümeti bu sözlerinin gereğini yapmadı. Aksine açıktan DAİŞ’in yanında yer alarak ‘Kobanê’nin düşmesi için çalıştı. Koridor açmadığı gibi, Pirsus’ta dayanışma amaçlı toplanan silahsız ve savunmasız halka karşı tam bir terör estirdi.

Şimdi Türk hükümeti çok istediği için değil, mecbur kaldığı için peşmergenin geçişine ‘izin’ veriyor. Kobanê direnişi dünya çapında öyle bir hal aldı ki, Türk hükümeti artık yalan ve hilelerle bunun önüne geçemeyeceğini anladı. Ve geri adım attı. Atacakta.

Ancak bu geri adımı atarken de, Kürtleri birbirine düşürmek, Kürtler arasında fitne-fesat çıkarmak için bayağı yalanlara başvurdu. Başvuruyor.

Örneğin peşmergenin Kobanê’ye geçmesi konusundan Kürt güçleri Hewler’de anlaşmışken, Erdoğan ‘PYD peşmergeyi istemiyor’ türünden bir yalan üfürdü. Bu yalanın çok geçmeden bütün hükümet üyeleri, basın ve o bilmiş analizciler tarafından sakız gibi çiğnememsine şahit olduk.

Erdoğan’ın iddiası kesinlikle doğru değildi. Peşmergenin Kobanê’ye geçişi gündemde iken PYD eş başkanı Salih Müslüm zaten Güney Kürdistan’daydı. Duhok toplantısındaydı. Müslim bir anlamda bu konuları görüşmek, peşmergenin Kobanê’ye geçiş sürecini hızlandırmak için oradaydı.

Türk cumhurbaşkanının bu yalanı çökünce, bu kez başka engeller çıkarmaya başladılar. Geçecek peşmergelerin isim listesini, beraberinde götürecekleri silahların envanterini istediler. Geçiş güzergahları konusunda oyalamaya başladılar. En son amblemlerinin olmamasını ve benzeri engeller çıkarmaya başladılar. Peşmergenin Kobanê’ye gitmesini engellemek mümkün değilse eğer, geciktirmek ve DAİŞ’ın zafer kazanması için zaman kazanmayı denediler. Dikkatleri başka yere çekmek için ise bu kez ‘PYD sadece 150 peşmerge istiyor’ yalanını üfürdüler.

Bu da yalandı, tutmadı. PYD’nin Hewler yönetiminden Kobanê için nasıl silahlar ve ne kadar Peşmerege gücü talep ettiği ilerde açıklanır. Ne zamanki ABD ve koalisyon güçleri son 48 saat içinde Türk hükümetini bir kez daha sert uyarınca, Ankara zorda olsa Peşmerge’nin Kobanê’ye geçişine izin verdi. Çünkü ABD tıpkı silah sevkiyatı gibi Peşmerge’yi de havadan Kobanê’ye ulaştırabileceğinin sinyalini vermeye başlamıştı.

Ankara rejimi Kobanê direnişi sonucunda engelleyemediği radikal gelişmeleri şimdi Osmanlı oyunlarıyla kendi lehine çevirmek için bu kez medya eliyle başka bir algı operasyonu yapmaya başladı. Peşmergenin Güney Kürdistan’dan Murşitpınar sınır kapısına kadar olan karadan ve havadan yolculuğunu garip bir şova dönüştürmeye başladı.

Bunun peşmerge sevgiyle alakasının olmadığını Türk devletini yakinen tanıyanlar bilir. Peşmergenin Kobanê’ye geçişini bir şov gibi Türk medyasının yansıtmasının nedeni büyük ihtimalle Türk devletinin ilerideki kirli oyunları ile alakalıdır. İsteyen bunu bir taraf not edebilir.

Çünkü halen Türk devletinin kafasının arka planında Kürtleri birbirine düşürme, onlar arasında fitne ve fesat yayarak çatışma çıkarma yatmaktadır. PKK’yi, PYD’yi ‘terörist’, peşmergeyi ‘kahraman' olarak gören Türk devletinden, onun cumhurbaşkanı ve başbakanından bizim kuşku duymamız kadar doğal ne olabilir ki? Onların Kürt ve peşmerge sevgisi iktidarlarının ve sömürgeci rejimin bekasıyla alakalıdır.

O nedenle Türk tarafının peşmegre ‘sevgisiyle’, Kürtlerin peşmerge sevgisi arasına kalın bir çizgi çekmek gerekiyor. Peşmerge Kobanê’ye geçiş yaparak Kürdistan’ın ortak direnişi ve birliği için tarihi bir fırsata omuz vermiştir. Bu gelişten en fazla günlerdir büyük bir kahramanlık destanı yazarak direnen Kobanê’deki YPG-YPJ ve Kanton yönetimi memnundur. 150 peşmerge sayı olarak belki bu savaşta askeri dengeyi değiştirmeyecektir. Ancak bu Kürtlerin düşmanlarına karşı açık bir meydan okumadır. Kürtleri birbirine düşürmek isteyenlere de verilmiş en güzel cevaptır.

Bu nedenle şu anda her türlü hile ve hurdayla peşmergenin geçişini engelleyemeyen Türk yöneticilerinin kahrolduğunu söyleyebilirim.

Yeri gelmişken sosyal medyada Kürdistan medyasını linç etmek isteyen bazı boş boğazlara da birkaç söz söylemek gerekir.

Kobanê kuşatma ve katliam tehdidi altında. Burada bir savaş var. Bu savaşta akıllara durgunluk veren bir direniş var. Bu direnişin yarattığı tarihsel sonuçlar var. Hem bölge çapında, hem dünya çapında.

Bu nedenle Kürdistan medyasının bu savaşa ve direnişe ilişkin tutumu Türk ve bazı şov peşinde koşan ‘Türk kopyası’ medyadan farklıdır. Sosyal medyada Kürdistan medyasını itibarsızlaştırmak için ortaya atılan ‘peşmerge’nin Kobanê’ye geçişini Kürdistan medyasının vermediği’ yönündeki haberler kesinlikle gerçeği yansıtmıyor. Kürt medyası işin şov yanı ile değil, gerçek olan kısmıyla alakalıdır.

Yoksa bunun peşmergeyi sevip sevmemekle alakalı bir yanı yoktur. Kaldı ki peşmerge Kürdistani bir güçtür. Kobanê’de YPG-YPJ savaşçılarıyla birlikte DAİŞ çetelerine karşı askeri ve moral açıdan önemli bir rol oynayacaktır.

Türk cumhurbaşkanı gibi sosyal medyada yalan-yanlış haber üretenlere de şunu diyebiliriz: Yalan, fitne-fesatlığı bir tarafa bırakın. Kobanê direnişi sizi silip süpürmeden imana gelin. Tövbe edin.

Bakın. Kobanê düşmedi. Düşmüyor. Düşmeyecek. Ve direniş daha çok şeyi değiştirecek.