Keskin: 1915 'soykırım' denilmeden anlatılamaz

Ermeni Soykırımı anmasının engellenmesi protesto edildi. Basın toplantısında konuşan İHD Eş Genel Başkanı Eren Keskin, 1915'te yaşananları 'soykırım' olarak görmeye devam edeceklerini söyledi.

İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi, Ermeni Soykırımı’nın 103’üncü yıl dönümü vesilesiyle dün Sultanahmet’te yapmak istedikleri eylemin polis tarafından engellenmesini protesto etti. Şube binasında düzenlenen basın toplantısında, “Ermeni soykırımını anmak değil, bu soykırımla yüzleşmemek suçtur” pankartı asıldı.

İHD Eş Genel Başkanı Avukat Eren Keskin, devlete “Soykırımı tanı, soykırımla yüzleş ve soykırımın tahribatlarını tazmin et” diye seslenerek, şöyle devam etti: “Bu açıklamalarımızı 2005 yılından beri yapıyoruz. Ama hakkımızda bugüne kadar bir soruşturma dahi açılmadı. OHAL süreci olmasına rağmen geçen sene de yaptık. Ama bu yıl ‘soykırım’ ve ‘katliam’ kelimesini kullanırsak yapamayacağımızı, bu kelimeleri kullanmadan basın açıklaması yapmamız istendi. Biz de bunu ifade özgürlüğümüze saldırı olarak kabul ettik."

'SOYKIRIM DENİLMEDEN ANLATILAMAZ'

Keskin, 'soykırım' denilmeden 1915’te yaşananların anlatılamayacağı için dün açıklamalarını iptal ettiklerini hatırlatarak, “Dün arkadaşlarımızın gözaltına alınması bizim soykırıma karşı olan düşüncelerimizi değiştirmedi. Biz Türkiye’nin kırmızı çizgileri, Kürdistan meselesi, Ermeni Soykırımı, Kıbrıs sorunu gibi meselelerde düşüncelerimizi özgürce ifade etmek istiyoruz ve bunun mücadelesini veriyoruz” dedi.

GÖZALTINDA IRKÇILIK

Toplantıda konuşan, dün gözaltına alınıp daha sonra serbest bırakılan İHD İstanbul Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Leman Yurtsever de şunları anlattı: "Sultanahmet’te bulunan Türk ve İslam Eserleri Müzesi’nde yapılacak açıklamaya gittiğimizde ilk başta GBT’mizi yaptılar. Daha sonra pankart ve fotoğraflara bakıp fotoğraf çektiler. Pankartı geri verdiler, bir süre sonra tekrar pankartı aldılar. Götürüp bir duvar dibinde açarak tek tek fotoğrafını çektiler. ‘Sözde Ermeni soykırımıymış’ gibisinden sorular sordular. Pankartları geri verdiler ve bizi gözaltına aldılar. Daha sonra rapor almak için Haseki Hastanesine götürüldük. Doktor odasına girdiğimizde paravanın arkasında polis bulunuyordu. Polise ‘çıkar mısın’ dediğimde ‘bana emir veremezsin’ diyerek bağırdı. Muayene bittikten sonra doktor odasından çıkacağımız zaman bileklerimizi sıkarak plastik kelepçe taktılar. Araç içerisinde de polisler Ermeni halkına yönelik nefret söyleminde bulunuyorlardı. Yine karakola götürüldüğümüzde araçta yüksek sesle ırkçı şarkılar dinlettirdiler. Karakolda ifadelerimiz alındıktan sonra serbest bırakıldık.”

Toplantıda, dün engellenen açıklama yeniden okundu.