KESK'ten uyarı: Tutsakların hayatı tehlikede!

KESK, tüm tutsakların hayatının tehlikede olduğunu belirtti, iktidarın salgını dahi fırsata çevirmeye çalıştığına dikkat çekti.

Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) İstanbul Şubeler Platformu, Meclis’te görüşülmeye devam edilen “İkinci Yargı Paketi”ne tepki gösterdi. Konuya ilişkin sosyal medya üzerinden gerçekleştirilen canlı yayında Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) İstanbul 1 Nolu Şube Başkanı Mesut Mike açıklama yaptı.

'HAYATLARI TEHLİKEDE'

Cezaevlerinin kapasitelerinin çok üstünde doluluğa sahip olduğunu ifade eden Mike, yasanın tüm suç kategorilerini kapsaması gerektiğini söyledi.
Olağanüstü Hal (OHAL) uygulamaları ve özgürlükleri askıya alan güvenlikçi politikalar nedeniyle inşa edilen devasa kampüs tipi cezaevlerinin bile dolup taştığını vurgulayan Mike, Ocak 2020 verilerine göre 355 hapishanede aralarında binlerce kadın ve çocuğun da bulunduğu 300 bin dolayında tutsağın bulunduğuna dikkat çekti.
Dışarıda ise yaklaşık 500 bin kişinin denetimli serbestlik uygulamasına tabi olduğunu sözlerine ekleyen Mike, yaklaşık 200 bin kişinin ise denetimli serbestlik uygulaması kapsamında açık cezaevinde olduğunu belirtti.
Mike, dışarıda dahi hijyenik koşulların sağlanmasının zorlaştığını bir ortamda sayıları 300 bini bulan tutuklu ve hükümlülerin birkaç misli dolu ve hijyen koşullarından yoksun cezaevlerinde salgına yakalanma ve hayatlarını kaybetme tehdidiyle karşı karşıya olduklarını dile getirdi.

‘İKTİDAR FIRSATA ÇEVİRMEK İSTİYOR'

Salgın koşulları nedeniyle birçok ülkenin siyasi adli ayrımı yapmadan cezaevlerini boşalttığına işaret eden Mike, ancak AKP’nin Kanal İstanbul, kayyum gasbı meselesinde olduğu gibi bunu da suiistimal etiğini ve fırsata çevirmeye çalıştığını söyledi.
Meclis’te görüşülen yargı paketindeki infaz düzenlemesinden siyasi tutsakların yararlanılamamasına tepki gösteren Mike, “Salgının cezaevlerine sıçraması durumunda, virüs iktidar gibi davranmaz. Suç kategorilerine göre ayrım yapmayacaktır. Bu durum ortada iken iktidarın hala ayrımcılıkta ısrar etmesi kabul edilemez. Kaldı ki, iktidarın vatandaşlara karşı işlenen suçlarda indirime, affa ya da infaz sisteminde değişikliğe rahatlıkla giderken devlete karşı işlendiği söylenen siyasal suçları ise kapsam dışı bırakması devletin kin gütmesi anlamına gelmektedir. Oysa tersi olmalı, yani devlet adına bir düzenleme yapılacaksa ilkin kendisine karşı işlendiği söylenen siyasal suçlardan yargılananlardan başlanmalıdır” diye konuştu.

'MEVCUT YAKLAŞIMDAN HEMEN VAZGEÇİLMELİ'

İktidarın mevcut yaklaşımlarından derhal vazgeçmesi çağrısında bulunan Mike, şöyle dedi:
7“Mevcut tutumdan derhal vazgeçilmeli. En geniş toplumsal mutabakat sağlanarak; uluslararası hukuk ve anayasamızın eşitlik ilkesi çerçevesinde Mecliste tartışmaları devam eden düzenleme siyasi tercihlerinden dolayı suçlananları da kapsayacak şekilde genişletilmelidir. Gazeteciler, yaşlılar, hasta mahkumlar, çocuklar ve çocuklarıyla birlikte kalan kadınlar öncelikle tahliye edilmeli, infazlar ertelenmelidir. Salgının yayılma hızının ve ölüm haberlerinin giderek arttığı bugünlerde hepimizin daha çok dayanışmaya, güzel haberlere ve toplumsal barışa ihtiyacı olduğu unutulmamalıdır.”