KESK-AR: Emekçinin alım gücü düşüyor

KESK-AR: Emekçinin alım gücü düşüyor

KESK-AR tarafından yapılan “Yıllık Alım Gücü Karşılaştırması” araştırması sonuçlarına göre kamu emekçilerin alım gücü geçtiðimiz yılın Ekim ayına göre önemli ölçüde azaldı.

KESK Araştırma Merkezi (KESK-AR) yaptıðı “Yıllık Alım Gücü Karşılaştırması”nı açıkladı. KESK-AR, 2012 yılı Ekim ayında TÜÝK tarafından açıklanan enflasyon oranının bir önceki aya göre yüzde 1,96 deðişim gösterirken, yıllık ortalamada yüzde 9,53 olarak artış gerçekleştiðini belirtti.

KESK-AR’ın açıklamasına göre: “Türkiye Ýstatistik Kurumu TÜFE madde fiyatları üzerinden yapılan hesaplamaya göre ortalama ücretli bir kamu emekçisinin Ekim 2011’e göre konut harcamalarına bütçesinden ayırdıðı pay yüzde 5 arttı. AKP hükümetinin saðlıkta dönüşüm uygulamaları ile saðlık hizmetlerinin büyük oranda özelleştirilmesi sonucu ticari bir hizmete dönüşen saðlık harcamalarında ise yine aynı döneme göre bütçesinden ayırdıðı payda yüzde 25 artış gerçekleşti. Aynı şekilde 1 yıl içinde kamu emekçilerinin ücretlerinden ulaşıma ayırdıkları pay ise yüzde 4’lük artış yaşadı.”

AKP HÜKÜMETÝNÝN ENFLASYON BAŞARISI! EN YÜKSEK ENFLASYON BÝZDE!

Ekonomi alanında giderek yükselen ‘bir güç’ olduklarını özellikle uluslararası platformlarda ifade eden AKP hükümetinin “ekonomiden” bahsederken, halkın bütçesinden, gelirinden yani refahından bahsetmediði vurgulanan açıklamada, “Emekçilerin enflasyonun üzerinde kazanmadıkları, diðer bir ifade ile reel ücretlerin sürekli geriletildiði bir durumda ne sosyal refahtan, ne de dayanaðını toplumdan alan bir ‘güç’ten bahsetmek mümkün” denildi.

ENFLASYON ORANI GERÇEÐÝ YANSITMIYOR

TÜÝK’in hesaplamalarının Türkiye’deki gerçeði yansıtmadıðı ifade edilen açıklamada, “Gerçek enflasyon emekçilerin yaşadıðı enflasyondur. Yaşadıðı hayat pahalılıðıdır. Bugün TÜÝK tarafından açıklanan enflasyon rakamları ise uluslararası sermayeye sunulan ‘kılıfına göre’ hazırlanmış rakamlardan ibarettir. Çünkü enflasyonun hayatı pahalılaştırmanın ötesinde diðer bir etki alanı vardır. Enflasyon aynı zamanda sermayenin amortismanıdır. Diðer bir ifade ile paranın deðer kaybıdır. AKP hükümeti bugün bu düşünce ile ‘enflasyon hedeflemesini’ temel para politikası eksenine koymaktadır. Ýşte bu nedenle rakamlar küresel kapitalist sermayeye bir ‘reklamlama’ anlayışı ile sunulmaktadır. Açıklanan rakamları öncelikle bu perspektiften incelemek, yaşadıðımız hayatla bize ifade edilmeye çalışılan hayat arasında düştüðümüz ikilemi de açıklamaya yetecektir” diye kaydedildi.

Açıklamada, enflasyon rakamlarının Türkiye’de farklı gelir gruplarına göre hesaplanmadıðının altı çizilerek bu durumun enflasyonun farklı gelir grupları tarafından farklı şiddetlerde hissedildiði gerçeðini örttüðü vurgulandı.

“DEVE ETݔ GÝBÝ MADDELER ENFLASYONU BELÝRLÝYOR!

“TÜÝK’in aslında bir sır gibi açıkladıðı endeks verileri ortaya çıktıkça, enflasyon aldatmacası da deşifre oluyor” ifadesinin kullanıldıðı açıklamada, TUÝK’in, Tuðla, Matkap ucu, soba borusu, Patinaj zinciri, deve eti, pinpon topu, çalı süpürgesi gibi maddelerin bulunduðu Tüketici Fiyat Endeksi’nden yola çıkılarak, bu maddelere benzer bir sepetin yaşadıðı fiyat artışı ile pahalılıðı anlattıðı belirtildi. “Komik olduðu kadar absürt bir durumu da ortaya çıkaran bu tablo, ülkede deve eti yiyenlerin sayısı ile enflasyonun gerçek hayatı temsil etme yeteneðini aynı seviyeye taşıyor. Oysa halkın günlük yaşamın her alanında karşılaştıðı enflasyon ile TÜÝK’in açıkladıðı enflasyon rakamları arasında uçurum vardır” denildi.

Türkiye’de yüzde 20’lik gelir gruplarına göre ayrı enflasyon oranlarının ortaya çıkarılması ile aradaki farkın çözülebileceði belirtilen açıklamada son olarak, “Hayat pahalılıðı ve dolayısı ile enflasyon ile mücadele politikaları ancak gerçek enflasyon rakamlarının belirlenmesi ile mümkündür. Farklı gelir gruplarının yaşadıðı hayat pahalılıðının ve bu sayede emekçilerin maruz kaldıðı reel ücret kayıplarının, ancak gerçek bir enflasyonla mücadele tabanında telafi edilebilme şansı vardır” ifadeleri kullanıldı.