KCK Siyasi Komitesi, Kürt çocuklarının okulları boykotla yetinmemesini, asimilasyon merkezi okulların tümden reddedilmesini istedi. AKP’li kurmayların son günlerde yaptıðı açıklamalara yanıt veren Komite, “Çiçek hazırladıðı ‘milli mutabakat’la Kürt halkıyla alay ediyor” dedi. Hüseyin Çelik’in “Kürtleri PKK’nin baskısından korumak gerekir” sözlerini de, “celladın kurbanı koruduðu nerde görülmüş” şeklinde yanıtladı.

KCK Siyasi Komitesi’nin yazılı açıklamasında, “AKP iktidarının tarih bilincinden yoksun, her şeyi kendisinden başlatan diktatör, ırkçı ve faşist bir zihniyet ve tutum içerisinde olduðu” kaydedildi. Geçen 30 yıllık savaş sürecini örnek gösteren KCK, sömürgeci savaş politikalarının sonuçsuz kalacaðına vurgu yaptı. Açıklamada şu ifadeler yer aldı:

“Yaklaşık 30 yıllık mücadele tarihimizden bugüne kadar kaç tane iktidar; cumhurbaşkanı, başbakan, genelkurmay başkanı, içişleri bakanı deðişti, AKP kurmayları çok iyi bilirler, kaç tane Güney Doðu kalkınma paketi, milli mutabakat kararları, olaðanüstü hal ve terörle mücadele kanunu çıkarıldı, bunu da AKP kurmaylarının çok iyi bilmesi gerekir. Yine ırkçı faşist AKP iktidarının, sürekli tekrarlayıp durduðu ‘devletimiz güçlüdür. PKK silah bırakmalı ve teslim olmalıdır’ vb nidaların en yüksek perdeden nasıl dillendirildiðini de çok iyi bilmesi gerekir. Gerek AKP iktidarı döneminde, gerekse AKP öncesi tüm iktidarlar döneminde sınır dışı operasyon adı altında, Güney Kürdistan topraklarına kaç işgal hareketi ve operasyon yapıldı, bunlar da bilinmektedir. Şimdi AKP’nin, tüm yaşanmışlıkları yok sayarak; sömürgeci özel savaş politikalarının özgürlük mücadelesi karşısında yenildiðini görmek istemeyerek hareket etmesi, her şeyden önce yaşanan gerçekliðe ve halklarımıza karşı tam bir saygısızlık örneði olmaktadır.”

ÇELÝK’E YANIT: CELLADIN KURBANI KORUDUÐU NEREDE GÖRÜLMÜŞ?

Açıklamada, Cemil Çiçek’in “ulusal mutabakat” adı altında hazırladıðı belgeye de deðinen KCK Siyasi Komitesi, Hüseyin Çelik’in sözlerine de yanıt verdi:

“Cemil Çiçek, herkesle ve her şeyle alay edercesine sözüm ona, bir milli mutabakat metnini hazırlamıştır. Bu metin, Kürt halkının iradesini yok sayan, inkâr ve savaş politikalarında ısrar etmenin ötesinde bir anlam taşımamaktadır. Bir halkın iradesine raðmen neyin mutabakatı yapılmak istenmektedir. Bu sadece Kürdistan halkıyla alay etmektir. Ve halkımızın buna elbette bir cevabı olacaktır.

Yeni Reyber Hüseyin Çelik ise utanmadan ve yüzü kızarmadan “ Kürtleri PKK’nin baskısından korumak gerekir” demektedir. Bu ne hainlik, bu ne komplekstir! Dünyanın ve tarihin neresinde ve hangi zamanında görülmüştür ki, cellat kurbanını korumuştur. Hem cellat olacaksın, hem de Kürtlerin korunmasından söz edeceksin. Bu tam bir iki yüzlülüktür. Belli ki, Hüseyin Çelik yüz yıl öncesini yaşamaktadır. Kürtler bu gibi hain ve aşaðılayıcı söylemlere inanacak bir halk deðildir. Hüseyin Çelik çok sevdiðini iddia ettiði Kürtlerin arasına bir girsin; Van ve Hakkâri’ye gitsin, onu baðrına nasıl bastıklarını görecektir! Hiç çaresi yoktur; AKP, ya Reber APO’nun özgürlüðüyle birlikte Kürdistan halkının özgürlüðünü kabul edecek, ya da çok deðil bir süre sonra esamesi bile okunmayacak bir hale gelecektir. PKK ve Kürt sorunu böyledir; ya çözüme gelirsin, ya çözülürsün. AKP rejimi de, kendisinden önceki inkârcı faşist iktidarlar gibi çözülmeye ve tasfiye olmaya mahkûmdur.”

‘ASÝMÝLASYON MERKEZÝ OKULLAR TÜMDEN RET EDÝLMELݒ

KCK Siyasi Komitesi, yeni eðitim-öðretim yılına da dikkat çekerek, Kürt çocuklarının okulları sadece boykot etmekle yetinmemesini, asimilasyon merkezi olan okulları tümden reddetmesini istedi:

“Yiðit Kürdistan gençliði, sömürgeci AKP’nin zulmüne karşı, özgür daðlarımızla kucaklaşmayı bir ulusal onur tutumu olarak görmeli ve kahraman gerillalarımızın saflarında yerini almalıdır. Hiçbir Kürt öðrenci ve Kürt çocukları, birer asimilasyon ve soykırım yuvası olan sömürgeci okullara gitmemelidir. Bu okullar beyaz katliam yerleridir. Zihinsel sömürgeciliktir. Kürt çocuklarını başkalaşmaya uðratmaktır. Hiçbir Kürt çocuðu ne ilköðretim ne de üniversitelere kadar kesinlikle bu okullara gitmemeli, boykotla yetinmeyip, ulusla onur gereði tümden ret etmelidir. Bununla birlikte tüm halkımızı kültürel ve siyasi soykırım ile varlıðımızı ve özgürlüðümüzü yok sayan, inkârcı ve ırkçı AKP rejimine karşı, “ AN AZADÝ AN AZADÝ “ şiarıyla, soylu serhıldan hareketlerini en üst düzeye çıkararak, buna kararlıca süreklilik kazandırmaya çaðırıyoruz.”