KCK, Türk Başbakan Erdoðanın "Kürt meselesi diye bir mesele yoktur" sözlerine sert tepki göstererek bunun savaşı tırmandırma ilanı olduðunu söyledi. Öcalana özgürlük ve Kürdistana statü temelinde barışçıl çözüme varız diyen KCK ekledi: "Öcalanı aðır esaret altında tutup, Kürt halkına da kültürel soykırım ile yok etmeyi önüne koyan ırkçı-sömürgeci zihniyete karşı meşru savunma temelinde sonuna kadar direneceðiz!"
KCK Yürütme Konseyi Başkanlıðı, 1 Eylül Dünya Barış Günü vesilesiyle gerçekleşen mitinglerde yapılan barış çaðrıları ile Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoðanın Kürt meselesi yoktur şeklindeki sözlerini deðerlendiren yazılı bir açıklamada bulundu.
BARIŞ ÇAÐRILARINA BÜYÜK DEÐER BÝÇÝYORUZ
Ortadoðuda her gün kanın döküldüðü ve yine ülkemiz Kürdistanda AKP sömürgeciliðinin başlattıðı savaş temelinde çatışmaların yaygınlaştıðı günümüz ortamında barıştan yana olan kesimler ile Kürdistan halkı 1 Eylül Dünya Barış Gününü büyük mitinglerle ve barış çaðrılarıyla karşıladı denilen açıklamada, savaş ve çatışmalara raðmen halkların kardeşliði, eşitliði ve birliðine dayalı bir barışın bir gün mutlaka geleceðine inandıklarını, bu temelde yapılan çaðrılara büyük deðer biçtiklerini kaydetti.
Halkımız 25 Aðustos gününden bu yana Kürdistanın çeşitli yerlerinde Önder Apoya Özgürlük sloganı altında birçok yerde mitingler yapmış ve bu istemini 1 Eylül Barış Günü vesilesiyle daha üst bir aşamaya ulaştırmıştır. Meydanları dolduran halkımız samimi bir şekilde taleplerini dile getirmiş ve savaş-barış anlayışını ortaya koymuştur. Başta Amed, Van ve Ýstanbul olmak üzere Kürdistan ve Türkiye'nin birçok şehrinde gerçekleşen bu barış mitinglerinde, barışın ancak Önder Aponun özgürlüðü ve Kürdistanın statü hakkı temelinde mümkün olabileceði vurgulanmıştır.
25 Aðustos'tan bu yana ülkede ve yurtdışında Önder Apo'ya sahip çıkma temelinde çeşitli etkinlikler geliştiren ve bunu 1 Eylül Barış Günü vesilesiyle daha da yükselten tüm halkımızı ve dostlarımızı takdir ediyor ve onları selamlıyoruz. Özellikle Avrupa'da gündemleşen Önder Apo'ya Özgürlük Ýnisiyatifinin geliştirdiði uluslararası kampanyayı önemli bir adım olarak görüyor ve bu konuda yürütülecek bütün çabaların tüm halkların özgürlüðü ve barışı yolunda önemli adımlar durumunda olduðunu vurgulamak gerekiyor.
Unutulmamalıdır ki, bugün Kürdistanda sürmekte olan savaşı geliştiren taraf biz deðil, AKP sömürgeciliðidir denilen açıklamanın devamında, Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoðanın 1 Eylül akşamı yapmış olduðu açıklamaya sert tepki gösterilerek şöyle dendi:
ERDOÐAN KÜRDÝSTANDA SAVAŞI TIRMANDIRACAÐINI AÇIKÇA ÝLAN ETMÝŞTÝR
1 Eylül akşamında Türk Başbakan Tayyip Erdoðan, yaptıðı mülakatta, Barış Günü ve barışı isteyenlerle alay edercesine, "Kürt meselesi diye bir mesele yoktur, artık bu aşılmıştır" diyerek Kürdistan'da savaşı tırmandıracaðını bir kez daha açıkça ilan etmiştir. Sorunu demokratik yöntem ve barışla deðil, şiddetle çözeceðini, kan dökeceðini, fakat Türk basınının bunu görmemesi gerektiðini kamuoyu önünde utanmadan resmen ifade etmiştir. "Kürt meselesi yoktur" biçimindeki gerçeðe ve insan aklına hakaret anlamına gelen bir duruş içinde bulunan Türk Başbakanı, AKP devletinin Kürdistan'da katliamlar dahil her şeyi yapacaðını bu sözlerle ifade etmiştir. Halkımızın haklı mücadelesi karşısında sıkışan, özgürlük mücadelesinin yükselişi karşısında acze düşen AKP hükümetinin, yürüttüðü siyasal soykırım uygulamasını daha da ilerleteceði, tıpkı '94 yılındaki gibi Kürt siyasetini parlamento dışı edecek yöntemlerle savaş sürecini tırmandırmayı gündemine almıştır.
MEŞRU DÝRENÝŞ HAKKINI KULLANMAKTAN BAŞKA BÝR YOL KALMAMIŞTIR
AKP'nin açıkça yürüttüðü ve en son Başbakan'ın sözleriyle resmen ilan ettiði bu savaş çıðırtkanlıðına karşı yurtsever halkımızın kendini savunma ve meşru direniş hakkını kullanmaktan başka bir yolunun kalmadıðı ortadadır. Kürt siyaseti ve Özgürlük Hareketi şahsında tüm Kürt halkını düşman ilan ederek şiddeti daha fazla tırmandıracaðını belirten bu faşist-ırkçı-sömürgeci zihniyete karşı, barıştan yana olan hiçbir kesimin sessiz kalmaması ve tavır alması bir insanlık borcu durumundadır.
SONUNA KADAR DÝRENECEÐÝZ
Bilinmeli ki, 1 Eylül Dünya Barış Günü'nde halkımızın ve demokratik kurumların ifade ettiði şekliyle Önder Apo'nun özgürlüðü ve Kürdistan'a statü temelinde biz barışçıl çözüme varız. Ancak Kürt Halk Önderliði'ni en aðır koşullarla esaret altında tutup, Kürt halkını da kültürel soykırım cenderesinde yok etmeyi önüne koyan ve bunu da tüm Türkiye toplumuna doðalmış gibi göstermek isteyen ırkçı-sömürgeci zihniyete karşı meşru savunma hakkımızı kullanma temelinde sonuna kadar direneceðimiz açık ve kesindir.
KÜRT HALKI KARARINI VERMÝŞTÝR
Kürt halkı kararını vermiştir diyen KCK Yürütme Konseyi Başkanlıðı, Köleliði reddedecek, varlıðını koruma ve özgürlüðünü kazanma mücadelesini zaferle taçlandırmak için her şeyini ortaya koyacaktır vurgusunda bulunarak devamla şunları kaydetti:
Tarihin bu önemli aşamasında halkımıza dayatılan çaðdışı kölelik sistemi asla kabul edilmeyecek, özgürlüðümüzü kazanmak için tarihsel bir birikime ve tecrübeye sahip gerillanın ve engin bir fedakarlıða sahip Kürdistan halkının yürüyüşü önünde hiçbir güç engel olamayacaktır. Halkımızın haklı davasını başarıyla taçlandıracaðı kesindir. "Zulümle abad olunmaz" sözü tam da burada geçerlidir. Zulüm sahipleri tarihin çöp sepetine atılacak, halkların birliði, kardeşliði ve barış içinde yaşamanın adı olan "Demokratik Modernite" mutlaka kazanacaktır.
Çok iyi bilinmeli ki, halkların sömürüsü temelinde siyaset geliştirenlerin ve iktidar kurmak isteyenlerin hükümranlık sürdüðü bir ortamda barış kolay gelmeyecek, barış ancak büyük bir mücadele ve direniş içinde halkların iradesinin hakim kılınmasıyla gelecektir. Barıştan ve demokrasiden yana olan tüm kesimlerin ve dostların bu gerçeði göz önüne alarak mücadeleyi yükseltmeleri önem taşımaktadır.