KCK: Madımak'taki saldırganların DAİŞ'le zihniyet akrabalığı var

KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı, 2 Temmuz 1993 yılında Madımak katliamında hayatını kaybedenleri andı.

KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı ‘’Madımak katliamındaki katiller topluluğu ile DAİŞ gibi insanları diri diri yakan, boyunları kesenler arasında zihniyet kardeşliği bulunmaktadır’’ dedi.

KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı tarafından yapılan yazılı açıklamada, ‘’25 yıl önce gerçekleştirilen Sivas Madımak katliamını yapanları, yaptıranları şiddetle lanetliyor, katledilen demokrasi şehitlerini minnet ve saygıyla anıyoruz’’ denildi.

Açıklamanın devamında şu ifadeler yer aldı:

‘’1993, 2 Temmuz’unda milliyetçi dinci gericilik kışkırtılarak 33 Alevi can ve Alevi dostu aydın diri diri yakılarak katledilmiştir. Bu katliamlarla Aleviler Türkiye’nin demokratikleşmesi mücadelesinden uzaklaştırılmak ve Kürt halkının yürüttüğü özgürlük ve demokrasi mücadelesine destek vermeleri engellenmek istenmiştir. Türkiye halkları ile Kürdistan özgürlük mücadelesinin Türkiye’nin demokratikleşme mücadelesinde buluşmasının önüne böylece korku duvarları örülmüştür.

‘MADIMAKLARI YAŞAMA TEHLİKESİ HALA YAKIN BİR TEHLİKEDİR’

Madımak katliamındaki katiller topluluğu ile DAİŞ gibi insanları diri diri yakan, boyunları kesenler arasında zihniyet kardeşliği bulunmaktadır. Toplumun ahlak, vicdan ve adaleti olan din, böylece en vicdansız, ahlaksız ve adaletsiz uygulamalara alet edilmektedir. Türkiye’de din milliyetçiliğin maskesi haline getirildiğinde milliyetçilik daha katliamcı ve soykırımcı karaktere bürünmektedir. Madımak katliamı tekil bir olay değildir. Şu anda AKP’ye bağlı çetelerin ve AKP’nin yönlendirdikleri toplulukların önemli bölümü Madımak katliamını yapanlardan daha fazla dinci milliyetçi bir karaktere sahiptir. Bu açıdan Madımak geride kalmamış Türkiye halkları için Madımakları yaşama tehlikesi hala yakın bir tehlike olarak durmaktadır.

Madımak katliamının yıl dönümünde sadece katliamcıları kınamak ve Madımak katliamının yapıldığı yerin önüne çelenk bırakmak yetmez. Bunlar tabi ki yapılmalıdır. Ancak bu katliamı yapanlardan intikam almak ve bir daha Madımakların olmasının önüne geçmek için yerine getirilmesi gereken en temel görev Türkiye’nin demokratikleşme mücadelesinde yer almaktır. İtikadın güçlülüğü esas olarak da demokrasi mücadelesinde alınan yerle belli olacaktır.

‘FAŞİST İKTİDARA KARŞI MÜCADELEYİ YÜKSELTMEK GEREKMEKTEDİR’

Aleviler ve Alevilerin dostu aydınlar 1993, 2 Temmuz’unda demokrasi mücadelesinde yer aldıkları için katledilmişleridir.

O zaman onların anısına ve özlemlerine bağlılığın gereği daha fazla demokrasi mücadelesi içerisine girmek ve Türkiye’deki faşist iktidara karşı mücadeleyi yükseltmek gerekmektedir.

Tüm Aleviler 2 Temmuz Madımak katliamı yıl dönümünde demokrasi mücadelesinde daha fazla yer almalı; Türkiye’yi demokratikleştirerek Alevilerin varlığını güvenceye almalıdırlar. 2 Temmuz şehitlerinin çağrısı budur.’’