‘KCK’ İstanbul ana mahkeme heyetinin ara kararı bekleniyor

‘KCK’ İstanbul ana mahkeme heyetinin ara kararı bekleniyor

"KCK" İstanbul ana davasında avukatların tahliye taleplerinin ardından mütalaasını veren savcı, tüm tutuklu sanıklarının tutukluluk halinin devamı yönünde karar alınmasını talep etti. Mütalaanın ardından duruşmaya ara veren mahkeme heyetinin, ara kararını açıklaması bekleniyor.

İstanbul'da "KCK" adı altında düzenlenen operasyon kapsamında haklarında dava açılan 111'i tutuklu 205 Kürt siyasetçinin ve insan hakları savunucusunun yargılandığı "KCK" İstanbul ana davasının 5'inci duruşmasının son oturumu Silivri Ceza İnfaz Kurumu Yerleşkesi karşısında bulunan İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesi'nde avukatların esasa ilişkin taleplerinin ardından son buldu. Duruşmada savunma yapan avukatlardan Hüseyin Boğatekin, yeni yapılan adliye binasına değinerek, "Bu adliye inşaat halindeyken kimler yargılanacak diye soruyorduk. Ne yazık ki, yine Kürtler yargılandı" dedi. Savunmasında dosyada yer alan gizli ve açık tanık ifadelerine yer veren Boğatekin, "Türkiye'de 2004 yılında yapılan düzenlemelerle tanık ifadeleri dosyalarda delil olarak kullanılmaya başlandı. İlk Ergenekon davasında kullanıldı bu skandal. Ergenekon davasında 20 gizli tanık ifadesi yer alıyor. Daha sonra bu skandallar Kürtlerin davasında da kendini gösterdi" dedi. Gizli tanıkların gerçek kimliklerinin mahkeme tarafından bile bilinmediğine dikkat çeken Boğatekin, "Gizli tanıkların açık kimlikleri kolluğun kasasında saklanıyor. Kolluk istediği zaman istediği kişi hakkında bir ifade metni hazırladı ve kimse tarafından bu sorgulanmadı. HSYK yapılan bu hukuksuzluğa karşı suç duyurusu başlatsaydı, bu gün bu hukuksuzluklar yaşanmazdı" diye konuştu. 

Farklı bir PKK davasında ifadeleri yer alan DHKP-C itirafçısı Egemen Aktağ'a değinen Boğatekin, "Bu kişi DHKP-C itirafçısı, ama PKK'nin şehir yapılanmasıyla ilgili ayrıntılı ifade veriyor. Sizce de bu işleyiş biraz tuhaf değil mi. Bu açık bir polis kurgusudur. Aynı şekilde bu davada gizli tanık olarak yer alan 'Haydar' kodundaki kişinin kimliğini Erkan Yanıt olduğunu söylemiştik. Erkan Yanıt kim diye baktığımızda Esenler'de tekstilde çalışan ve okuma yazma bilmeyen bir genç. İki kız kardeşi kırsala gittiği için BDP'ye tepkilenmiş. Bu kişi hiçbir zaman BDP'nin çalışmalarına dahil olmadı, ama ne tuhaftır ki, KCK'nin bütün yapılanması ile ilgili bilgi veriyor. O da yetmiyor, Almanya'nın Berlin kentinde KCK'nin üst düzey yöneticilerinden Duran Kalkan'ın da katıldığı gizli toplantılar hakkında bile bilgi veriyor. Soruyorum size; Yanıt hiç hayatında yurt dışına bile çıkmış mıdır? İstihbaratın bile bilmediği toplantıları nereden biliyor" dedi.

Avukatlardan Meral Hanbayat ve Ümit Avcı'nın savunmalarının ardından mahkeme heyeti duruşma savcısı İsmail Işık'ın taleplerini aldı. Kürt siyasetçilerin tutukluluk halinin devamını isteyen Işık, "Elde edilen deliller ve belgeler ışığında yapılan savunmalar bir kısım engellemelere rağmen tamamlandı. Siyasi bir partiye dönük bir iddianame hazırlandığı iddia edilse de örgüt üyelerinin silah taşıması, cebir ve şiddet olaylarına katılması zorunluluğu olmadığı biliniyor. Her meslekten kişi örgüt üyeliği suçunu işleyebilir. Bir kısım sanık ve müdafilerin savunmalarında iddianameyi itibarsızlaştırma çalışılsa da iddianamede sadece tanık ifadeleri yer almıyor. Sanık müdafilerin hukuka aykırı olduğu iddiasıyla çıkarılmasını talep ettiklerini delillerin çıkarılması talebi daha önce karar bağlandığı için tekrardan karara bağlanmasına gerek yok. Ali İpekli'nin kendisine ait olmadığını söylediği fotoğrafın Adli Tıp'a gönderilmesi, Mümtaz Aydemir'in kendisine ait olmadığını ve tekrardan çözülmesini istediği telefon tapelerin çokluğu ve zaman darlığından talebin reddine, Eşref Yaşar'ın savunmasına kullandığı 'tiyatro' ibaresi için suç duyurusunda bulunulmasına karar verilmesini kamu adına mütalaa olunur" dedi. 

Mahkeme heyeti, mütalaanın ardından ara kararını vermek üzere duruşmaya ara verdi.