KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı, Şakran cezaevinde kadın tutsakların başlattığı ve tüm cezaevlerine yayılan süresiz dönüşümsüz açlık grevinin 54. gününe ulaştığını belirterek, “Binlerce devrimci tutsak zindan direniş tarihinin takipçileri olarak Önder Apo üzerindeki tecrit ve ağır psikolojik baskı, zindanlarda tutsaklara karşı yürütülen saldırılar ve halk üzerindeki ağır faşist baskılara karşı direnişe geçmiştir. Uğruna ölünecek özgür ve demokratik yaşamı yaratmak için direnmektedirler. Faşizmin Türkiye ve Kürdistan üzerinde heyula gibi dolaştığı bir dönemde bu duruma sessiz kalmamışlardır. Halkın en değerli evlatları olarak demokrasi ve özgürlük mücadelesinde sorumluluk üstlenmişlerdir. Referandum sürecinde Kürt halkının ve Türkiye halklarının yürüttüğü demokrasi mücadelesinde siyasi tutsakların tavrını ortaya koymuşlardır. Çünkü AKP-MHP iktidarı faşist uygulamalarını en başta da İmralı olmak üzere zindanlarda pratikleştirmektedir” dedi.
“Zindan direnişçileri ölüm orucu eylemiyle Kürt Halk Önderi üzerindeki baskı ve Kürt şehirlerinin yakılıp yıkılması biçiminde sürdürülen demokrasi ve Kürt düşmanı saldırıların durdurulmasını istemektedirler” denilen açıklamada, “Nasıl ki 2012 yılında Kürt halkına karşı yürütülen ağır saldırılar ve Önder Apo üzerindeki tecride direnişle karşılık vermişlerse, şimdi de AKP-MHP faşist iktidarının saldırılarına karşı ölümüne direnmektedirler. AKP-MHP soykırımcı sömürgeciliğinin faşist saldırılarına karşı yürütülen özgürlük ve demokrasi mücadelesinin parçası olmak için eyleme geçmişlerdir. Özgürlük ve demokrasi mücadelesinin en kritik dönemlerinde oynadıkları rolü yine üstlenmişlerdir.
Zindan direnişçileri, Önder Apo ve halkımız için yaşamlarını ortaya koymuşlarsa, bizler de devrimciler, demokratlar ve halk olarak üzerimize düşen görevi yerine getirerek ölüm sınırına gelen eylemlerini desteklemeliyiz. Başta Kürt gençleri olmak üzere tüm halkımız ve demokrasi güçleri her yerde zindan direnişini destekleyen eylemler yapmalıdırlar. Gençler sadece Kürdistan'da değil, Türkiye metropollerinde de her mahallede zindan direnişine sahiplenen eylemler gerçekleştirmelidirler. Bilinçli ve doğal örgütlü karaktere sahip halkımız ve gençler her yerde eylemler örgütleyip protestolar geliştirmelidirler.
Bizlerin de kırmızı çizgileri Önder Apo, şehitlerimiz ve zindanlardaki tutsaklardır. İmralı ve zindanlar üzerinde yürütülen tecrit ve saldırı tüm halkımıza karşı yürütülmüş saldırılardır. Bu açıdan özgürlük ve demokrasi mücadelemizin onurları olan tutsaklara her yerde sahip çıkılmalıdır” ifadelerine yer verildi.
‘TUTSAKLARIN FAŞİST SALDIRILARA KARŞI YÜRÜTTÜKLERİ DİRENİŞİ SELAMLIYORUZ’
KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı, açıklamasında şunlar belirtildi:
“Demokratik siyasal güçler, insan hakları kuruluşları, demokratik kurumlar, aydınlar, yazarlar, tüm vicdanlı insanlar zindandaki direnişe sahip çıkmalıdırlar. Zindanlardaki direnişe sahip çıkmak ve desteklemek özgür ve demokratik yaşama sahip çıkmaktır. Zindandaki baskılara karşı çıkmadan demokrasi ve özgürlük mücadelesini tutarlı biçimde sürdürmek mümkün değildir. Zindanlardaki siyasi tutsaklar ömürlerini tamamen özgürlük ve demokrasi mücadelesi için veriyorlarsa, şimdi de özgürlük ve demokrasi mücadelesinde yer almak için yaşamlarını ortaya koymuşlarsa, o zaman tüm demokrasi ve özgürlük güçlerine düşen görev de yaygın ve etkili bir biçimde bu direnişçilere sahip çıkan eylemler gerçekleştirmek olmalıdır.
AKP-MHP faşizminin Önder Apo’ya tecritle başlatılan, Kürt şehirlerini yakıp yıkan, binlerce siyasetçiyi zindanlara atan faşist saldırılarına karşı devrimci tutsakların yürüttükleri direnişi selamlıyor, onların özlemlerini özgürlük mücadelesini yükselterek gerçekleştireceğimizin sözünü bir kez daha yineliyoruz.”