Konseyin açıklaması şöyle:

“PKK'nin 38. yıldönümü kutlanıyor. Apocuların grup olarak tarih sahnesine çıkmasının üzerinden 44 yıl geçti. Kürt halkının yeniden doğuşunu gerçekleştiren bu hareketin önderi Önder Apo’yu saygıyla selamlıyor; partinin büyük başarılarla gelişmesini sağlayan ve tüm değerlerin temel yaratıcısı şehitlerimizi minnet ve saygıyla anıyoruz.

PKK kuruluşundan bu yana sadece Kürdistan’ın dört parçasının siyasal tarihine değil Türkiye ve tüm Ortadoğu’nun siyasi tarihine de yön vermiştir. Bugün de Kürdistan, Türkiye ve Ortadoğu'daki gelişmelere damgasını vurmaktadır. PKK öncülüğünde güçlü biçimde yeniden doğuşu sağlayan ve tarih sahnesine çıkan Kürt halkı, bugün Ortadoğu'nun en dinamik halkı olarak siyasal gelişmelerde ağırlığını ortaya koymaktadır. Kürtlerin varlığını ve özgürlük mücadelesini dikkate almayan tek bir politik adım yoktur.

KÜRT HALKININ MÜCADELESİ KÜRT SOYKIRIMINA KARŞI SESSİZLİĞİ KIRDI

Bugün Avrupa Birliği Türkiye ilişkilerini ve Türkiye'nin tüm dünyayla ilişkilerini de Kürtlerin özgürlük mücadelesi belirlemektedir. Tüm politikalarını Kürt soykırımı üzerine kuran Türk devleti aynı politikayı dünyaya dayatınca her ülkeyle sorunlar yaşamaktadır. Önceleri Kürt soykırımına sessiz kalan ülkeler, Kürt halkının özgürlük mücadelesini yükseltmesiyle birlikte bunu sürdüremez hale gelmişlerdir. Mücadelenin ortaya çıkardığı çıplak gerçekler soykırımcı güçlerle birçok devlet ve siyasi güç arasında çelişkilerin ortaya çıkmasını kaçınılmaz hale getirmiştir.

PKK'nin 38. Kuruluş yıldönümünde bu gerçekliklerin ortaya çıkması PKK öncülüğünde mücadele yürüten Kürt halkının nasıl bir siyasi güce ulaştığını ortaya koymaktadır. Önder Apo çizgisinde PKK sadece Türkiye ve Kürdistan'da değil, tüm Ortadoğu'da tek çözüm gücü haline gelmiştir. Kürtler Ortadoğu'nun yükselen halkı, PKK ise tüm Ortadoğu halklarının özgür ve demokratik yaşam mücadelesinin öncü gücü durumundadır. PKK Ortadoğu'nun yaşanmış derin ve kapsamlı toplumsallığına dayanarak demokratik sosyalizmle tarih boyu olduğu gibi Ortadoğu'yu yine toplumsallığın ve insanlığın merkezi haline getirmektedir.

ORTADOĞU’DA ARTIK DİKTATÖRLÜKLER VARLIKLARINI SÜRDÜREMEZ

PKK sadece Kürdistan’da değil Türkiye ve Ortadoğu'da yeni bir çağ başlatmıştır. Son kırk yılda PKK’nin yürüttüğü mücadele olmasaydı bugün Türkiye ve Ortadoğu hala otoritere rejimlerin, diktatörlüğün ve her türlü gericiliğin rahat at oynattığı bir coğrafya olurdu. Bugün otoriter faşist rejimler direnseler de halkların özgürlük ve demokrasi mücadelesi karşısında artık eskisi gibi iktidarlarını sürdürememektedirler. Mutlaka Kürdistan, Türkiye ve Ortadoğu'da özgür ve demokratik yaşam gerçekleşecektir. On yıllardır yürütülen mücadelenin yarattığı birikim karşısında ne AKP-MHP faşist ittifakı ne de başka bir otoriter sistem durabilir. Önder Apo'nun kadın özgürlük çizgisindeki demokratik toplumcu, özgür ve demokratik yaşam çizgisi mutlaka Ortadoğu'da hâkim olacaktır. Gücünü Ortadoğu'nun tarihi toplumsal değerlerinden alan bu özgürlük, demokrasi ve sosyalizm çizgisi önünde hiçbir güç duramayacaktır. Toplumcu inançların, dinlerin ve özgürlük hareketlerinin coğrafyası olan Ortadoğu'da mevcut diktatörlüklerin yaşamlarını artık sürdürmeleri mümkün değildir.

Çünkü Önder Apo şahsında Ortadoğu’nun tüm toplumsal değerleri, vicdanı, ahlakı, adalet ve eşitlikçi karakteri ve bilgeliği ayağa kalkmıştır. Artık PKK çizgisinde Ortadoğu'da tarihi toplumsallık ve insanlık ayağa kalkmış, insanlığın ve tarihin tortuları olan despotların ve gericiliğin üzerine yürümektedir. Kadının ilk toplumsallığı ve değerleri yarattığı bu coğrafyada bugün kadın özgürlük çizgisindeki demokratik ekolojik toplum paradigmasıyla insanlık tüm güzellikleriyle ayağa kaldırılmaktadır.

AKP FAŞİZMİ KÜRT SOYKIRIMINDA ISRARLI

Bölge gericiliğinin ve Kürt düşmanlığının öncü gücü olan soykırımcı Türk sömürgeciliğinin bugünkü temsilcisi AKP-MHP faşist iktidarı Kürdün kökünü kurutma iddiasıyla harekete geçmiştir. Bu nedenle Kürt sorununu demokratik siyasal yollardan çözümünü isteyen demokrasi güçlerine yönelik saldırılarını arttırmıştır. 24 Temmuz’dan bu yana demokrasi güçlerine ve Kürt halkına yönelik yürütülen savaş bugün tırmandırılarak sürdürülmektedir. Geçen yıl Kürt şehirlerini yakıp yıkan, yüzlerce sivili katleden AKP-MHP faşist ittifakı bugün de demokrasi ve özgürlük adına hangi kurum ve kişi varsa üzerine gitmektedir. Tüm bilinçli Kürtleri zindanlara atarak Kürt halkının özgürlük mücadelesini tasfiye etmeyi amaçlamaktadır.

Soykırımcı sömürgecilik Kürt soykırımını tamamlamakta ısrarlıdır. PKK 1970’li yılların başında bu zihniyete karşı tarih sahnesine çıkmış, yeniden doğuş hareketiyle Kürtleri ayağa kaldırmış, özgürlüğü için direnen halk haline getirmiştir. Soykırımcı sömürgecilik AKP-MHP iktidarı şahsında Kürtleri yine 1970’li yılların başındaki gibi soykırımcı bir sistem içine sokmak istemektedir. PKK 1980’li yıllarda, 1990’lı yıllarda ve uluslararası komplo sonrasında bu tür soykırımcı sömürgeci saldırılara karşı da direnmiş, sonunda soykırımcı sömürgeci güçler kaybetmiş, halkımız ve PKK bu saldırılardan güçlenerek çıkmıştır.

24 Temmuz’dan bu yana sürdürülen ağır saldırılara karşı halkımız da, hareketimiz de tarihi bir direniş göstermiştir. Mehmet Tunçlar, Mehmet Yavuzerler, Pakize Nayırlar, Sevê Demirler, Fatma Uyarlar, Asya Yükseller, Çiyagerler, Axinler, Nucanlar, Xebatkarlar başta olmak üzere yüzlerce halk temsilcisi ve YPS savaşçısı bu soykırım saldırısına karşı muhteşem direnmiş, soykırımcı sömürgecilik karşısında boyun eğilmeyeceğini göstererek halkımızın ve PKK’nin bir daha kazanmasını sağlamışlardır. Özyönetim direnişlerinde kaybeden soykırımcı sömürgecilik, kazanan ise ağır bedeller ödenmesine rağmen halkımızın özgürlük mücadelesi olmuştur.

Saldırılar ne kadar ağır olursa olsun AKP-MHP faşizminin saldırıları karşısında da kazanan halkımız ve PKK olacaktır. PKK öncülüğündeki özgürlük hareketimiz Hakilerin, Kemallerin, Mazlumların, Hayrilerin, Sakinelerin, Akiflerin, Alilerin, Ferhatların, Mahsumların, Adillerin, Reşitlerin, Azadların, Çiçeklerin, Rojinlerin, Çiyagerlerin, Axinlerin, Eylemlerin, Zınarların muhteşem direnişlerinin izinde tarihi direniş göstererek AKP-MHP faşizmini yenilgiye uğratarak Kürdistan'ın özgürleşmesini ve tüm Ortadoğu'nun demokratikleşmesini sağlayacaktır.”