KCK’den Kadri Bağdu’nun ailesine ve arkadaşlarına başsağlığı mesajı

KCK’den Kadri Bağdu’nun ailesine ve arkadaşlarına başsağlığı mesajı

KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı, özgür basın yayın emekçisi Kadri Boğdu’nun katledilmesine ilişkin başsağlığı mesajı yayınladı.

Yazılı bir açıklama yapan KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı, Azadiya Welat, Özgür Gündem gazeteleri ve alternatif özgür basın-yayın dağıtım çalışmalarını yapan bir basın emekçisi olan Kadri Bağdu’nn 14 Ekim 2014 tarihinde kontra güçler tarafından alçakça katledildiğini hatırlattı.

Kadri Bağdu’nun katledilmesinden birkaç gün önce yine Amed’de Azadiya Welat Gazetesi ve JİNHA muhabirlerine karşı bir saldırının gerçekleştirildiğini de vurgulayan KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı’nın açıklamasında şunlara yer verildi:

“Azadiya Welat, Özgür Gündem Gazeteleri ve Alternatif Özgür Basın-yayın dağıtım çalışmalarını yapan bir basın emekçisi olan Kadri Bagdu 14 Ekim 2014 tarihinde kontra güçler tarafından alçakça katledildi.

Kadri Bağdu’nun katlinden birkaç gün önce de yine Amed’de Azadiya Welat Gazetesi ve JİNHA Muhabirlerine karşı bir saldırı gerçekleşmiş ve bu gazeteciler yaralanmıştı.

Alternatif-Özgür basın çalışanlarına bu şekilde ardı ardına yapılan saldırıları içerisinden geçilmekte olan siyasal süreçten ayrı olarak düşünmek mümkün değildir.

1990’lı yıllarda da alternatif-özgür basın emekçilerine karşı yoğun saldırılar gerçekleştirilmişti. Bu saldırılarda; Kürt Bilgesi Musa Anter, Cengiz Altun, Ferhat Tepe, Hafız Akdemir, Cengiz Ababay, Hüseyin Deniz, Nazım Babaoğlu başta olmak üzere onlarca basın emekçisi katledilmişti. Sadece bununla da kalınmamış Özgür Gündem Gazetesi binası ile birlikte yine birçok basın-yayın merkezleri bombalanmış ve gazetecilere mahkemelerde ağır hapis ve para cezaları verilerek, gazeteler- dergiler kapatılarak alternatif ve özgür basın susturulmak istenmişti.

Basın-yayın organlarına yönelik yapılan bu saldırıları takiben de tüm demokratik siyaset kurumlarına ve kurum temsilcilerine yönelik saldırılar katletmeler, işkence ve tutuklamalar başlamıştı. Onun içindir ki, bu saldırılar karşısında toplumu sağır, dilsiz ve kör hale getirmek için ilk önce alternatif- Öözgür basına karşı saldırıya geçmişlerdi.

Polis saldırıları ve kontra cinayetleriyle kırk kişinin öldürülmesiyle birlikte ‘Yeniden 1990’ların başına mı dönüyoruz’ sorularının sorulmaya başlanıldığı günümüz koşullarında yaşanmakta olanları, 1990’ların başından itibaren yaşanmaya başlananlardan ayrı düşünmek olanaklı görünmemektedir. O zaman da Kürt Özgürlük ve Demokrasi Güçlerine karşı özel savaş güçleri topyekün olarak harekete geçirilmişlerdi.

Sansür-Sürdün Kararnameleri ve TMK gibi faşist yasalar çıkarılmışlardı. Şimdi de benzeri bir durum söz konusudur. AKP Özel Savaş Hükümeti ‘Güvenlik’ gerekçesi ile yeni yasalar çıkarıyor ve Milli Güvenlik Siyaset Belgesinde yeni düzenlemelerde bulunmak için hazırlıklar yapıyor. Kürt Özgürlük ve Demokrasi Güçlerine karşı İslam’la alakası olmayan din istismarcısı kontra güçlerle birlikte, ırkçı-faşist çeteleri harekete geçirmiş bulunuyor.

AKP Özel Savaş Hükümetinin tüm bu yönelimleri, önümüzdeki dönem siyasal açıdan olası yaşanacakların hangi doğrultuda gerçekleşeceği konusunda somut veriler sunmaktadır. Alternatif-Özgür basın-yayın organlarına, çalışanlarına karşı başlatılan ve en son olarak da Kadri Bağdu’nun katli ile sonuçlanan saldırılarda bunu göstermektedir.

O nedenledir ki, tüm özgürlük ve demokrasi güçleri Kadri Bağdu’nun katli ile sonuçlanan saldırıdan gerekli olan sonuçları çıkararak, bir daha tekrarına ve yeniden 1990’ların başında olduğu gibi kontra güçlerin saldırılarına olanak tanımamalı ve tedbirlerini alabilmelidir.

Bu temelde Kadri Bağdu’nun ailesine, yakınlarına, Kürdistan halkına ve Alternatif-Özgür Basın-yayın çalışanlarına başsağlığı diliyoruz.”