KCK davasında konfederalizm dersi verildi
KCK davasında konfederalizm dersi verildi
KCK davasında konfederalizm dersi verildi
KCK ana davasının bugünkü duruşmasında DTP eski Eş Genel Başkan Yardımcısı ve aynı zamanda DTP Ekoloji ve Yerel Yönetimler Komisyonu üyesi Bayram Altun'un delil ikamesine devam edildi. Deli ikamesinde geçen meclisler, yerel yönetimler ve demokratik konfedarilizme ilişkin mahkeme heyetinin, "Şimdi demokratik konfederalizme takıldım ben. Konfederalizmden kastın devletleşmek mi, bundan kastın ne?" şeklinde sorması üzerine Altun, konfederalizm kavramının kamuoyunda hatalı bir şekilde kullanıldığını ve konfederalizmin eski literatürde devletlerin bir araya getirilmesi olarak bilindiğini belirterek, "Sizin de böyle algılamanızı normal karşılıyorum. Bizim bu kavramı kullanmaktaki amacımız ayrı bir devlet değil, biz devlet ve iktidar istemiyoruz, aksine ondan uzak durmak istiyoruz" dedi.
BDP milletvekilleri, belediye başkanları, insan hakları savunucuları ve gazetecilerin de aralarında bulunduğu 98'i tutuklu, 175 kişi hakkında görülen KCK ana davanın duruşması Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam edildi. Duruşmada, aralarında BDP Van milletvekili Kemal Aktaş'ın bulunduğu 24 tutuklunun yanı sıra müdafi avukatlar ve Kürtçe tercümanlar hazır bulunurken, tutuklu aileleri de duruşmayı izledi. Duruşmada tutuklu yargılananlardan DTP eski Eş Genel Başkan Yardımcısı ve aynı zamanda Ekoloji ve Yerel Yönetimler Komisyonu üyesi Bayram Altun'un delil ikamesi yapıldı. Altun savunmasını anadili olan Kürtçe ile tercüman aracılığı ile yaptı. Altun, elindeki bazı belgeleri mahkeme heyetine sunarak, iddianamede suç delili kapsamında görülen bazı ortam, telefon dinlemeleri ve flaş diskte yer alan belgelerdeki tutanakların legal bir şekilde, Ekoloji ve Yerel Yönetimler Komisyonu çerçevesinde yapılan toplantı tutanakları olduğunu kaydetti. Altun, savcının iddianamede yer alan toplantı tutanaklarını 'KCK' komisyon tutanakları şeklinde dosyaya koyduğunu belirterek, "Savcı hangi somut belgelere dayanarak bunu söylüyor? Bu savcının ön yargısını ele veriyor. Biz ne söylesek de savcının ön yargısı değişmiyor" dedi. Delil ikamesinde belirtilen flaş diskte yer alan ve 'kadro eğitimi' ile ilgili olduğu iddia edilen bazı belgelere ilişkin cevap veren Altun, "Bu kadro eğitiminden kasıt nedir, burada bahsi geçen kadrolar KCK'nin kadroları mıdır?" diye sordu. Altun, sadece PKK ve KCK'nin kadroları olmadığını belirterek, "Her parti ve kurumun hatta derneklerin kadroları vardır ve bu kurumlar kadrolarını eğitirler. Bunda illegal bir şey yok" dedi. Her partinin yerel yönetimlerle ilgili projelerinin olduğunu ifade eden Altun, "DTP olarak sistem partilerinden farklıyız. Belgelerde nerede bir 'hareket' sözü geçiyorsa 'KCK' olarak adlandırılıyor. Hareket siyasi bir kavramdır. Örneğin DÖKH buna örnektir. DTP kendini üstten değil, alttan örgütlenmeye koyulmuştur" şeklinde konuştu.
Deli ikamesinde bahsedilen meclisler ve yerel yönetimlere ilişkin Altun'a soru soran mahkeme heyeti, "Mahalle ve köylerde meclis komisyonlarının kurulmasındaki amaç nedir?" dedi. Altun, halk için kurulan bir parti olduklarını belirterek, "Toplum bir bütün olarak sürece dahil olur ve karar aşamasında irade sahibi olursa bir anlamı olur. Biz toplumun kendi kendini yönetmesini istiyoruz" diye yanıtladı. Mahkeme heyetinin, "Yani sonuç ne, yerel örgütlenmenin amacı nedir" şeklinde sorusuna cevaben, parti olarak yerel seçimleri, genel seçimlerden daha fazla önemsediklerini kaydeden Altun, "Biz bu yerel örgütlenme ve meclislerin yasa olarak hayata geçirilmesini istiyoruz. Her mahalle ve köyde halkın doğrudan karar aşamasına katılmasını istiyoruz. Denetim ve kontrolün bütün koşullarını halka açmak için örgütlenmemizi meclisler şeklinde yürütmek istiyoruz. Bunun diğer adına demokratik özerklik de diyebiliriz. Demokratik özerklik parti tüzüğünde vardır" diye konuştu.
Altun'un savunmasının ardından mahkeme başkanı, "Şimdi demokratik konfederalizme takıldım ben. Konfederalizmden kastın devletleşmek mi, bundan kastın ne?" şeklinde sordu. Altun, konfederalizm kavramının kamuoyunda hatalı bir şekilde kullanıldığını ve konfederalizmin eski literatürde devletlerin bir araya getirilmesi olarak bilindiğini belirterek, "Sizin de böyle algılamanızı normal karşılıyorum. Bizim bu kavramı kullanmaktaki amacımız ayrı bir devlet değil, biz devlet ve iktidar istemiyoruz, aksine ondan uzak durmak istiyoruz" dedi. Altun, "Devletsiz nasıl olacak?" diye soran mahkeme başkanına, "Bu kesinlikle var olan devletin yıkımı anlamına gelmiyor. Aynı sınırlar içinde birlikte yaşanılabilir. Biz devletin şuanda yürüttüğü iktidar ve egemenlik biçiminde bir devlet istemiyoruz. Halk kendi kendini yönetebilecek kurumlaşmalara gidebilir. Bunun için ayrı bir devlete gitmeye gerek yok. Yerel yönetimlerden kasıt budur" ifadelerini kullandı.
Delil ikamesini okumayı sürdüren mahkeme heyeti, PKK 10'uncu Kongresi'nde alınan örgütlenme modeli ile ilgili alınan kararların kent meclisleri ile alakası olup olmadığını sordu. Soruya soruyla karşılık veren Altun, mahkeme heyetine, PKK'nin 10'uncu Kongresi'nin ne zaman gerçekleştiğini sordu. Mahkeme heyeti, "Valla bilmiyorum daha önce bir sanığa sormuştum, 2000'li yıllarda olması lazım" şeklinde yanıtlaması dikkat çekti. Altun, kent meclislerindeki örgütlenme modeli ile ilgili kararların PKK'nin 10'uncu Kongresi'nden önce alındığını belirtti. Delil ikamesinin devamında kent meclislerinde yemin edildiği iddia edildi. Belediyeye ait yerel yönetimler kurul kararları ve personel alımları ile ilgili kararlar da iddianamede suç delili kapsamında görüldü. Altun hakkındaki suçlamaları kabul etmeyerek, kurul kararlarının hiçbir suç teşkil etmediğini kaydetti. Altun'un savunmasının ardından mahkeme heyeti duruşmaya 23 Mayıs tarihinde devam edilmek üzere ara verdi.