Kayıp yakınlarından eylemsizliğe destek, devlete çağrı

Devlet tarafından kaybedilen ve katledilenlerin yakınları, bu hafta da hesap sormak için sokağa çıktı.

Devlet tarafından kaybedilen ve katledilenlerin yakınları, bu hafta da hesap sormak için sokağa çıktı. Amed, Batman, Hakkari ve İzmir'de buluşan kayıp yakınları, AKP'nin savaş politikasını da protesto etti. Amed'deki eylemde, PKK'nin eylemsizlik kararına destek verilerek, devlete operasyonlarına son verme çağrısında bulunuldu.

AMED

İHD Amed Şubesi ve kayıp yakınlarınIN "Kayıplar bulunsun failler yargılansın" sloganı ile her hafta düzenlediği oturma eylemlerinin 349'uncusu Koşuyolu Parkı Yaşam Hakkı Anıtı önünde yapıldı. Kayıp fotoğraflarının taşındığı eyleme, İHD Amed Şubesi Başkanı Raci Bilici, İHD Bölge Temsilcisi Abdusselam İnceören, İHD yönetici ve üyeleri, Barış Anneleri Meclisi üyeleri, kayıp yakınları ile insan hakları aktivistleri katıldı. Canlı bombaların tutuklanmadığı ülkede, ölümler olmasın diye canlarını ortaya koyan canlı kalkanların tutuklandığına dikkat çeken Bilici, PKK'nin eylemsizlik kararına dikkat çekti. Bilici, devletin PKK'nin eylemsizlik kararına olumlu cevap verip, siyasi ve askeri operasyonlara bir an önce son vermesi gerektiğini söyledi. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'a uygulanan tecridin son bulmasını isteyen Bilici, bir an önce müzakere ortamına dönülmesi çağrısında bulundu. 

HAKKI KUŞ'UN HİKAYESİ

Bu haftaki eylemde, 1993 yılında Amed'in Lice ilçesi Fis köyünde askerlerce katledilen Hakkı Kuş'un hikâyesi anlatıldı. İHD avukatlarından Abdullah Zeytun, Hakkı Kuş'un torunu Mehmet Ali Kuş'un beyanlarını şöyle okudu: "Bahtiyar Aydın'ın öldürülmesinden sonra Lice, askerler tarafından yakılıp yıkılmıştı. Lice'den sonra köylere yöneldiler. Bizim köye gelen askerler dedemin abdest alıp namaz kıldığı sırada kafasına kurşun sıktılar. Dedem orada can verdi. Durum adli makamlara bildirildi. Ancak dedemi öldüren timler, 'köyde bir terörist öldürdük' dedikleri için Cumhuriyet Savcısı olay yerine gelmedi. Dedemin cenazesi morga kaldırıldıktan sonra savcı hastaneye gelip dedemi gördü. Davacı olduk ancak Türkiye'de herhangi bir sonuç alamadık." 

BATMAN

İHD Batman Şubesi ve kayıp yakınlarının düzenlediği, "Kayıplar bulunsun failler yargılansın" eylemi 349'uncu da Gülistan Caddesi'nde yapıldı. Kayıp fotoğraflarının taşındığı eylemde konuşan

İHD Batman Şube Başkanı Mehmet Bahadırson, son dönemde yaşanan sivil katliamlara dikkat çekerek, sorumlularının bir an önce yargılanmasını istedi. Bahadır, "Yargı kurumunun da bu yaşanan katliam ve hak ihlallerinden sorumlu olduğunu düşünüyor ve bunun kabul edilemez olduğunu belirtiyoruz. Devletin sivillere yönelik ağır hak ihlalleri yeniden başlayan silahlı çatışma döneminin derhal sona erdirmesini istiyoruz" diye konuştu. 

YÜKSEKOVA

Hakkari'nin Yüksekova ilçesinde İHD ve kayıp yakınları, eylemlerinin 80'inci haftasında Sanat Sokağı'nda bir araya geldi. Kayıpların fotoğraflarının taşındığı eyleme, Türkiye Edebiyatçılar Derneği Genel Başkanı Gökhan Cengizhan ve dernek yöneticileri, sivil toplum örgütü temsilcileri, HDP Hakkari Milletvekili Abdullah Zeydan ve çok sayıda kişi de destek verdi. Kayıp yakınları bu haftaki buluşmasında, 20 Ekim 1994 tarihinde ilçeye bağlı Alekanan (Adaklı) köyüne operasyon düzenleyen askerlerce helikopterlerden açılan ateşle katledilen 32 yaşındaki Fettah Yaşar'ın hikayesi anlatıldı.

'CENAZELERİ ÇARŞI MERKEZİNDE PANZERE BAĞLAYIP GEZDİRDİLER!'

Kaybedilen Abdullah Canan'ın oğlu Tayyip Canan, Yaşar'ın eşi Cane Yaşar tarafından kaleme alınan hikayeyi anlattı. Askerlerin Alekan köyüne bir operasyon düzenlediğini ifade eden Canan, "Fettah ve arkadaşı Şevket Kartal koyunlarını satmak için o gün koyunlarına bakmaya gitmişlerdi. Köye giden askerler o gün Fetah ile arkadaşı Şevket'i gözaltına alıp, 'sizler PKK'ye yardım ediyorsunuz' dediler. Sonra serbest bırakılınca, koyunlarına bakmak için köyün arkasına gittiler. Askerler ve Yüksekova'da kalkan helikopterler eşimin bulunduğu yöne yönelip panzerlerle ve helikopterle ateş açarak Fettah'ı ve arkadaşı Şevket Kartal'ı katletti" dedi. 

Canna, katledilen her 2 kişinin de silahsız ve sivil olduğunu belirterek, "Cenazeleri köy meydanına getirip 'İki PKK'li öldürdük' dediler. Daha sonra cenazelerimizi panzerlerin arkasına bağlayıp Yüksekova'ya getirip çarşıda panzerlerin arkasından sürükleyip dolaştırdılar. Cenazelerimizi daha sonra tabura götürüp kulaklarını kesmişlerdi. Cenazeleri bize vermediler ve Bajêrge Mezarlığı'nda askerler toprağa verdi" diye anlattı. Suç duyurusunda bulunulmasına rağmen Yüksekova Savcılığı'nın herhangi bir işlem yapmadığını ifade eden Canan, katillerin halen yargı önüne çıkartılmadığını söyledi.

BARIŞ DİLİ ÇAĞRISI

Türkiye Edebiyatçılar Derneği Genel Başkanı Gökhan Cengizhan, kısa bir açıklama yaptı. İlçeye barışı dillendirmek için geldiklerini belirten Cengizhan, "Ancak burada yeni katliamlar ile karşı karşıya geldik" dedi. Ardından da dernek adına hazırlanan metni okuyan Türkiye Edebiyatçılar Derneği Genel Sekreteri Kevser Atay, her türlü siyasal sorunun barışçıl yöntemlerle, barışın diliyle çözüleceğine inandıklarını dile getirerek, "Bu uğurda düşüncelerimizi dile getirir, kalemimizi kullanırız. Ülkemiz kendi öz insanlarını kuşatan şiddet sarmalından mutlaka çıkmalıdır" diye konuştu. 

İZMİR

İHD İzmir Şubesi üyeleri Konak Eski Sümerbank önünde açıklama yaptı. Eylemde "Kayıplar belli failler nerede?" pankartı ile gözaltında kaybedilenlerin fotoğraflarının taşındığı eylemde, 19 Ekim 1995 tarihinde polisler tarafından gözaltına alındıktan sonra kendisinden bir daha haber alınamayan Fehmi Tosun'un akıbeti soruldu. 

İHD İzmir Şube Yöneticisi Aysel Buzludal, Tosun'un silahlı, telsizli sivil polisler tarafından 34 UD 597 plakalı beyaz Renault araçla evinin önünden eşi ve çocuklarının gözünün önünden alındığını söyledi. 20 yıl geçmesine rağmen halen Tosun ve yanında bulunan arkadaşı Hüseyin Aydemir'den haber alınamadığını dile getiren Buzuldağl, ülkenin kayıplar ülkesine dönüştüğünü söyledi.