Kayıp yakınları Digor Katliamı'nda yaşamını yitirenleri andı
Kayıp yakınları Digor Katliamı'nda yaşamını yitirenleri andı
Kayıp yakınları Digor Katliamı'nda yaşamını yitirenleri andı
İHD ve kayıp yakınlarının “Kayıplar Bulunsun Failler Yargılansın” sloganı ile her hafta düzenlediği oturma eyleminin 236’ıncısı gerçekleştirildi. Eylemde, 1993 yılında Kars’ın Digor ilçesinde gerçekleştirilen katliamda yaşamını yitiren 17 kişi anılarak, katliamın faillerinin cezalandırılması talep edildi. Dayîkên Şemiyê de Şırnak’ın Cizre ilçesinde düzenlediği eyleminde 1993 yılında pamuk tarlasında çalıştıkları sırada gözaltına alınan Abidin ve Selim Polat'ın akıbetini sordu.
İHD Amed Şubesi ve kayıp yakınlarının her hafta "Kayıplar bulunsun failler yargılansın" sloganıyla düzenlediği oturma eyleminin 236'ncısı Koşuyolu Parkı Yaşam Hakkı Anıtı önünde gerçekleştirildi.
Eylemde üzerinde kayıpların fotoğraflarının bulunduğu "Kayıplar bulunsun failler yargılansın" pankartı açıldı. Eyleme çok sayıda kişinin yanı sıra, DTK Daimi Meclis üyesi Osman Özçelik, MEYADER, Barış Anneleri İnisiyatifi, 78'ler Vakfı, KESK bileşenleri de katıldı.
Oturma eylemi öncesi konuşan DTK Daimi Meclis üyesi Osman Özçelik, bölgede yıllardır sürdüren çatışmalarda binlerce gencin yaşamını yitirdiğini belirterek, "Kayıplarımız şahsında Kürtlerin varlığı kaybettirilmek istenilmiştir. Ne Türkiye ne de Kürdistan'da insan haklarının kaybolmamasını temenni ediyoruz" dedi.
Demokratik çözüm sürecine değinen Özçelik, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan tarafından başlatılan ve ikinci aşamasına geçilen süreçte AKP hükümetinin hiçbir adım atmamasını eleştirdi. Türkiye’nin Suriye politikasına dönük de uyarılarda bulunan Özçelik, "Türkiye devletini uyarıyoruz. Bu süreçte Libya, Çeçenistan gibi ülkelerden gelen çeteler Türkiye üzerinde Rojava halkına saldırıyor. Kürtler bunu hiçbir şekilde kabul etmeyecektir. Kürtler her zaman Rojava ve Mısır halkının yanındadır."
Özçelik, Hewler'de 15-17 Eylül tarihleri arasında gerçekleştirilecek Kürt Ulusal Kongresi'ne dikkat çekerek, "Bu kongrenin halkların özgürlüğüne vesile olmasını diliyoruz" dedi.
İHD Amed Şubesi Kayıplar Komisyonu üyesi Necibe Güneş Perinçek ise Filistin ve Mısır'daki katliamı görenlerin Rojava katliamını görmemezlikten geldiğine vurgu yaptı.
"Bir bölge için katliamı göreceksin ama Rojava'daki katliamı görmeyeceksin. Böyle bir şey olamaz. Halepçe'de yaşanan katliamı çok iyi hatırlıyorum. O zamanda Türkiye sustu. Halepçe ve Rojava katliamına seyirci kalanlar bu katliamlara destek verenlerdir" diyen Perinçek, bu haftaki eylemi tek tek veya birden fazla kişinin maruz kaldığı gözaltı kayıplarını aşan toplu katliamlara ve toplu yargısız infazlara ayırdıklarını söyledi.
14 Ağustos 1993 tarihinde Kars'ın Digor ilçesinde, 21-24 Mart 1992 ile 18 Ağustos 1992 tarihinde Şırnak'ta, 24 Ağustos 1992 tarihinde Hakkari'nin Çukurca ilçesinde, 3-4 Ekim 1993 tarihlerinde Amed’in Kulp ilçesinde, 23 Ekim 1993 tarihinde Amed’in Lice ilçesinde yaşanan katliamları hatırlattı.
'İNSANLAR KORKUDAN TEDAVİ OLMADIĞI İÇİN SAKAT KALDI’
14 Ağustos 1993 yılında, Kürdistan’ın birçok yerleşim yerinde artan baskıları ve uygulanan gıda ambargosunu protesto etmek amacıyla Digor halkının, köylerden ilçe merkezine dört koldan yürüyüş gerçekleştirdiğini söyleyen Perinçek, yürüyüş güzergahındaki kayalıkta mevzi alan özel harekat timlerinin hedef gözeterek halkı silahlarla taradığını söyledi.
Katliama ilişkin detayları paylaşan Perinçek konuşmasına şöyle devam etti. “Digor halkı da 14 Ağustos 1993 günü, bunu protesto etmek üzere köylerden ilçeye doğru dört koldan sessiz bir yürüyüş gerçekleştirmişti. Yürüyüş güzergâhındaki kayalıkta mevzi alan Özel Harekat Timleri, hedef gözeterek halkı otomatik silahlarla taramıştı. 5’i çocuk 17 sivil insan olay yerinde yaşamını yitirmişti. Yaşamını yitirenler: Zeynep Çağdavul (18), Gülcan Çağdavul (music), Selvi Çağdavul (4), Hasan Çağdavul (43), Yeter Kerenciler (13), Necla Gencer (14), Zarife Boylu (15), Erdal Buğan (17), Hacer Hacıoğlu (20), Tuncer Hacıoğlu (20), Suna Çidemal (21), Fatma Parlak, Faruk Aydın (27), Cemil Özvarış (39), Gıyasettin Çalışçı (41), Süleyman Taş (47) ve Nurettin Orun (80).”
Çok sayıda yarılının da infaz edilme veya tutuklanma korkusuyla resmi tedavi kurumlarına gidemediğini hatırlatan Perinçek, “Ağır yaralılar daha sonra yaşamını yitirdi. Birçok insan tedavi olamadıkları için sakat kaldılar. Açılan dava 13 yıl devam etti. Ancak güvenlik güçlerinin hiçbir personeli ceza almadı. AHİM’e taşınan 7 ailenin davası davacı lehine sonuçlandı. Türkiye tazminata mahkum oldu” dedi.
Açıklamanın ardından 5 dakikalık oturma eylemi gerçekleştirildi.
DAYÎKEN ŞEMIYÊ ABİDİN VE SELİM POLAT’IN AKİBETİNİ SORDU
Dayîkên Şemiyê de Şırnak’ın Cizre ilçesinde eylemdeydi. 1993 yılında pamuk tarlasında çalıştıkları sırada gözaltına alınan Abidin Polat ve Selim Polat'ın akıbetini soran Dayîkên Şemiyê, "Dua edebileceğimiz bir mezar olsun istiyoruz" denildi.
MEYA-DER yöneticileri, İHD temsilcileri ve KURDİ-DER’in de katıldığı Dayîkên Şemiyê, Cizre Lisesi gerçekleşti. Eylemde, 1993 yılında Silopi ilçesine bağlı Takyan köyünde pamuk topladıkları sırada askerlerce gözaltına alınan Abidin Polat ve amcası Selim Polat'ın kaybediliş hikayeleri anlatıldı. Hikayeyi anlatan Abidin Polat'ın kızı Fehime Polat, kendi tarlalarında pamuk topladıkları sırada, yüzlerce askerin tarlayı bastığını söyledi. “Askerler babamı ve babamın amcasını tarladan alarak götürdüler” diyen Polat, bir şey soramadıklarını söyledi. Üç gün sonra babasının serbest bırakıldığını, ertesi gün de sabah yine askerler ve evlerinin askerlerce basıldığını belirtti. O günden sonra ne babasından, ne de amcasından haber alamadıklarını söyleyen Polat, “Babamın kemiklerini bile bulamadık. Başında oturup dua edebileceğimiz bir mezarımız olsun istiyoruz" dedi.
Ardından söz alan İHD Şırnak Temsilcisi Yusuf Vesek, kirli savaşın yaşandığı yıllarda kaybedilen tüm insanların hikayelerinin birbirine benzediğini, insanların hakları hiçe yayılarak yargısız infazlara kurbanı edildiğini söyledi. Konuşmaların ardından 5 dakikalık oturma eylemiyle bu haftaki eyleme sona erdi.