Hatay'da 1 Nisan 2011 tarihinde yaşanan çatışmada yaşamını yitiren 7 HPG gerillasından biri olan Zeki Durdu, medyanın örgüt tarafından kandırıldıðı yönünde yapılan haberlere, yaşamını yitirmeden önce yazdıðı mektupta cevap veriyor. Durdu mektubunda "Ezilmekten, sömürülmekten, korkutulmaktan kaynaklı gerillaya katıldım" diyor.
Zeki Durdu, Hatay'ın Hassa Ýlçesi'nde 1 Nisan 2011 tarihinde yaşanan çatışmada yaşamını yitiren 7 HPG gerillasından biri. Rojvan Tolhildan kod adlı Zeki Durdu, 1982 yılında Malatya'nın Atalar Köyü'nde doðdu. Ailenin 11. çocuðu olan Zeki Durdu ODTÜ Bilgisayar Mühendisliði bölümünde 3 yıl okudu. HPG'ye 2005 yılında Malatya'da katıldı.
Zeki Durdu'nun cenaze töreninde kızkardeşi Songül Durdu, törene katılan puşili gençlere gösterdiði tepki ile gündeme geldi. Törene BDP Ýstanbul Milletvekili Sabahat Tuncel'in resmi plakalı araçla cenazeye katılması o dönem çok tartışıldı.
Zeki Durdu'nun eniştesi Özkan Dað, o dönem verilen tepkinin baskı sonucu verildiðini, basınında bunu propaganda malzemesi yaptıðını söyledi. Basının Zeki Durdu'nun örgüt tarafından kandırıldıðı yönünde yapılan haberlerin yalan olduðunu söyleyen Dað, Durdu'nun örgüt tarafından kandırıldıðı imajı verilmek istendiðini, günlerce haber yapılarak ailenin de hedef haline getirildiðini söyledi.
'SÝSTEM ÝÇÝMÝZE HASTALIK BULAŞTIRMIŞTI'
Zeki Durdu, 30 Mart 2010 tarihinde yazdıðı mektupta, kendi isteðiyle PKK'ye katıldıðını ve gerekçelerini sıralıyor. 2006 yılında Anadil kampanyası döneminde mücadelede aktifleştiðini yazan Durdu, okul döneminde PKK'den etkilendiði belirtti. Dersim'de 1996 yılında düzenlediði bombalı saldırı sonucu yaşamını yitiren Zeynep Kınacı (Zilan)'ı tanıdıðını yazan Durdu, Zilan'ın yaptıðı eylem sonrası devletin baskısının arttıðını, bunun da kendisini etkilediðini söyledi. Ezilmekten, sömürülmekten, korkutulmaktan kaynaklı gerillaya katıldıðını belirten Durdu, sisteme isyanını şu sözlerle ifade ediyor: "Sistem içimize bir hastalık bulaştırmıştı. Günbegün duygu ve düşüncelerimizi kemiriyor, bizi halsiz, dirençsiz bırakıyordu. Duygu ve düşüncelerimizde yaşam ve özgürlüðü kurutuyordu. Tarihsel ve güncel olarak somut yaşamda ortaya çıkanlar, çıplak sömürü, doða ve toplumun sömürüsü, yaşanan savaşlar, yıkım, soykırım, açlık, sefalet, duygu ve düşüncelerde yaşananlarda ancak çok cüzi bir yansıması olabilir."
Mektubunda, gerillaya katılmayı özgür yaşama katılmak olarak tanımlayan Zeki Durdu, "Ezilmişliðin ve çaresizliðin silinip süpürüldüðü, her an temizlendiði; insanlıðın, yücelmenin, toplumsallaşmanın savaşın kızgınlıðında saðlamlaştıðı ve yapılandırıldıðı büyük yoðunlaşma ve uygulamaya katıldım" diye yazıyor. Mazlumların, Kemal Pirlerin, Beritanların, Zilanların, Erdalların, Mahirlerin iyi bir emir eri olmak istediðini mektubunda yazan Durdu, "bu halkanın, bu zincirin, bu çizginin bir savunucusu olmak istiyorum" diye yazdı.
Ýnkara ve sömürüye dayalı sisteme isyan eden Durdu, kanla ve yalanla beslenen bu siteme karşı kendi kanının dökülmesi gerektiðini savunarak şunları yazdı mektubunda: "Bizim de kanımız akıyor belki ama bununla özgür yaşam doðuyor, özgür toplum doðuyor, özgür insan doðuyor, özgür Kürdistan doðuyor. Bende böylesi bir süreçte rol alma şansını yakalamış olmanın büyük gururunu ve sevincini yaşıyorum. Ýnsanlık ve tarih karşısında bir nebze de olsa kirlenmişliðimi aklama imkanı varsa ne mutlu bana. Ne mutlu bana ki yüreðinin en sıcak yerinde bizleri saklayan halkımıza, bedenlerini siper ederek özgürlüðü yaşarken yiðit yoldaşlarımıza karşı birazcık olsun suçlarımıza baðışlatabileceðiz. Zaferin ön günlerinde bulunduðumuzun bilinciyle zafer savaşının keskin kılıcı olmak istiyorum. Toplumsallık ve özgürlüðün sistemin ve düşmanın parçalanmış bedenindeki yaşam parıltısı olmak istiyorum."
Durdu, mektubundan Kürt halkına ilişkin şunları yazdı: "Tarihin en köklü halkıyız. Ýnsanlık, toplumsallık, komünal yaşam bu topraklarda vücut buldu. Hiçbir zaman zulmedenlerden olmadı. Daðların eteklerinde en zor şartlarda da olsa toplumsallıðı, insanlıðı, doðuyla bütünlük içindeki yaşam tarzını, direniş tarihini bu güne kadar sürdürdü. Çok doðru saldırıları kırdı. Hiçbir zaman topraklarını terk etmedi. Hayvanlarını yalnız bırakmadı, buðdayını susuz bırakmadı. Ancak eşit, özgür yaşam devletçi sistemin saldırıları sonucu çok şeyini yitirdi. Hala bir kültür olarak güçlü yaşanıyor."
Büyük bir inanç ve heyecan yüklü olduðunu belirten Durdu, mektubunda "Asıl olanın sözden çok onlara dayalı eylem olduðuna inanıyorum" diye yazdı. Son satırlarında "Eylemimin yaşam çizgisinin onurlu bir yanını temsil etmesini diliyorum. Zafer yürüyüşünde etkili bir ön açıcı yan olmasını temenni ediyorum. Ölümü duyguda ve düşüncede ortadan kaldırma eylemi. Bu eylemi adı kaybolan ancak yaşamın hep onuru olacak olan kahraman şehitlerimize atfediyorum. Temsilin sınırlı olacaðını biliyorum. Ancak onların açtıðı yolda yürümemiz ve o temelde yaşama sahip çıkmanın gerçek mutluluðun olduðunu belirtmek istiyorum. Sözün yeniden anlamla buluşması dileðiyle" diye yazdı.
AÝLE ÜZERÝNDEKÝ BASKILAR ARTTI
Zeki Durdu mektubunda duygularını, beklentilerini, gerillaya katılma gerekçelerini böyle ifade etti. Zeki Durdu 1 Nisan 2011 tarihinde Hatay'ın Hassa Ýlçesi'nde yaşanan çatışma sonrası yaşamını yitirdi. Yaşanan ölüm olayı sonrası devletin baskısı Durdu ailesi üzerinde arttı.
Kuyuönü Aşaðı Baðlar Mahallesinde yaşayan Durdu'nun eniştesi Özkan Dað, o dönem evinin kapısına çarpı işareti konduðunu ve kapısına yumurta atıldıðını söyledi. Zeki Durdu'nun cenazesinin Malatya merkezde defnedilmesi sonrası evlerinin önünde sürekli polislerin beklediði ve bundan rahatsız olduklarını söyleyen Dað, polislerin kendilerini sürekli taciz ettiðini belirtti. Evlerinin işaretlenmesinin ardından evde kalamadıklarını belirten Dað, bu kişilerin kendisini takip bile ettiðini söyledi. ÝHD'ye başvuru yaparak hukuki yardım talebinde bulunduðunu ifade eden Dað, bir cafesinin olduðunu buraya gelen sivil kişilerin kendisine silah gösterip tehdit ettiklerini aktardı. Daha sonra da cafesinin önünde silah sıktıklarını belirten Dað, haber verilmesi üzerine polisin "biz ilgileniriz" dediðini, ancak halen olayın sonuçlanmadıðını söyledi. Dað, tehditlerin halen devam ettiðini ama artık önemsemediðini kaydetti. Tehditler ve polislerin evinin önünden beklemesinden dolayı evini başka mahalleye taşıdıðını söyleyen Özkan Dað, polislerin bundan sonra evinin önüne gelmediðini ifade etti.
Kaynak: Etkin Haber Ajansı (ETHA)