Kanal İstanbul Projesi’ne karşı yaşam zinciri

Ya Kanal Ya İstanbul Koordinasyonu öncülüğünde bir araya gelen yüzlerce kişi, AKP’nin dayattığı yıkıcı projeye karşı Avcılar ve Küçükçekmece’de ele ele verip ‘yaşam zinciri’ oluşturdu.

Ya Kanal Ya İstanbul Koordinasyonu öncülüğünde Avcılar ve Küçükçekmece’ye akın eden halk AKP’nin dayattığı Kanal İstanbul Projesi’ne karşı el ele verip yaşam zinciri oluşturdu. Avcılar’da toplanma noktası olan Paşaeli Piknik Alanı girişine bir araya gelen yüzlerce kişiye, HDP, CHP, siyasi partiler, sendikalar ve çok sayıda demokratik kitle örgütü eşlik etti.

“Kanal değil depreme bütçe” yazılı pankartın açıldığı eylemde, sık sık, “Kanala değil emekçiye bütçe”, “Kanala değil eğitime bütçe” sloganları atıldı.

‘SON 15 YILDIR YIKIM PROJELERİ HAYATA GEÇİRİLİYOR’

Ya Kanal Ya İstanbul Koordinasyonu Avcılar Kent Konseyi Başkanı Turgay Halis Çelik, tam 9 yıl sonra tekrar ülke gündemine alınan Kanal İstanbul Projesi üzerinden toplumun yeniden kutuplaştırılmaya çalışıldığına dikkat çekti.

Son 15 yılda ekolojik yıkımı, doğanın düzenini hiçe sayan, tüm canlı yaşamını tehlikeye sokan birçok mega proje iktidar tarafından hayata geçirildiğini hatırlatan Çelik, bu projelerin yap-işlet-devret modeliyle yapılmasının emeği ve alın teriyle geçinen; işçi, emekli, öğrencilerin yaşamlarım daha da ağırlaştırdığını belirtti.

‘ RANT VE EKOLOJİK YIKIM PROJESİ !’

Bugün iddia edildiği gibi Kanal İstanbul projesi bir ihtiyacın ürünü olan bir ulaşım projesi olmadığını vurgulayan Çelik, bu projenin bir emlak, rant ve ekolojik yıkım projesi olduğunun altını çizdi. Bu projenin İstanbul'da yaşayan emekçi kent sakinlerinin önceliği de olmadığını hatırlatan Çelik, İstanbul 'un önceliğinin deprem olduğunu vurguladı.

‘KANAL İNSANIN HAYATINA KASTETMEKTİR !’

“Kanala geçit vermek, İstanbul'da yaşayan yüzbinlerce insanın hayatına kastetmek etmek demektir” diyen Çelik, şunları kaydetti: “ Kamu kaynakları deprem tehlikesiyle karşı karşıya olan kent sakinleri için kullanılmalı ve kentimiz depreme hazırlanmalıdır. Bu bütçeyle 150.000 yeni konut, 1.5 milyon bağımsız bölüm ve 6 milyon (dört kişilik bir aile için) emekçi kent sakininin hayatı deprem riskine karşı kurtarılabilir. Bizleri yönetenlerin aldıkları bu kararı da bu nedenle kabul etmiyor ve bugün burada oluşturacağımız insan zinciriyle bu kanalın Marmara Denizi başlangıcındaki ayağını da geçişe kapatıyoruz.”

‘GEÇİT VERMEYECEĞİZ !’

Zaten doğal bir boğazın mevcut olduğu İstanbul’da kanal projesine gerek olmadığını vurgulayan Çelik, kaldı ki kanal projesinin daha uzun, daha dar ve daha sığ olduğu için gemi seyahatleri açısından da daha tehlikeli olduğunu vurguladı. Yani ortada geçişleri kazasız, belasız atlatacağımız bir projede yoktur. Projeden para kazanılacağını iddia edenler ise yanıltıldıklarına işaret eden Çelik, “ Hem Montrö Boğazlar sözleşmesi hem de uluslararası denizcilik hukukunun koyduğu kurallar gayet açık ve nettir. Açılması planlanan kanalın girişine gişe koyup; kimseyi haraca bağlayacak bir durum oluşmadıkça, kanal geçişlerinden para da kazanılmayacaktır” dedi.

Çelik, ülkenin aydınlanması, kalkınması ve gelişmesi de böyle bir kanal projesiyle değil; yüksek teknoloji ve ağır sanayi uygulamaları, fabrikaların tesis edilmesi, üretim modeline getirdiği yeniliklerle tarım ve hayvancılık başta olmak üzere sosyal devlet olabilme özelliğinden geçtiğini kaydetti. Çelik şunları ekledi: “Ayrıca milyonlarca işsizin olduğu, emekçilerin kölelik ücretine mahkûm edildiği, emeklilerin sefaletle bahşetmek zorunda kaldığı, gençlerin İŞKUR kuyruklarında sırada beklediği ve öğrencilerin cebinde yemek yiyecek parası olmadığı için intihar ettiği günümüz Türkiye'si koşullarında kanal projesini uygulamak demek; emekçiler aleyhine ekonomik krizi daha da derinleştirmek demektir.”

Kanala geçit vermeyeceklerini vurgulayan Çelik, herkesi kentini, suyunu, yaşamını savunmaya çağırdı.

Açıklamanın ardından ele ele verip göl boyunca insan zinciri oluşturan katılımcılar, attıkları “ Bu daha başlangıç mücadeleye devam” sloganlarıyla eyleme son verdi.