Türkiye’de 7 Haziran seçimlerinden hemen sonra Erdoğan ve AKP’nin barış sürecini buzdolabına koyarak Kürt halkı ve emekçilere topyekün savaş ilan etmesinden sonra, İsveç’te AKP’nin lobicileri de, devletin savaş politikasıyla uyum içinde provokasyonlarına hız verdiler.
Bu provokasyonların başını ise Türkiye’den gelen emekçi ve siyasi ilticacıların kurdukları, uzun yıllar eşit haklar için mücadele eden ancak bundan 8 yıl önce yönetimin değişmesinden sonra Türk devleti ve AKP’nin uzantısı haline gelen İsveç-Türk İşçi Dernekleri Federasyonu çekiyor.
Türkiye Büyükelçliği, kurulduğu günden bu yana İsveç-Türk İşçi Dernekleri Federasyonu’nu Türk devletinin eklentisi haline ve bir lobi örgütüne dönüştürmeye çalıştı. Ama federasyon yönetimi hem Türkiye hem de İsveç devletine karşı bağımsızlığını korumayı başardı. Ta ki bundan 8 yıl önce Hasan Dölek federasyon başkanlığına seçilene kadar.
Federasyonu kişisel kariyer edinmenin bir aracı olarak gören ve kullanan Dölek’in başkanlığındaki federasyon adım adım izlediği bağımsız politikalardan vazgeçerek AKP hükümeti ve Türk devletinin bir eklentisi haline geldi.
KIŞKIRTMALARIN ARDINDA AKP VE TÜRK DEVLETİ VAR
İsveç’teki sivil toplum örgütlerinin lobi örgütlerine dönüştürülme çalışmaları Türkiye’nin Stockholm Büyükelçisi Zergün Korutürk döneminde hız kazandı. MİT eski Daire Başkanlarından Korutürk, İsveç’te çalışma yürüten ve İsveç devletinden ekonomik yardım alan Türk dernekleriyle gizli toplantılar yaparak soykırım (Ermeni ve Süryani) ve teröre (Kürtler) karşı platformlar oluşturdu.
Bu platformda yer almayacağını toplantıda açıklayan İsveç Alevi Federasyonu ile ilişkileri dondurdu. Federasyon yöneticileri büyükelçiliğin düzenlediği etkinliklere davet edilmediler.
Ermeni, Süryani ve Kürtlere karşı platform içinde yer almayı kabul eden Türk İşçi Dernekleri Federasyonu ise, Büyükelçliğin talimatları doğrultusunda Azerbaycan Federasyonu’nu gibi örgütlenmeleri yedekleyerek terörü kınama bahanesiyle Kürtlere, soykırımı protesto bahanesiyle de Ermeni ve Süryanilere karşı provokatif eylemler örgütlemeye başladı.
BÜYÜKELÇİLİKTEN DERNEKLERE TALİMAT
Büyükeçilik 2. Müşteşarı Cengiz K. Fırat, 11 Mart 2010 tarihinde İsveç Parlamentosu’nun 1915 yılında Ermeni, Süryani ve Pontus Rumlarına soykırım uygulandığı kararı almasından ve bazı belediyelerin soykırım anıtları dikme hazırlığına başlamalarından sonra Türk Federasyonu ve bazı kişilerle yandaş medyada çalışan gazetecilere bir mektup yollayarak soykırım anıtlarının dikilmelerinin engellenmesi için girişimde bulunmasını istedi.
Mektubunda Fırat, “Büyükelçilik olarak biz İsveçli makamlar nezdinde gerekli girişimi yapmaktayız. Ancak buyuracağınız üzere, belediye beclislerinde herhangi bir söz hakkımız yoktur. Bu nedenle bu konuda hassas olan İsveç vatandaşlarının konuyu belediyeler nezdinde takip ederek gerekli girişimleri yapmak isteyeceklerini düşündük” diyor.
Bu talimattan sonra Türk Federasyonu’nun Yönetim Kurulu Üyesi Avukat Sadık Kutlu, Emekliler Partisi’nin Belediye Meclis Üyesi Sten Johan Lundin ile bizzat görüşerek Belediye’nin Södertälje ilçesine dikilmesi için aldığı soykırım anıtı dikilmesi kararına itiraz etmesini istedi ve itiraz dilekçelerinin yazılmasına yardımcı oldu.
‘DÜNYA BARIŞINA KATKIDA BULUNMA’ BAHANESİYLE KIŞKIRTICIK
İsveç-Türk İşçi Dernekleri Federasyonu’nun halkları karşı karşıya getirme ve provokasyon yaratma girişimi İsveç Parlamentosu’nun Ermeni ve Süryani Soykırımını oylaması sırasında yaşandı. Dölek, Korutürk’ün talimatıyla İsveç’te yaşayan Türklere soykırım kararının engellenmesi için parlamentoya gelmeleri çağrısı yaptı.
Ancak Türk Federasyonu üyelerinden bazıları, çağrıya sert tepki gösterdi. Dölek’i provokasyon yaratmak ve halkları karşı karşıya getirmekle suçlayınca geri adım atan Dölek, çağrıyı yaptığını inkar etti ve bir başkasının kendi adını kullanarak çağrı yaptığı yalanını söyledi.
Zaman zaman soykırım karşıtı cılız gösteriler örgütleyen İsveç-Türk İşçi Dernekleri Federasyonu Başkanı Dölek, daha sonra da “Dünya barışına katkıda bulunmak” iddiasıyla “Terörü protesto” mitingi örgütledi.
İsveç-Türk İşçi Dernekleri Federasyonu’nun yaptığı çağrıya Türklerin ilgi göstermemesine ve gösteriye sadace 100 civarında kişinin katılmasına sinirlenen Dölek, gösteriye katılan Türkleri katılmayanlara karşı kışkırtan provokatif bir konuşma yaptı.
Dölek, “Hepinizin bugün hakkıdır, eve gittikten sonra, mahalleye gittikten sonra, akşam camide bugün buraya gelmeyenlerin yakasını paçasını yırtmak. Yapın bunu. Sizin hakkınızdır bunu yapmak. Her şeyi yapmak hakkınızdır” derken, Federasyonun ırkçı ve faşist Örgütlenme Sekreteri Sami Görgülü, “Emek, Özgürlük ve Demokrasi Bloku” milletvekillerine ağza alınmayacak adi küfürler ediyor ve Kürt Kültür Derneğini terör örgütü olarak gösteriyor ve kapatılmasını talep ediyordu.
Federasyon üyesi İsveç-Türkiyeliler Dayanışma Derneği, Dölek’e açık bir mektup yazarak federasyon yönetimini protesto etti ve açık mektubu tüm İsveç medyasına yolladı.
DÖLEK HAKKINDA SORUŞTURMA AÇILDI
Olanların İsveç medyasında yer almasından sonra Sosyal Demokrat İşçi Partisi, parti üyesi olan ve partiyi Stockholm Belediye Meclisi’nde temsil eden Dölek hakkında soruşturma başlattı.
İki dönem Sosyal Demokrat İşçi Partisi’ni temsilen Stockholm Belediye Meclis Üyeliği yapan, iki kez de milletvekili adayı olan Dölek’in milletvekili genel seçimlerinde milletvekili olabilmek için sahtakerlık yaptığını TV4 Televizyonu açığa çıkardı.
2010 yılında yapılan milletvekili seçimlerde Sosyal Demokrat Parti’den 10. sıraya yerleşen Dölek’in kendisini aday gösterecek dernekler kurduğu, bu derneklerin yasal zorunlulukları yerine getirmediği ve çanta dernekleri olduğu açığa çıktı.
TV4, Dölek’in kurdurduğu derneklerden birinin sadece dört üyesi olduğunu ve bunlardan üçünün Dölek’in akrabaları olduğunu açığa çıkardı.
Sahtakerlıklarının açığa çıkmasından paniğe kapılan ve medyanın sorularına cevap vermemek için kayıplara karışmaya çalışan Dölek, yeni yalanlara başvurdu. Tv4 muhabiri, canlı yayında Dölek’e görüşme talebini iletti. “Şu anda yurt dışındayım. İstanbul’dayım, ayın 31’inde döneceğim, o zaman görüşürüz” diyen Dölek’e muhabir, “Ben şu an belediye binasının önündeyim, sizin içeride olduğunuzu biliyorum” deyince Dölek, dışarı çıkmak ve muhabirle görüşmek zorunda kaldı.
İsveç’in en fazla izlenen televizyon kanalı TV4’dan milyonlarca insan olanları şaşkınlıkla izledi.
YURTDIŞI TÜRKLER VE AKRABA TOPLULUKLARI İSVEÇ TEMSİLCİLİĞİYLE ÖDÜLLENDİRİLDİ
Dölek, AKP ve Türk hükümetine yaptığı bu hizmetlerden ötürü Başbakanlık bünyesinde kurulan bir devlet kurumu olan Yurtdışı Türkler ve Akraba Toplulukları Başkanlığı’nin (YTB) İsveç Temsilcisi olarak atandı.
Kuruluş amacı yurtdışında yaşayan emekçileri AKP ve devletin politikelerının bir eklentisi haline getirmek olan YTB’inin İsveç Temsilcisi Dölek, hem İsveç Demokrat İşçi Partisi’den hem de AKP’den milletvekiliğine aday oldu.
İki dönem Sosyal Demokrat İşçi Partisi Belediye Meclisi üyeliği görevi yapan Dölek, iki kez aynı partiden milletvekiliğine aday olmasına rağmen seçilmeyi başaramayınca 7 Haziran’da yapılan seçimler öncesi AKP’den milletvekili aday adayı olduysa da listeye giremedi.
Türk Federasyonu’nun kurucuları arasında yer alan ve 10 yılı aşkın federasyonun başkanlık görevini yürüten Osman Özkanat, federasyonun derin devletin uzantısı haline geldiğini ve Dölek’in bu yapıyla gizli ilişkiler içinde olduğunu söylüyor.
BARBAROS LEYLANİ SADDAM İŞBİRLİKÇİSİ BİR TÜRKMEN
Son bir yıldır Dölek’in daha çok Türkiye’de kadığı ve halkları karşı karşıya getirme görevinin federasyonun Başkan yardımcısı Barbaros Leylani tarafından yürütüldüğü gözleniyor.
Sosyal medyada Leylani’ye Saddam rejimi ile işbirliği yaptığı ve pek çok insanın idamına ve cezaevlerine girmesine neden olduğu suçlamaları yönetiliyor.
Görüşlerine başvurduğumuz Türkmenler, Kerküklü bir Türkmen olan Leylani’nin Saddam rejimi ile işbirliği yaptığını doğruluyor ve Türkmenler tarafından tecrit edildiği için Türk Federasyonu’na kapağı attığını söylüyorlar.
Leylani’yi çok yakından tanıyan bir Türkmen, Saddam rejimi ile işbirliği yaptığı açığa çıktığı için Leylani’nin Irak ve Kerkük’e gidemediğini ve Türkiye’de derin devletin uzantılarıyla ilişkisinin bulunduğunu söylüyor.
Yaptığımız araştırmalar Leylani’nin MHP’lilerin yönetimde olduğu Fittja Derneği’nden 2014 yılında yapılan kongrede delege olarak katıldığı ve yönetime seçildiğini gösterdi.
FEDARASYONUN SARI BASIN KARTLI TETİKÇİSİ
Yaptığı lobicilik hizmetlerinden dolayı AKP hükümeti tarafından Sarı Basın Kartı verilerek ödüllendirilen Metin Altınışık ise, federasyonun tetikçiliği görevini üstlenmiş. Zaman zaman Anadolu Ajansı, A Haber gibi havuz medyasına haber geçen ve uzun yıllar İHA’nın temsilciliğini yapan Altınışık, yalan ve provokatif haberler yaparak halkları bir birine karşı kışkırtmakla kalmıyor, muhalif gazetecileri, demokrat ve ilerici kişileri hedef olarak gösteriyor.
Büyükelçilik önünde Türk Federasyonu’nun Kürtlere yönelik düzenlediği bir gösteriyi görüntülemek isteyen bir gazeteciyi bizzat “Terörist, PKK’li ve karşı taraftan” diyerek polise ihbar etti ve ardından da gazeteci polisle konuşurken çektiği resmini ve adını yayımlayarak hedef gösterdi.
İsveç Türk Federasyonu’nun internet sitesi ve aylık yayın organı Yeni Birlik Dergisinde ve bazı sitelerde yayınlanan yazısında “Fıratnews’in İsveç Muhabiri Türk göstericileri hedef göstermek için fotograflarını çekerken şikayet üzerine İsveç Polisi ona engel oldu” diye yazdı.
Altınışık, 2 Temmuz günü Sivas katliamını protesto etmek amacıyla Stockholm’de Alevi Federasyon’nun düzenlediği ve Kürtlerin de destek verdiği gösteriye katılan demokrat kişileri hedef gösterdi.
Haberkulu.com sitesinde Metin Altınışık imzalı haberde yüze yakın kişinin katıldığı eyleme 15 kişinin katıldığı belirtildikten sonra,“PKK, PYD ve Alevi Federasyonu tarafından ortak tertipenen yürüyüşe diğer Türk derneklerinden eyleme sadece Kulu Gelişim Vakfı başkanı Haydar Akan ve İsveç- Türk sanat ve kültür derneği başkanı Yaşar Pektaş haricinde hiçbir Türk örgütü katılmamıştır” ifadelerine yer veriiyor.
BÜYÜKEÇİLİĞİN KORUMALARI
Son dönemlerde İsveç Türk Federasyonu, Kürtler, Ermeniler ve Süryanilere yönelik demeçler vermekle, gösteriler yapmakla yetinmeyip bu halklar tarafından örgütlenen gösterileri provoke etmeye ve halkları karşı karşıya getirmeye başladı.
Ermeni, Asuri, Kürt ve sol gruplar tarafından Türk Büyükelçiliği önünde yapılacak gösteri öncesi başını İsveç-Türk İşçi Dernekleri Federasyonu’nun çektiği ırkçı, faşist ve ulusalcı gruplar tarafından büyükelçiliği koruma çağrıları yapılıyor. Kışkırtıcı ve tahrik edeci sloganlar atılıyor.
Soykırımınının 100. yıldönümü dolayısıyla Ermeni ve Asurilerin Türkiye’nin İsveç Büyükelçiliği önünde yapacakları gösteri aralarında Dölek’in de bulunduğu 30-35 kişilik bir grup mehter marşları çalarak Ermeni karşıtı sloganlar atması ve bozkurt işaretleri yapması tansiyonu yükseltti. İsveç Polisi olay çıkmasını engellemek için takviye polis istemek zorunda kaldı.
Suruç katliamından hemen sonra Amara Kürt Kadın Meclisi katliamı Türk Büyükelçliği önünde protesto etmek için izin aldı. Gösterinin yapılacağını öğrenen İsveç-Türk İşçi Dernekleri Federasyonu internet sayfasında yayınladığı duyuru ve federasyon Başkan Yardımcısı Barbaros Leylani, tüm üye derneklere yolladığı mektupla karşı gösteriye katılmalarını ve Büyükelçiliği terör örgütü sempatizanlarına karşı savunmasını istedi.
NEFRET İÇEREN IRKÇI ÇAĞRILAR
Yayınlanan duyuru ve derneklere gönderilen mektupta “Türk olan, Türk kanı taşıyan, vatanını ve milletini seven T.C. Büyükelçiliği’ni terör örgütü yandaşlarına karşı korumak amacıyla yarın 30 Temmuz’da saat 13.00’de T.C. Büyükelçiliği önünde toplanacağız” ırkçı ve nefret içeren ifadelerine yer verildi.
Amara’nın izin alarak gösteri yapacağı yerin bir saat önceden Türk Federasyonu tarafından işgal edilmesi ve Leylani’nin yönlendirdiği 30 ve 35 kişinin Kürtlere karşı ırkçı sloganlar atmaları, marş çalmaları ve faşist parti MHP’nin işaretlerini yapmaları olayların çıkmasına neden oldu.
Türk Büyükelçliği’yle işbirliği içinde İsveç polisine güvenerek izin alınan yerleri işgal eden Türk Federasyonu’nun amacı provokasyonlar yaparak Ermeni, Süryani ve Kürtleri İsveç polisiyle karşı karşıya getirmek.
Nitekim yapılan gösteride Amara’nın tüm engelleme çabalarına karşın bazı gençleri durdurmak mümkün olmadı ve İsveç Polisi 5 Kürt gencini göz atına aldı.
Bu olaydan sonra İsveç’te çalışma yapan 23 sivil toplum örgütü Cumhuriyet Savcılığı ve polise başvurarak Türk Federasyonu hakkında nefret suçu işlemekten soruşturma açılmasını talep etti.