İstanbul Silvan ve Paris için tek yürek

Amed’in Silvan ilçesinde 12 gün süren devlet terörü ve Paris’i sarsan DAİŞ saldırıları İstanbul’un dört bir yanında protesto edildi.

Amed’in Silvan ilçesinde 12 gün süren devlet terörü ve Paris’i sarsan DAİŞ saldırıları İstanbul’un dört bir yanında protesto edildi. Protesto adreslerinden biri olan Taksim’de hukukçular cüppeleriyle oturma eylemi gerçekleştirirken, Galatasaray Meydanı’nda toplanan yüzlerce insan AKP faşizmine karşı tek yürek oldu. Eylemde söz alan HDP Milletvekili Hüda Kaya, Silvan’da asker ve polislerin tekbir getirerek kendilerini saldırdığına dikkat çekti. Kaya, “Ben bir Müslüman olarak bu sahtekarların, dini ve Allah’ı kullanan bu iki yüzlü yalancıların suratına çarpacağız ikiyüzlülerini. Onların maskelerini düşüreceğiz inşallah” dedi.

Silvan’da 12 gün süren devlet terörü İstanbul'da protesto edildi. Taksim’de bir araya gelen hukukçular ve demokrasi güçleri, Kürdistan’ın her yerini saran devlet ablukasına karşı tek yürek oldu. Cüppeleriyle İstanbul Barosu’nun bulunduğu sokakta bir araya gelen hukukçular, Silvan’dan Paris saldırıları yaptıkları cüppeli oturma eylemiyle tepki gösterdi. Katılımcı olarak Avukatlar Grubu, Özgürlükçü Hukukçular Derneği, Demokrasi İçin Hukukçular, Özgürlükçü Demokrat Avukatlar, Toplum ve Hukuk Araştırmalar Vakfı yer aldığı eylem de, “İstikrar” katliamla sürüyor. “Adalet” direnişle aranıyor” pankartı ve “AKP elini Silvan’dan çek” dövizleri açıldı. Hukukçular, Silvan’ın hemen ardından bu kez Nusaybin’de sokağa çıkma yasağının ilan edilmesini, “Katil devlet hesap verecek”, “Nusaybin halkı yalnız değildir”, “Bijî berxwedana Farqin’e”, “Paris’ten Silvan’a katiller ortaktır” sloganlarıyla protesto etti. Gölge Tiyatro Topluluğunun savaşın yıkımını anlattığı gösterimiyle destek verdiği oturma eyleminde hukukçular teker teker söz alıp, AKP faşizmine boyun eğmeyeceklerini ve Kobanê’den Silvan’a, Nusaybin’den Paris’e ezilen haklarının haklarını sonuna kadar sahipleneceklerini vurguladılar.

‘İNSANLIĞA KARŞI İŞLEYENEN SUÇLAR CEZASIZ KALMAZ’

Söz alan Hukukçu Ercan Kanar, halkların AKP’nin kanlı saltanatının saldırısı altında olduğuna dikkat çekerek, Silvan halkının bu saltanata boyun eğmediğini ve boyun eğmeyeceğini hatırlattı. 7 Haziran’daki seçim sonuçlarını hazmedemeyen AKP’nin 1 Kasım’da kirli oyunlarla halkın iradesini ipotek altına almak istediğini belirti. Bu kirli oyunlar kapsamında Silvan’da peş peşe ilan edilen sıkıyönetimler sonucunda 41’i çocuk 600 kişinin hayatını kaybettiğine işaret eden Kanar, AKP’nin açıkça insanlığa karşı suç işlediğini vurguladı. Kanlı iktidarın 1990’lı yılları geride bırakacak bir vahşet uygulayan kanlı iktidarın, Kürt halkına 1925 Şeyh Sait ve 1938 Dersim katliamları gibi katliamlar dayattığını söyledi. İster Cumhurbaşkanı olsun ister başbakan olsun dünyada insanlık suçu işleyen herkesin hesap verdiğini hatırlatan Kanar, bu vahşeti halka dayatanların mutlaka hesap vereceğini kaydetti.

‘SİLVAN ÖZGÜR DEĞİLSE, İSTANBUL’DA ÖZGÜR DEĞİLDİR’

Ercan Kanar’ın ardından bir saat oturma eylemi gerçekleştiren hukukçular adına ortak açıklamayı Özgürlükçü Hukukçular Derneği avukatı Şule Recepoğlu okudu. Kürt halkına ve demokratik güçlerine yönelik 1 Kasım seçimlerinden önce başlayan saray ve hükümet saldırılarının son halkasının Silvan olduğunu hatırlatan Recepoğlu, Silvan’da 12 gün boyunca süren sokağa çıkma yasağı boyunca, sivil halkın katledildiğini, yerleşim yerlerinin bombalandığını, sivillere hedef gözetilerek ateş açıldığını ve insani ihtiyaçlarının karşılanmasının önlendiğini aktardı.

Silvan halkının direnişi ve kamuoyu baskısı sonrası, sıkıyönetimi kaldırmak zorunda kalan devletin bu kez Nusaybin’de süresiz sokağa çıkma yasağı ilan ettiğine dikkat çeken Recepoğlu, “Silvan’da Nusaybin’de özgürlük yoksa İstanbul’da özgür değildir. Demokratik bir Türkiye ve Kürt sorunun barışçıl çözümü, ülkenin batısından kuzeyine, doğusundan güneyine verilecek direnişle gelecektir. Biz hukukçular olarak susmayacağız, sessiz kalmayacağız, direneceğiz” dedi.

Oturma eyleminin ardından Silvan ses vermek için demokrasi güçlerinin Galatasaray Meydanı’nda toplanan demokrasi güçlerinin toplandığı Galatasaray Meydanı’na yürüdü. HDP Milletvekili Hüda Kaya’nın katıldığı kitlesel eylemde, “Kobanê, Suruç, Ankara, Beyrut, Paris IŞİD katliamlarını lanetliyoruz, arkasındaki güçleri tanıyoruz”, “Diren Silvan İstanbul seninle”, pankartlarının açıldığı eylemde, yüzler hep bir ağızdan, “Katiller halka hesap verecek”, “AKP elini Silvan’dan çek”, “Diren Silvan İstanbul seninle”, “Katil polis Kürdistan’dan defol” sloganları atıldı. Sendikalar adına ilk konuşmayı Samet Mengüç sözü aldı.

‘AKP KOMŞUSUNU BELİRLEDİ’

Mengüç, Silvan’ı kuşatan karanlık güçlerin kirli emelleri gerçekleştirmek bu kez Nusaybin’i hedef aldığını belirti. Kobanê direnişinden bu yana Türkiye’ye komşu Kürtler mi yoksa DAİŞ mı olacak konusunda mevcut iktidarın çok net bir şekilde tarafını belirlediğine işaret eden Mengüç, “İktidar çok net tavrını belirledi ve IŞİD ile komşu olacağım dedi. Ve bütün var gücüyle Kürt halkının üzerine yürüdü” diye konuştu.

Silvan’da bir halkın 12 gün boyunca esir alındığını hatırlatan Mengüç, Kürt halkının susuz, aç, evsiz kalmasından öte katledildiğini söyledi. “Bizler bugün bu süreçte belirleyici olamamanın ezikliğini yaşıyoruz ve sadece ölülerimizi anmak ve yaslarımızı tutmak için bir araya geliyor” diyen Mengüç, “Bundan vazgeçmeyeceğiz, çünkü insanlığa dair ne varsa oradayız. Silahımız, topumuz, tüfeğimiz yok ama beynimiz, düşüncelerimiz ve yaşama bakış açımız var. Ne kadar acımasız olurlarsa olsunlar, bir ordunun içerisinde eğer halk varsa nihayetinde o halkın istediği doğrultusunda işler sonuçlanır. Silvan’da bu kadar zulme rağmen sonuçta Silvan halkı, Kürt halkı ayakta kalan olmuştur. Yarın da bu böyle olacaktır” dedi. Paris’te yaşanan katliama da değinen Mengüç, “ Ben IŞİD ile komşu olmak istiyorum diyen bir düşüncenin yansımasıdır bugün Paris’te yaşananlar” şeklinde konuştu.

‘SİLVAN ASKER VE POLİS TARAFINDAN ADETA İŞGAL EDİLDİ’

Samet Mengüç’ten sonra sözü HDP Milletvekili Hüda Kaya aldı. “Gündemimiz hep maalesef katliamlarla dolu” diyerek sözlerine başlayan Kaya, “Suruç’u unutmadan bize Cizre’yi, Varto’yu, Lice’yi, Ankara’yı unutmadan Silvan’ı, Nusaybin’i yaşattılar” dedi. Kaya, Ortadoğu medeniyetini saran karanlık, Yezitçi, ırkçı, faşist, dinci, gelenekçi, erkek egemen zihniyetin iki gün önce Beyrut’ta ve dün de Paris’i vurduğunu söyledi. 12 gün sokağa çıkma yasağı yaşanan Silvan’dan geldiğini hatırlatan Kaya, tanık olduklarını şöyle aktardı: “Silvan’da evlerin, binaların üzerinde konuşlanmış keskin nişancıları, şehrin her tarafını saran tankları, akrepleri, panzerleri, DAİŞ’e benzer sakallı, sakalsız, resmi ve sivil her ne çeşit birim varsa hepsini gördük. Yüzü maskeli askerlerin vurmak üzere bize, halka, mahallelere namlularını çevirdiğini gördük. İnsanlar asker ve polis tarafından adeta işgal edildi özgürlükleri engellendi ve boşaltmak zorunda kaldıkları evleri dair ateşe verildi.”

TEKBİR GETİREREK SALDIRDILAR

Daha önce gittiğim yerlerde halkın polis ve askerlerin tekbir getirerek kendilerine saldırdığını anlatırken, dün bu manzarayı bizzat yaşadığına dikkat çeken Kaya, “Tekbir diye bağırarak ‘Allahu Ekber’ diyerek üzerimize saldırıyorlardı. Türkiye’nin resmi birlikleri ne zamandır tekbir getirerek kendi halkına saldırmaya başladı? Ben bir Müslüman olarak bu sahtekarların, dini ve Allah’ı kullanan bu iki yüzlü yalancıların suratına çarpacağız ikiyüzlülerini. Onların maskelerini düşüreceğiz İnşallah” dedi.

‘BİAT ETMEYECEĞİZ, TESLİM OLMAYACAĞIZ, DİRENECEĞİZ’

Hüda Kaya’nın ardından Demokrasi Güçleri adına açıklamayı Ayşe Gökpınar okudu. Gökpınar, “ Bir kent, bir halk günlerdir abluka altında; tıpkı Filistin halkının Siyonist İsrail devletine direndiği gibi, tankıyla, topluyla, savaş uçaklarıyla saldıran Saray rejimine karşı direniyor” dedi. Riyakârlıkta sınır tanımayan bir iktidar ile karşı karşıya kalındığını vurgulayan Gökpınar, Filistin halkına göstermelik de olsa tepki gösterenlerin, Mısır’da Mursi, Esma için feryat figan edenlerin, söz konusu Kürt halkı olduğunda, dönüp andıkları ecdatlarının kanlı kılıcını kuşandıklarını söyledi.

“Daha dün Esad’ı ‘Kendi ülkesini bombalayan bir hükümet meşru değildir’ diyerek lanetleyenlerin, bugün Silvan’da halkı bombaladığını hatırlatan Gökpınar, “Biz bu zulüm ordusunu Zilan’dan, Dersim’den, Fatsa’dan tanıyoruz” dedi. Zulme karşı direnen Silvan halkı gibi faşizme boyun eğmeyeceklerini altını çizen Gökpınar, “İnsanlığa, özgürlük mücadelesinde yitirdiğimiz canlarımıza sözümüz var. Biat etmeyeceğiz, teslim olmayacağız, hep birlikte yan yana, omuz omuza direneceğiz” dedi.