Irak ve Güney Kürdistan seçimlere hazırlanıyor

Irak ve Güney Kürdistan, 12 Mayıs’ta yapılacak Irak seçimlerinin havasına girdi.

Resmi seçim propagandası başladı. Irak Merkezi Hükümeti ile Bölgesel Yönetim arasındaki bütçe, tartışmalı bölgeler, petrol anlaşması ve daha birçok sorun ise seçim sonrasına ertelendi. Kerkük merkezli DAİŞ saldırıları ve Bradost bölgesinde Türkiye’nin işgal saldırıları da devam ediyor.

KAOS ORTAMINDA SEÇİM HAVASI...

Irak Merkezi Hükümeti seçimlerine bir aydan daha az bir zaman kaldı. Seçimlerde Irak ve Başur’dan 80’in üzerinde parti ve liste yarışacak. Parti olarak seçimlere girenler de var ancak daha çok üçten fazla partinin içinde yer aldığı listelerle seçim yarışına girilecek. Seçim için resmi propagandanın başladığı gün parti ve listeler afiş yarışına girdi. Şehirler, ilçeler, köyler adayların afişleri ile donatıldı. Kimi yerlerde bazı parti, liste yandaşlarının, diğer adayların afişlerini yırttığı da oldu. Birçok parti ve liste adaylarını basın açıklamaları ile seçmene tanıttı.

Irak ve Başur seçim havasına girdi. Ancak seçimlerin yapılacağı ortamın nasıl bir ortam olduğu, seçimlerden kimin ne beklediği önem arz ediyor.

Yaklaşık bir ay önce başta ABD ve İran olmak üzere Irak içindeki birçok kanat, seçimlere ilişkin beklenti ve görüşmelerini açıkladı. ABD, "Demokratik ve hiçbir müdahalenin olmayacağı bir seçim olmasını istiyoruz" diye açıklama yaptı. ABD’nin bu açıklaması İran’ın müdahale edebileceğinin imasıydı. ABD’den sonra İran, Irak seçimlerine müdahalede bulunmayacaklarını, Irak halkının kendi seçimlerini sağlıklı bir şekilde yapması için destek olacakları biçiminde bir açıklama yaptı. ABD, İran’dan sonra Şii Lider Mukteda Es Sadr, İran’ın seçimlere müdahale etmesi durumunda, devletin bazı kurumlarını savunacaklarını, savunmak için bazı kurumları ele geçireceklerini söyledi. Bu açıklamalar Irak seçimlerinden hangi gücün nasıl bir beklentisi olduğunu, destekledikleri kanatların kazanması için bazı hazırlıklarının olduğunu gösteriyor.

Irak seçimlerinde 80’in üzerinde parti ve liste olsa da esasta üç ana liste yaraşıyor. Bunlardan biri İran yanlısı eski Başbakan Nuri Maliki’nin başını çektiği liste. Nuri Maliki'nin partisi ile Heşdi Şabi’nin başındaki Hadi Amr gibi isimler bu listenin içinde yer alıp başını çekiyorlar.

Bir liste ise Başbakan Haydar Abadi’nin başını çektiği liste. Bu listede Başbakan Haydar Abadi, Şii Lider Mukteda Es Sadr ve Şii Amr Hekim yer alıyor.

Diğeri ise her ne kadar kendi içinde çok parçalı da olsa Kürtlerin olduğu liste. Kürtlerin listesi kendi içinde çok sayıda liste, parti ve örgüte bölünüyor ancak Irak genel seçimlerindeki üç ana listeden, daha doğrusu bloktan biri.

Bu üç ana blokun içinde bir de Türkiye’nin el attığı, bizzat örgütlediği ancak diğer bloklara göre çok zayıf olsa da kaos ve krizi RTE eliyle değiştirme potansiyeli olan ITC ve kendisine bağlı Türkmen kesimi var. Elbette tüm Türkmenler onlarla hareket etmiyor. Ancak Türkiye, RTE ve MHP’ye direkt bağlı olmalarından ötürü kaos ve kriz, karışıklık yaratmada etkili olabilecek bir kesim olduğunu söylemek gerekir. Seçimlerde bir kesimin oylarını da alabilecek güçteler. Bunların bir bölümü Heşdi Şabi ile ilişkilerinden ötürü Nuri Maliki bloku ile, bir bölümü de Haydar Abadi bloku ile ilişkili; listeleri içinde yer alarak daha da etkili olmaya çalışıyorlar.

BAŞUR İLE SORUNLAR SEÇİM SONRASINA!

Irak’ta yaşanan sorunlar sadece seçimlerin doğurduğu, seçimlerle çözülecek sorunlar değil. Başur ile referandumdan sonra merkezi Kerkük olan tartışmalı bölgeler üzerine olan sorunlar, yine bütçenin neden olduğu ve pazara sunulacak Kerkük petrollerinin Başur üzerinden akıp akmasından kaynaklanan sorunlar da olduğu gibi devam ediyor.

Kerkük merkezli tartışmalı bölgeler üzerine olan sorunların çözümüne ilişkin Irak Merkezi Hükümeti peşmergenin geri dönerek, Kerkük savunmasına katılması yönünde bir formül üzerine çalışıyor. Ancak Güneyli partilerin bir seçimi kazanmaları için bu yetmiyor. Seçimi kazanmaları için Kerkük ve tartışmalı bölgelerde alınan yenilgiyi bir zafere dönüştürmeleri gerekiyor. Yani Kerkük merkezli tartışmalı bölgelerde bir başarı elde etmeden girilen seçimleri şu an Başur'da hükümet olan partilerin kazanması biraz zor görünüyor. O yüzden seçimlerin olacağı son güne kadar iktidarda olan partilerin Kerkük’e askeri müdahale dahil bir müdahale planlarının olduğunu bilmek gerekiyor.

Bölgesel yönetim ve hükümet ile Bağdat arasındaki sorunlardan biri de daha önce Başur üzerinden piyasaya aktarılan petrolün aktarılması sorunu ve anlaşması. Yaklaşık bir ay önce Bağdat-Peşxabur hattı üzerinden olan boru hattının DAİŞ saldırılarından zarar gördüğü için bu hattan petrolün pazara sunulmasının zor olduğu, onun için Başur üzerinden olan hattın kullanılabileceği, bundan dolayı da Başur ile bir anlaşma yapılacağı yönünde açıklamalar yapılmıştı. Ancak bu anlaşma da şimdilik donduruldu. Seçimlerden sonraya bırakıldı. Bütçe sorunu zaten hala belirsizliğini koruyor. Bütün bunlar bir araya getirildiğinde Bağdat ile Hewlêr arasındaki sorunların tamamının seçimlerden sonraya ertelendiği görülüyor. Seçimlerde gelecek yeni hükümete bu sorunların devredileceği sonucu açığa çıkıyor. Bunun yanı sıra seçimlerde Abadi’nin yeniden kazanması durumunda sorunların anlaşma ile çözülebileceği gibi Abadi’nin Başur’a daha fazla baskı yapması, hatta Federatif sistemi dahi ortada bırakmayacak bir yaklaşım gösterebileceği de ihtimal dahilinde. Bundan dolayı bu sorunların seçimlerden sonra nasıl çözüleceğini şimdiden kestirmek zor. Ancak anlaşma ile çözülmekten çok çatışmalı bir sürecin gelişebileceğinin ihtimalinin daha yüksek olduğunu eldeki veriler gösteriyor.

RTE VE DAİŞ'İN SALDIRILARI

Irak parlamentosu seçimleri süreci kendi içinde ciddi sorun, kaos ve krizli ortamda giderken, RTE ve işgalci Türk devleti ile onunla paralel hareket eden DAİŞ ise işgal saldırılarını arttırarak sorunları derinleştiriyor.

RTE ve işgalci Türk devleti Irak’ta kendi içinde ve bölgesel yönetim ile yaşanan çelişkili ortamın doğurduğu boşluktan yararlanarak Bradost bölgesindeki işgalini derinleştirme saldırılarını başlatmış ve devam ettiriyor. RTE, Başur’daki siyasi otorite ve hükümet boşluğunu da iyi değerlendirerek, bu saldırılarından sonuç almak istiyor. Başur'daki boşluk referandum ile başlayan bir boşluk. Şu an var olan mevcut hükümet de birçok siyasi parti ve halk nezdinde çok fazla meşruluğu kalmayan bir hükümet. Zira referandumda en az bölge başkanlığı kadar Neçirvan Barzani’nin başkanlığını yaptığı hükümet de sorumluydu. Bölge başkanı istifa ederken bu hükümetin görevde kalması geçici bir süreliğine yapılan görevlendirmeydi. Zira ABD Neçirvan Barzani ile bu konuda birçok görüşme yapmıştı, bu görüşmelerden birinde sonbahar aylarında yapılması gereken seçimlerin daha fazla ertelenmemesi yönünde telkinde de bulunmuştu. Ancak şu ana kadar bırakalım bölge yönetimi seçimlerinin yapılmasını, seçimlerin yapılacağına dair dahi herhangi bir emare yok. Dolayısıyla Neçirvan Barzani de tıpkı RTE gibi seçimsiz de olsa onunla iş birliği yapmak için kendisini iktidarda tutmaya çalışıyor. Hükümet adına yaptığı açıklamalarda işgali onaylar nitelikte ve meşrulaştırmaya çalışıyor.

RTE işgalci ordusunu Bradost alanının tamamını işgal etmek için saldırtırken, ona paralel bir şekilde, DAİŞ de Kerkük merkezli tartışmalı bölgeler ve daha önce elinde tuttuğu Musul, Tel Afer, Anbar, Xaneqin, Xurmatu, Daqoq ve daha birçok alanda saldırılarını sürdürüyor. Bu her iki koldan geliştirilen saldırılar Irak’ın içinde olduğu durumu daha da ağırlaştırıyor. Bu ağırlaşan durum Irak parlamento seçimlerini de ciddi bir şekilde etkileyecek. Zira bu saldırılarla Irak hükümeti ile bölgesel yönetim Irak ve Başur halkı nezdinde zor duruma düşürülüyor. Dolayısıyla bu saldırıları, Türkiye ve DAİŞ eliyle Irak parlamento seçimlerine müdahale olarak değerlendirmek hiç de yanlış olmaz.

SEÇİMDEN SONRA NE OLACAK?

Yaşanan gelişmeler Irak’ta 12 Mayıs'ta gerçekleştirilecek seçimlerden sonra Irak’ın kendi içinde bloklaşan güçleri ile Kürdistan ile bir çatışmaya doğru gideceğini gösteriyor. Çünkü bir yandan ABD, öte yandan İran ve Türkiye ile, harekete geçirdiği DAİŞ’in saldırılarıyla müdahalede bulunulan seçimlerden hangi sonuç çıkarsa çıksın, bu güçlerin desteklemediği kendilerine yakın liste ya da blok galip çıkmayınca, blokların birbiriyle çatışması için harekete geçileceği anlaşılıyor. Bu da seçimlerden sonra Irak'ın bir yandan kendi içinde öte yandan Kürtlerle bir çatışmaya gidebileceğini gösteriyor. Bu çatışma askeri bir çatışma olabileceği gibi siyasi, diplomatik, ekonomik bir çatışma şeklinde de ortaya çıkacak.

Bu çatışma aynı zamanda uluslararası ve bölgesel güçlerin tıpkı Suriye’de başlattıkları gibi Irak’ta da bir çatışmayı başlatması anlamına geliyor.

Şimdiden çatışmanın hangi biçiminin öne çıkacağını kestirmek zor. Seçimlerden sonra çatışmanın biçimi, yöntemi ve şiddeti kısa süre içinde açığa çıkacak.