İnsan kaçakçısı şebekelerin arkasında MİT ve Emniyet var
Türk devletinin Kuzey Kürdistan’da başlattığı topyekûn yıkım, katliam ve savaşın bir parçası olan Kürdistan’ı boşaltma planı çerçevesinde Kürt gençleri Avrupa’ya gönderiliyor. Bu planın perde arkasındaki şebeke ise MİT ve Emniyet organizasyonu.
ANF
HABER MERKEZİ
Cumartesi, 12 Kasım 2016, 08:02
Kürdistan’dan Avrupa’ya göç hikayesi her ne kadar 1960’lı yılların başında olsa da yaygın olarak 1980’li yıllarla birlikte siyasi göç başladı. 12 Eylül 1980 darbesiyle birlikte yönünü Avrupa’ya veren politik Kürtleri, 10 yıl sonra büyük göç yığını takip etti. Kürt Özgürlük Mücadelesinin ortaya çıkışıyla birlikte 1990’lı yıllarda Kürdistan’da 4 bin köyü yakan, 17 bin kişiyi infaz eden Türk devleti, bir plan dahilinde Kürdistan’ı boşaltarak, insanları Avrupa ve Türkiye metropollerine sürgün etti. Bunun üzerine yüz binlerce Kürt, başta Almanya olmak üzere Avrupa ülkelerine göç etmek zorunda kaldı.
Türk devletinin benzer politikaları günümüzde de devam ediyor. Özellikle Kuzey Kürdistan’daki kentlere başlayan saldırılarla birlikte polis ve insan kaçakçıları işbirliğiyle Kürt gençleri Kürdistan’dan çıkartılmak isteniliyor. Büroları İstanbul’da olan bu şebekeler, turizm şirketleri ve seyahat acentaları adı altında çalışıyor. Emniyet ile işbirliği halinde Kürt gençlerinin pasaport ve vize işlemlerini hal ederek onları Avusturya, Sırbistan, Çekoslovakya ve benzeri ülkeler üzerinden orta Avrupa’ya gönderiyor. Bu yöntem ile son 1 yıl içerisinde sayıları binleri bulan Kürt genci, Avrupa’ya gönderildi.
Almanya makamlarının istatistiklerine göre sadece Temmuz ayı içerisinde Türkiye’den 4 bin kişi iltica başvurusunda bulundu.
AMAÇ NÜFUS YAPISIYLA OYNAMAK
Yıllardır uyuşturucu, fuhuş ve ajanlaştırmayı kurduğu özel birimlerle gençler arasına yayan devlet, bunu başaramayınca öz yönetimlerle birlikte şehir ve kasabaları yıkarak, Kürtleri yurtlarından koparmak istedi. Kürdistan’ın demografik yapısını değiştirmeyi planlayan AKP, Kürtlerin bütün baskılara rağmen şehirlerini terk etmemesi üzerine bu sefer gençleri kriminalize ederek, Avrupa’ya sürgün etme planını devreye soktu.
İNSAN TACİRLERİNE İMKANLAR SUNULDU
Bunun için de Kürdistan’ın bir çok şehir, kasaba ve köylerinde insan tacirlerinin faaliyetlerini örgütledi ya da onlara imkan sundu. Merkezleri İstanbul’da olan şebeke elamanları özellikle Kürt gençleri ile ilişkiye girerek, gençlere “Avrupa gitmek istiyorsanız sizi gönderebiliriz. Ancak bunun için 6-7 bin Euro gerekiyor” teklifinde bulunuyorlar. Kabul edenleri İstanbul ve Ankara’daki şebekelerin esas sorumlularına yönlendiriyorlar. Şebekeler, Avrupa’ya çıkmayı kabul eden Kürt gençlerine önce resmi olarak pasaport çıkartıyorlar. Ardından diğer işlemleri yapıyorlar.
SİSTEM NASIL İŞLİYOR
Resmi pasaportu çıkartılan gençler ya havayolu ya da karayolu ile Avrupa’ya gönderiliyor. Bunun için bir kaç yöntem kullanılıyor:
* İlk önce kara ve havayolu ile vizesiz giriş yapılan Arnavutluk, Bosna-Hersek, Karadağ, Kosova, Makedonya, Moldovya, Sırbistan gibi ülkelere gönderiyorlar. Bunun ardından Macaristan-Avusturya üzerinden Almanya ve İsviçre’ye aktırıyorlar.
* İş insanı, sanatçı ve öğrenci vizesi alarak, Avusturya, Çekoslovakya gibi ülkelere gönderiliyor.
*Vizesiz giriş yapılmayan Avrupa ülkelerine ise farklı bir yöntem devreye sokuluyor. Bunun için sahte pasaport çıkarılıyor. Ya bir iş insanı, öğrenci ya da bir sanatçı adına bu vize alınıyor, yapılıyor. Bunun dışında da kara ve TIR yolculuğu kullanılıyor.
KİM BU ŞEBEKE ELEMANLARI?
İstanbul’daki şebeke liderlerinden birinin adı Kenan Durmuş. Bütün adresler, bu isme çıkıyor. Durmuş, kendisini İstanbullu olarak tanıtıyor. Emniyet, Avrupa’daki Türk elçilik, konsolosluk çalışanları ve devlet görevlileriyle kurduğu ilişi ise oldukça geniş. Durmuş’un MİT’e bağlı çalıştığı, etki alanına bakılarak ifade ediliyor. Kenan Durmuş ile Avrupa’ya gitmek isteyenler arasında işleri yürüten ise Engin.
Diğer bir şebeke lideri ise Ragıp Çorakçı’dır. O da Ankara’da konumlanıyor. Urfa, Antep, Şırnak ve diğer Kürt illerinden gönderilen gençlerin işlemlerini yapıyor.
İstanbul’daki bu işleri yapan diğer bir şebeke reisi de Şırnak’ın Hezex ilçesine bağlı Bafê köyünden olan Abdurrahman Norman’dır. Zaman zaman Almanya’ya gelip-giden Norman, daha çok Mardin, Şırnak ve Hezexli gençleri Avrupa’ya genderiyor.
Seyid Nizam ismindeki şebeke şefi ise Mardin/Midyad nüfusuna kayıtlı İstanbul Kanarya’da kalıyor. Amed, Cizre, Mardin, Midyat, ve Nüsaybinli gençleri Avrupa’ya getiriyor.
Ferman ve Necmettin Gültekin kardeşler ise Şirnex-Hezexli, şebekelere yerel aracılık yapıyorlar. Ferman, Hezex’te; Necmettin Gültekin ise Lüksemburg’da oturuyor. Necmettin, şebekelerin Avrupa’daki işleriyle ilgileniyor.
Mehmet Doğan da Şirnex’in Hezex ilçesi Bafê köyündendir. Burada dolmuşçuluk yapıyor. Şebekelere gönderilecek kişi başına komisyon alıyor.
7 BİN EUROYA KADAR
İnsan kaçakçılığı yapan şebekeler, İstanbul ve Ankara gibi büyük kentlerde açık bir şekilde çalışıyor. Emniyet, ülke konsolosluklarıyla işbirliği halinde çalışan bu şebekeler, gençleri ortalama 7 bin Euro karşılığında çeşitli Avrupa ülkelerine gönderiyorlar. Yıllardır telefon numaralarını bile değiştirmeyen bu şahıslar, İstanbul gibi büyük kentlerde kurdukları bürolarla bu işlemleri yürütüyor.
Daha önce bu şebekeler aracılığıyla Avrupa’ya gelen gençlerin verdiği telefonları arayan muhabirimiz, kendisini Avrupa’ya gitmek isteyen bir mülteci olarak tanıtıyor. Telefonun öbür ucundaki Ragıp Çorakçı ve kendini Engin Kara olarak tanıtan şahıslar, çok rahat bir şekilde “Sizi 6 bin 500 Euro karşılığında 4 hafta içerisinde istediğiniz Avrupa ülkesine gönderebiliriz” diyerek, bürolarına davet ediyorlar.
ÇORAKÇI: GARANTİMİZ VAR
Telefon üzeri görüştüğümüz Ragıp Çorakçı kendisini Aksaraylı olarak tanıtıyor. Bu işleri Ankara’da yaptığını söyleyen Çorakçı, şöyle devam ediyor: ”Garantimiz olmasa bu işi yapmayız. Şu anda İstanbul’dayım, biraz önce birilerini bindirdim. İşimizi bitirir, paramızı alırız. Biz gidecek kişinin işini takip ediyor, vizesini alıyor, gönderiyoruz. Almanya, Avusturya gibi ülkelere direk gönderiyoruz. Fiatımız 6 bin 500 Eurodur. Ortalama 4 haftada da bütün işleri bitiriyoruz. Ben Urfa ve Antep çevresinde çok kişiyi gönderdim. Beni onlara sorun.”
İSTANBUL’DA DÖRT BÜROSU VAR
Kastamonulu olduğunu söyleyen Engin Kara ise alacakları paraya göre çalışacaklarını belirterek, “Yardımcı oluruz, sorun yok. İlk önce orta Avrupa’ya; Avusturya, Macaristan ve Çekoslovakya’ya götürüyoruz. Ardından iç hatlarda istedikleri ülkeye aktarıyoruz. Giderken bizden biri yanında oluyor. Bütün işlemleri yapıyor, uçağa bindiriyor. Kişi başına 6 bin 500 Euro alıyoruz” diyor.
Daha önce Kenan Durmuş ile birlikte çalıştığını iddia eden Engin Kara, çalışma yöntemlerine ilişkin şunları söylüyor: ”Benim yerim Taksim’de. Orada 4 tane ofisimiz var, toplam 13 kişi çalışıyor. Yoğun çalışıyorum. AVG Tur yani Anadolu Gençlik isminde şirketimiz var. Bunun yanında turizm işleriyle de uğraşıyoruz. Resmi çalışan kurumlarımız da var.”
HEZEX’TEN YÜZLERCE GENÇ
Hezex’in Bafê köyünden Abdurrahman Norman ise Kürdistan’da bu işleri yapıyor. İstanbul’da yaşayan Norman, şimdiye kadar Hezex ve bölgesinde yüzlerce genci Almanya’ya gönderdi. Kendisi de sık sık Almanya’ya gelip giden Abdurrahman Norman ile telefon üzerinde yaptığımız görüşmede, kişi başına 6 bin Euroya götüreceğini söylüyor. Abdurrahman Norman, şunları söylüyor: “Ben sadece Almanya’ya götürüyorum. Ucak ve arabalarla gönderiyorum. Almanya’ya 50-60 km ülke içerisine getirip, bırakırım. Başka bir ülkeye getiremem. Benim adamlarım var. Onlar getirir. Uzun yıllardan beri bu işi yapıyorum. Havalimanında tutalım bir çok yerde zaten para verip çıkarıyoruz. Onun için sorun çıkmıyor.”
“Ne iş yapıyorsunuz? sorumuza ise Norman, ”Sadece bu işi yapıyorum” diyor.
SİGORTASIZDI, SCHENGEN VİZELİ OLDU
Bu yöntemlerle Avrupa’ya gelen binlerce kişiden biri olan H. A, 22 yaşında bir Siverekli. İstanbul’da çeşitli işlerde sigortasız çalıştığı dönemde insan kaçakçılarıyla tanışıyor. H. A, insan kaçakçılarıyla tanışma ve Almanya’ya geliş hikayesini şöyle anlatıyor: ”İstanbul’dayken bir şebeke bulup işlemlerimize başladık. Şebekenin başındaki kişinin ismi Kenan Durmuş, yardımcısının ismi ise Engin’di. Ben 7 bin Euro miktar para verdim. Ardından bütün işlemlerimizi o hal etti. Yaklaşık 1,5 ay gibi bir sürede vize işlemlerimiz bittikten sonra Engin isimli şahıs ile İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanı’ndan Viyana’ya uçtuk. Viyana’dan Almanya’ya geliş biletimizi aldı; biz geldik o da Viyana’dan Türkiye’ye döndü.”
Kenan Durmuş’un İstanbul’da büroları olduğunu ve aleni çalıştığını dile getiren H.A, “Beyoğlu İstiklal Caddesi’nde bürosu var. Herkes bu büroya gidip anlaştıktan sonra Avrupa’ya gelebilir. Konsolosluk ve Emniyet Müdürlüklerinde adamları var. Sen anlaştıktan sonra adamlarıyla Emniyet Müdürlüklerine gidip, parmak izi, fotoğraf ve istenilen evrakları götürüp pasaport çıkartıyorsun. Bundan sonra ya onlar vize işlemlerini hal ediyorlar ya da onların yönlendirmesiyle konsolosluklara gidip başvuruyorsun ve adamlarıyla bir yere kadar seninle gelip, ardından gittiğin yere kadar kendin gidiyorsun. Anlaşmalı olarak çalışıyorlar. Bir örnek vereyim: 'Bir gün Kenan denen kişi arkadaşım ile Emniyete gidiyor. Polis soruyor, Kenan inşallah getirdiğin adam askerlik yapmış. Yapmamışsa işimiz baya zor olur’ diyor. Ama buna rağmen polislerle birlikte çalıştığı için işlemlerini hal ediyorlar. Her şeyi ayarlıyorlar. Hiçbir yerde sorun çıkmıyor” diyor.
A.Ş isimli genç ise Şırnak’ın Hezex ilçesinden. 20 yaşında olan A. Ş’nin ailesinden bir çok kişi tutsak veya Kürt Özgürlük Mücadelesinin içerisinde mücadele ediyor. Hezex’ten Almanya’ya kara yoluyla 20 günde ulaşıyor. Otobüs, tren ve taksi ile İstanbul, Sırbistan, Macaristan, Avusturya gibi güzergahları takip etmiş. A. Ş, “Emniyet konsolosluk ve benzeri dairelerde pasaport, vize olmak üzere işlemler ben gitmeden hazırlandı. Şebeke yaptı ve öyle geldim” diyor.
A. Ş, Türk devletinin yıllardır Hezex’te gençler üzerindeki oyunlara değinerek, şunları paylaşıyor: ”Polis ilçede fuhuş, ajanlaştırma ve uyuşturucu yayıyor. Amaç burada gençleri kendi kültüründen, dilinden ve siyasetten uzaklaştırmak. Politika şu: ne yaparsan yap ama siyasetle uğraşma. İstediğin suçu işle seni affederim ama siyaset yapma… Hezex’i boşaltmak için ellerinde ne geliyorsa yapıyor. Gençleri oradan göndermek için bütün yollara başvuruyor. Hezex’ten çok sayıda genç Avrupa’ya geldi ya da yollarda. Avrupa’ya çıkış teşvik ediliyor.”