İHD 17. Genel Kurulu başladı
İHD 17. Genel Kurulu başladı
İHD 17. Genel Kurulu başladı
İHD 17’inci genel kurulu başladı. Genel kurulda konuşan İHD Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, Kobanê eylemleri sırasında 40'tan fazla insanın hayatını kaybetmesinde AKP hükümeti tarafından tasfiye edilmeyen devlet içindeki güçlerin etkili olduğunu belirterek, Kürt sorunun çözümü için, demokratik anayasa, Hakikatleri Araştırma Komisyonu ve PKK Lideri Öcalan için sekreterya kurulmasını istedi.
İnsan Hakları Derneği (İHD) 17. Olağan Genel Kurulu, Çankaya Belediyesi Çağdaş Sanatlar Merkezi Konferans Salonu'nda başladı. Genel Kurul'un yapıldığı salona, "Roboski katliamını unutmadık, unutturmayacağız", "Susma suça ortak olma hasta mahpuslara özgürlük", "Kayıplar bulunsun failler yargılansın" yazılı pankartların yanı sıra, Ermenice, Arapça, Kürtçe ve Türkçe, faili meçhul cinayetler, hasta tutsaklar, Ermeni soykırımı ve evrensel insan haklarını konu alan onlarca pankart asıldı.
Genel Kurula HDP EŞ Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, HDP milletvekili Erol Dora, HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Ayhan Bilgen, DTK Eş Başkanı Hatif Dicle, KESK Eş Genel Başkanı Lami Özgen ve DİSK Genel Başkanı Kani Beko ve birçok gazeteci, yazar ve akademisyenin yanı sıra Şerzan Kurt'un babası Ömer Kurt katıldı. Ayrıca Genel Kurul'a Êfrin Kanto başkanı Hevi Mistefa ile Kanton yöneticileri ve uluslararası alandan bir çok insan hakkı savunucusu da hazır bulundu.
BİRDAL: HALKLARIN ORTAK MÜCADELESİ KOBANÊ’DE VERİLİYOR
Devrim, demokrasi ve özgürlük mücadelesinde yaşamını yitirenler adına yapılan saygı duruşuyla başlayan Genel Kurul’un Divan Başkanlığına İHD Onursal Başkanı Akın Birdal seçildi. Kobanê'nin temel insan haklarının ve değerlerinin savunucu olmasının bugün Kobanê'yi bu kadar önemli kıldığını söyleyen Birdal, hakların ortak mücadelesinin Kobanê'de verildiği belirtti. Birdal, İnsan Hakları savunucuları olarak Kobanê Günü direnişinde yerlerini alacaklarını söyledi.
Genel Kurul'da bulunan Cumartesi Anneleri'ne de seslenen Birdal "Hasan Ocak'ın ailesi bize gelmişti ve Hasan'ı arıyoruz demişlerdi. Sonra hep birlikte aradık ve Hasan'ı bir kimsesizler mezarlığında bulduk. O günden sonra 27 Mayıs 1995'ten sonra 'kayıplarımızı arıyoruz' dedik ve son 500 haftadır kesintisiz meydanlardayız. Bu arayışı, mücadeleyi kesintisiz bu güne getiren Anneleri selamlıyoruz" ifadelerini kullandı.
ÖZTÜRK: HAK İLLALLERİNE KARŞI ÇÖZÜM DEMOKRATİK BİR ANAYASADA
İHD Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan ise, açılış konuşmasını yaptı. Rojava Devrimi ve Kobanê direnişi selamlayarak konuşmasına başlayan Türkdoğan, Türkiye’de insan hakkı ihlallerinin yaşanmaması için demokratik bir Anayasa'yı çözüm olarak sundu. Türkdoğan, "Bizim mücadelemiz aynı zamanda demokratik bir Anayasa mücadelesidir" dedi.
Bu dönemin en önemli olayının fiili çatışmasızlık durumu olduğunu ifade eden Türkdoğan, "PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın çağrısıyla başlayan 8'inci ateşkese, hükümetin uyması sonucu ilk defa fiili çatışmasızlık dönemi yaşanıyor. Ancak PKK gerillalarının geri çekilme sürecini başlatmasına rağmen AKP hükümeti adım atmadı, demokrasi paketleri beklentileri karşılamadı" dedi. Türkdoğan, diyalog sürecinden müzakere aşamasına henüz geçilememesinin süreçte büyük riskler oluşturduğuna vurgu yaparak, "Artık müzakere aşamasına geçilmeli. Öncelikle görüşmelerin yapıldığı İmralı Adası'nda bir sekretarya kurulmalıdır. Bu sürecin selameti açısından gereklidir. Bütün dünya örneklerinde gördük ki, bu tür sorunlar müzakere ile çözülür" diyerek hükümeti adım atma çağırdı.
Devlet içerisinde bulunan birçok farklı yapının hala tasfiye edilmediğine işaret eden Türdoğan, şunları söyledi: "Siyasal iktidar yolsuzluk operasyonu ile birlikte devlet içerinden oluşan bazı yapıları tasfiye etmek zorunda kaldı. Ancak siyasal iktidar bazı yasa dışı paramiliter yapıların devlet içerisinde yaşamasına müsaade etti. 6-12 Ekim arasında yaşanan olaylarda onlarca insanın katledilmesinde bu oluşumlar etkili oldu. Çözüm sürecinin geleceği açısında bu yapıların tasfiye edilmesi zorunludur. 6-12 Ekim olayları gösterdi ki çözüm süreci ilerlemezse Türkiye'de darbe olur."
Kobanê direnişine dikkat çekerek, bu direnişin "IŞİD katliamlarına dur dediğini" aktaran Türkdoğan, Arap Baharı için "Arap Kışı" benzetmesini yaptı.
"Siyasal iktidar ne kadar otoriterleşirse yolsuzluk iddiaları o kadar artar" diyen Türkdoğan, 17-25 Aralık operasyonları ardından AKP hükümetinin 'kendisine yönelik yargı tehdidi' sonrasında Özel Yetkili Mahkemeleri'nin kaldırıldığını söyledi. Türkdoğan, "Siyasal iktidar bu yolsuzluk operasyonlarının üzerine gideceğine yargı ile bunların üzerini kapatmaya çalışmıştır" dedi. Türkdoğan, ÖYM'lerin kaldırılmasına karşın çıkarılan MİT yasası ve Kamu Güvenliği yasalarıyla kendi ÖYM'lerini kurduğunu söyledi.
Türkdoğan, Yeni "kamu güvenilği yasası" ile tüm toplumun masumiyetinin tehlike altına alındığı ve toplumsal muhalefetin engellenmek istendiğini belirtti. Türkdoğan, "Bütün bu yasalar eğer Meclis'ten geçerse tam bir polis devleti ile karşı karşıya kalacağız" dedi. Türkdoğan, faili meçhul cinayetler davası ile Roboski davalarına da dikkat çekerek, "Türkiye'de cezasızlık politikalarının" sürdüğüne işaret etti.
Türkdoğan, Cumartesi Anneleri'nin eylemlerinin 500 haftayı geri bırakmasının, hak savunucularının asla mücadelelerini bırakmayacağını gösterdiğini belirtti. Tüm kayıpların bulunması ve faillerinin yargılanması için toplumun "Hakikatleri Araştırma Komisyonu"na ihtiyaç duyduğunu belirterek, başta Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan olmak üzere tüm siyasi tutsakların özgürlüğünün gündeme alınması ve mücadele edilmesi gerektiğini söyledi.
Hasta tutsakların durumuna da dikkat çeken Türkdoğan, hükümetin bu konu hiç adım atmaması ve insan haklarının önüne bürokrasinin konmasının kabul edilemez olduğunu söyledi.
Konuşmasında Alevilerin eşit yurttaşlık taleplerine destek veren ve zorunlu din derslerine tepki gösteren Türkdoğan, bu konuda AİHM kararlarının bir an önce uygulanmasını istedi. Türkdoğan, Ermeni soykırımının takipçisi olacaklarını ve geçen genel kurulda tüzüğe işlenen "soykırıma karşı mücadele" maddesinin gerekliliklerini yerine getirmeye çalıştıklarını belirtti. Türkdoğan aynı zamanda işçi cinayetlerinin de hükümetin uyguladığı neo-liberal politikalardan kaynaklandığını belirterek, bundan vazgeçilmesini istedi.
Genel Kurul konukların konuşmalarıyla devam ediyor…