İdamdan sonra kaybedilen Güney'in akıbeti soruldu

Cumartesi Anneleri, 1981 yılında idam edildikten sonra kaybedilen Veysel Güney'in hesabını sordu. Güney'in akıbetinin açıklanmasını isteyen aileler, AKP'nin seçim yenilgisine de dikkat çekti.

Cumartesi Anneleri, 1981 yılında idam edildikten sonra kaybedilen Veysel Güney'in hesabını sordu. Güney'in akıbetinin açıklanmasını isteyen aileler, AKP'nin seçim yenilgisine de dikkat çekti.
Cumartesi Anneleri, gözaltında kaybedilen ve katledilen yakınlarının hesabını sormak için 533'üncü kez Galatasaray Meydanı'nda buluştu.
"Failler belli, kayıplar nerede?" yazılı pankartın açıldığı eylemde, 11 Haziran 1981'de idam edildikten sonra kaybedilen Veysel Güney'in akıbeti soruldu.

AKP'YE: GEÇMİŞ OLSUN!

Eylemde ilk olarak konuşan, 8 Ekim 1980'de kaybedilen Cemil Kırbayır'ın ağabeyi Mikail Kırbayır, 7 Haziran'daki genel seçimlere değindi. AKP'nin tek başına iktidar olamamasına vurgu yaparak "Geçmiş olsun" diyen Kırbayır, 12 Eylül darbesiyle barışık yaşayanların 35 yıldır kayıplarını kendilerine teslim etmediğini söyledi. Kırbayır, "Veysel Güney bizzat devletin kontrolünde idam edildi. Naaşı o gün bugündür ailesine teslim edilmedi. Şu zulme bakın, insaf bunların neresinde?" diye sordu. Kırbayır, yargı yetkililerine seslenerek, "Artık hiçbir bahaneniz kalmamıştır. Hukukun üstünlüğünü yaşama geçirmek istiyorsanız görev artık sizdedir" dedi. 

'DEVRİMCİLERİN ÖLÜSÜNDEN BİLE KORKTULAR'

21 Kasım 1980'de kaybedilen Hayrettin Eren'in kardeşi İkbal Eren ise yaptığı konuşmada, "Milyonlarca işkence, binlerce faili meçhul, gözaltında kayıp, 50 idam. Bunun adı 12 Eylül" diyen Eren, "12 Eylül faşist cuntası karabulut gibi üzerimize çöktü. 50 kişi idam edildi. Bu ülke öyle bir ülke ki devrimcilerin ölüsünden bile korktular" diye konuştu. 

'MÜCADELEYE DEVAM'

Veysel Güney'in yeğeni Doğan Güney ise, "Amcam işçi lideriydi, sosyalistti. İdam edilerek kaybedildi" dedi. Bu toprakların insan bedeninin kaybedilmesine alıştırıldığını söyleyen Güney, "Amcam idama götürülmeden önce babaannem ve dedeme onu görebilmeleri için bir dakika süre verdiler. Babaannem ve dedemin hayatları boyunca sadece bir dakikaları oldu. Ancak biz umudumuzu yitirmeden mücadele etmeye devam edeceğiz" şeklinde konuştu.

'MEZARA GEREK YOK, KÖPEKLERİN ÖNÜNE ATARIZ!'

Haftanın basın açıklamasını ise Cumartesi İnsanı Ümit Efe okudu. 24 yaşındaki Veysel Güney'in 28 Aralık'ta Antep'te gözaltına alındığını ve Adana Sıkıyönetim Komutanlığı 2 No'lu Askeri Mahkemesi tarafından hiçbir delil olmaksızın, sistematik bir şekilde işkence ile geçen uzun sorgulama sürecinin ardından idama mahkum edildiğini söyledi. Anne Zeynep Güney'in idama götürülen oğluna dokunmasına dahi izin verilmediğini söyleyen Efe, idam sonrasında oğulları Veysel'in cenazesini almak isteyen ailesine, "Onun mezara ihtiyacı yok, belki köpeklerin önüne atarız" denildiğini aktardı. 
Yapılan tüm suç duyurularının sonuçsuz bırakıldığını belirten Efe, şunları kaydetti: "Veysel'i hukuki bir delile dayanmadan ikinci duruşmada idama mahkum eden sıkıyönetim mahkeme heyeti başkanı Albay Ahmet Arısüt, üyeler Yarbay Ayhan Ulusoy, Üsteğmen Güney Sert ve iddianameyi hazırlayan Savcı Caner Ersu taammüden cinayet işlediler. Veysel'in kaybedilmesinden başta Kenan Evren olmak üzere 12 Eylül'ün tüm asker ve sivil unsurları sorumludur. 12 Eylül hukukunu sürdürmekten vazgeçin, Veysel'in cenazesini ailesine teslim edin."