Hıristiyan Demokratlar İsveç’in Kürt sorununda aktif olmasını istiyor

Hıristiyan Demokratlar İsveç’in Kürt sorununda aktif olmasını istiyor

Halk Partisi’nden sonra Hıristiyan Demokrat Parti de İsveç’in Kürtlere yönelik politikasında değişikliklere gitmesini, Türkiye’de Kürt sorununun çözülmesi için insiyatif almasını ve DAİŞ çetelerine karşı direnen Kobanê’ye yardım etmesini istiyor.

Hırıstiyan Demokrat Parti Milletvekili ve Dış Politika Sözcüsü Desiree Pethrus ile Milletvekili Caroline Szyber’in dün Parlamento Başkanlığı’na sundukları önergelerinde,  parlamentonun Kürtlerle ilgili üç konuyu tartışıp karar almasını talep ediyorlar.

İlk olarak İsveç’in hem kendi başına hem de Avrupa Birliği nezdinde Kürt sorununu gündeme getirmesini, ikinci olarak da Türk Hükümeti ile Kürtler arasındaki barış görüşmelerinin her iki tarafı memnun edecek bir çözüme ulaşması için AB bünyesinde insiyatif almasını, son olarak da Rojava’ın üç kantonunda barış ve gelişmenin sağlanması ve Kobanê’ye yardım yapılması için Birleşmiş Milletler’de aktif rol oynamasını istiyorlar.

Kürdistan’da yaşanan tarihi gelişmeleri özetleyen milletvekillleri, Türkiye’de insan hakları alanında göreceli iyileşmeler olmasına rağmen Kürtlere yönelik baskı ve tutuklamaların devam ettiğine dikkat çekiyorlar.

Kürtlerin hakaklarını alma mücadelelerinin devam etmesine rağmen uluslararası toplumun Kürtlerin yaşadığı devletlere baskı yapmak için çok az şey yaptığını belirttikten sonra, İsveç ve Avrupa Birliği’nin Kürtlerin sorunlarını gündeme getirmek için daha aktif olmaları ve Kürtler için kalıcı bir çözüme ulaşılması için çaba göstermeleri gerektiğini söylüyorlar.

İsveç’in dış politikasının esasını insan hakları ve demokrasi öncelik verilmesi olduğunu söyleyen milletvekilleri, “Bizlerin Kürtlerin sorunlarını her türlü ortamda olabildiğince gündeme getirmeliyiz. Bir çokları bizim sesimizi yükseltmemiz ve İsveç’teki ilişkilerimiz aracılığıyla Türkiye’ye  baskıyı artırmamızın beklentisi içinde. Kürtlerin temel haklarının Anayasa’da güvence altına alınmasının sağlanması gerekiyor” diyorlar.

Önergede, Kobanê’nin DAİŞ çeteleri tarafından kuşatıldığı ve şiddetli çatışmaların yaşandığı, ilçede yaşayan 150 bin kişinin DAİŞ’ın Musul’da ele geçirdiği modern silahlarla yaptığı saldırılardan korunmak için Türkiye’ye kaçmak zorunda kaldıklarına dikkat çekiliyor.

Türkiye’nin Kobanê’nin savunulmasına destek vermeye  isteksiz davrandığı belirtilen önergede, Birleşmiş Milletler’in sivillerin korunması gibi bir prensibinin olduğu ve bunun uluslararası topluma sivillerin korunması ve soykırımın engellenmesi yükümlülüğünü getirdiği vurgulanıyor.

“İsveç ve uluslararası toplum daha fazlasını yapabilir. İsveç Suriye’nin kuzey-doğusunda bulunan üç kantonun gelişmesi ve barışcıl bir çözüm için Birleşmiş Milletler’i etkilemelidir. Ama ayrıca Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin sivillerin korunması için askeri girişimde bulunması gerekli olabilir. Böylesi bir durumda İsveç Birleşmiş Milletler’i desteklemelidir” diyen milletvekilleri, dünyanın neresinde yaşadıklarından bağımsız olarak uluslalarası toplumun sivillerin korunmalarının önemini unutmaması gerektiğine vurgu yapıyorlar.