‘Hint keneviri’ tarlası, helikoptere bindirilen gazeteci - Veysi Sarısözen

‘Hint keneviri’ tarlası, helikoptere bindirilen gazeteci - Veysi Sarısözen

TV’leri izlediniz. Hepsi, utanmadan, sıkılmadan, başında 14 Temmuz zorbalıðının “başkomutanı” Diyarbakır Valisi’nin bulunduðu “PKK’ye karşı büyük operasyon” haberini verdi. Tıpkı 1990 başlarındaki gibi. O zaman da bazı gazeteciler, işte böyle helikopterlere bindirilip, savaş alanlarında gezdirilmiş, arkasından da iç bulandıran sözde “izlenimlerini” tek tip bir metin halinde okurlara iletmişlerdi.

Şimdi de aynı şeyler olmaya başladı.

Önce haberi okuyalım: “Diyarbakır Valiliði tarafından koordine edilen operasyona, Jandarma ve Polis Özel Harekat timleri ile geçici köy korucularının da aralarında bulunduðu 55 timden oluşan 1700 devlet görevlisi katıldı. 16 zırhlı aracın kullanıldıðı operasyona 4 helikopter de havadan destek verdi. Diyarbakır Valisi Mustafa Toprak, ‘PKK’nin finans kaynaklarına ve bu alanda kullandıðı terör baðlantılı milis ve terörist yapılanmasına darbe vurulmasının planlandıðını’ ileri sürdü.”

Haberi veren ANF bülteninde, ayrıca şu haberler de yer alıyordu: “ANF, 28 Haziran tarihinde “Diyarbakır’da esrar hasadı başladı” manşet haberiyle esrar ekimine dikkat çekmiş ve esrar hammaddesi olan Hint keneviri hasadının başladıðını duyurmuştu. Amed başta olmak üzere devlet eliyle boşaltılan köylerde, binlerce dönüm araziye asker ve korucu gözetiminde yapılan esrar ekiminde her yıl on milyonlarca rant saðlanıyor. Mart ayında ekimi yapılan esrar, 70-80 santimetreye ulaşınca Haziran ayı sonuna doðru hasadı yapılmaya başlanıyor.”

Demek ki, medyanın “PKK’nin yarı resmi haber ajansı” diye tanıttıðı ANF, 28 Haziran’da şimdi “ansızın keşfedilen” bölgede “esrar hasadı başladı” haberini vermiş. Ve devletin boşalttıðı köylerde, bizzat devletin, bir kısmını koruculara bırakmak üzere bu “Hint keneviri ekimini yaptıðını” açıklamış. ANF PKK’yi “ihbar” etmeyeceðine göre, belli ki, devlet hakkında “suç duyurusunda” bulunmuş.

Devam edelim. ANF şu haberi de vermiş:

“KCK şu açıklamada bulundu: “Türkiye’nin ve Kürdistan’ın çeşitli yerlerinde esrar, eroin gibi uyuşturucu maddelerin yapımında kullanılan ekimlerin yapıldıðı bilinmektedir. Biz hareket olarak tüm uyuşturucu maddelerin ekimine, imalatına, ticaretine ve kullanılmasına karşı şiddetle mücadele yürütmekteyiz. Buna raðmen dün Türk basınına da yansıyan Diyarbakır’ın Lice ve Hani ilçelerinde Hint keneviri ekimine karşı yapılan bir operasyonda ele geçirilen ekimler hareketimize aitmiş gibi yansıtılmıştır. Bu, gerçeðin tamamen çarpıtılmasıdır.”

Biliyorum, “sırıtanlar” var. Elbette KCK “esrar tarlaları bizimdir demeyecek” diye, pis pis suratımıza bakanlar mebzul. Haydi bir de onlara yine ANF haber bülteninden bir haber gönderelim:

“Ýçişleri Bakanı Hans-Peter Friedrich tarafından bugün açıklanan iç istihbarat kurumu Anayasayı Koruma Örgütü’nün 2011 yılı raporunda ‘PKK’nin örgütlü yapısının uyuşturucu ticaretiyle baðlantısı olduðuna dair hiç bir delil yok’ bilgisi yer aldı.”

Alman MÝT’i böyle diyor.

Bu kadarı yeter. Şimdi, gazeteci sıfatı taşıyanlara soralım:

Sizi helikoptere bindirenlere siz şu soruyu sordunuz mu? “kışın, karlar altında, hiçbir eylem hazırlıðı olmayan 15 kadın gerillayı on bin metreden gözetleyip, yok eden devlet ve onun valisi, üstelik ANF’nin yıllardan beri sürekli gündeme getirdiði bu ‘esrar tarlalarını’ nasıl oldu da, ANF’nin 28 Haziran haberinden sonra ‘keşfetti’? 14 Temmuz’da “derin istihbarat” alabilen bu vali, burnunun dibinde yıllardan beri yapılan Hint keneviri ekimini neden daha önce istihbar edemedi? Lice-Hani-Kocaköy ilçelerinde, her bir evde kimlerin oturduðunu, ne iş yaptıðını, kimin kaç şehidi, kaç tutuklusu, kaç gerillası olduðunu ezbere bilen devlet, nasıl oldu da şimdiye kadar bu “esrar tarlalarını” göremedi? Gerillayı kuş uçmaz kervan geçmez granit kayalar arasında “görebilen”, gördüðü gerillayı “nokta operasyonuyla” katledebilen devlet, Mustafa Toprak’ın burnunun dibinde “kimlerin Hint keneviri ektiðini” ekim sırasında suçüstü yaparak neden saptamadı?

Bu soruları sormadan helikoptere binene gazeteci denmez.

Bu soruları sorsaydınız; o tarlalarda yapılan “kenevir ekiminin” iç yüzünü anlardınız. Devletin adamları Kürdistan’da uyuşturucu ticareti yapıyorlar ve bu ticaretten kimi koruculara pay veriyorlar, onların “uyuşturucu ekimine, satışına” göz yumuyorlar.

Şimdi neden “baskın” yapıyorlar?

Ýlk neden Kürt özgürlük hareketini karalamak. Ýkinci neden, ANF’nin 28 Haziran haberi, devletin suçunu teşhir edince, panik başladı.

Üçüncü neden ise, şu: Düne kadar “kaçakçılık” yapmalarına, “kenevir ekmelerine” PKK’ye karşı korucu olmak şartıyla “izin” veren devlet, artık “kaçakçılık” ya da “uyuşturucu” karşılıðında kendisine hizmet edenlere bile “güvenmiyor”. Kürt olan herkesi artık düşman sayıyor. O nedenle Uludere’de kaçakçı kafilesini imha etti. O nedenle şimdi “kenevir” ekenlere göz daðı verdi...

Hükümet, tüm Kürdistan’ı, yalnız yurtsever ve namuslu halkı, yalnız “sınır ticareti”ni illegal yapan kaçakçıları ile deðil, artık “kırık”larıyla, uyuşturucu çeteleriyle, hırsızları ve tüm marjinal unsurlarıyla birlikte, tümden kaybetmiş bulunuyor...

Kaynak: Özgür Gündem