HDP’nin Edirne kolu Ankara’ya yürüyor

Silivri’de bir araya geldikten sonra polis saldırılarına rağmen Edirne’ye ulaşan HDP’liler, eski eşgenel başkan Selahattin Demirtaş’ın tutuklu bulunduğu cezaevi yakınında bir açıklama yaparak Ankara yürüyüşlerine başladı.

HDP, “darbeye karşı demokrasi yürüyüşü” sloganı ile Hakkari ve Edirne’den engellere rağmen iki günlük yürüyüşe start verdi. Yürüyüşün her iki kolu da polis saldırıları ve engellemelerine maruz kaldı.

İstanbul’da Silivri’de bir araya gelen HDP’liler Edirne’ye geçmeden önce polis saldırısına uğradı, 6 HDP’li gözaltına alındı.

Silivri’den Edirne’ye doğru yola çıkan HDP’liler kente vardıktan sonra HDP Eş Genel Başkan Pervin Buldan, partili milletvekilleri ile HDK Eş Sözcüsü İdil Uğurlu, DBP Eş Genel Başkanı Keskin Bayındır, TİP Genel Başkanı Erkan Baş ve ESP Eş Genel Başkanı Özlem Gümüştaş, “Em bi hev re” yazılı önlükler giydi.

HDP’liler eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın tutuklu bulunduğu Edirne Cezaevi önüne doğru yola çıktı. Ancak polis partililerin cezaevi önüne gitmesine izi vermedi.

Cezaevine yakın bir noktada zılgıtlar eşliğinde halay çeken eylemciler “Hep birlikte özgürlük, adalet, iş, aş, ekmek” yazılı dövizler taşıdı.

HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, yaptığı konuşmada Ankara’ya doğru yürüyüşün startını verdi.

Buldan, “Amacımız Edirne Cezaevinin kapısının önünde açıklama yapmaktı. O utancı bütün Türkiye’ye göstermekti” dedi.

Buldan şunları ekledi: Bir halkın iradesini cezaevi içerisine tıkmak, bir halkın iradesini gasp etmek ve cezaevinde rehin olarak tutmak ne demekmiş bunu gösterdi. Ancak bugün Edirne’de, Diyarbakır’da, Hakkari’de, Van’da Türkiye'nin birçok kentinde illere giriş ve çıkışlar yasaklandı. Meşru olmayan, yasal olmayan bir şekilde halkların kentlere girişleri yasaklandı.

Bugün Edirne'de, Edirne İl Örgütümüzün önü abluka altına alındı. Edirne halkıyla buluşmamız engellendi. Bu sadece buraya özgü değil. Bu yürüyüş başladığı andan beri ve göründüğü kadarıyla bitene kadar da devam edecek gibi. Ancak bu engeller, bu yasaklar bizi asla yıldıramayacak. Barış, adalet, özgürlükler için asla taviz vermeden bu mücadeleye devam edeceğiz.”

“Türkiye’nin en büyük sorunu bu ülkeyi yöneten AKP hükümetinin Kürtlere, Alevilere, kadınlara Ermenilere ve Türkiye’deki muhalif kesimlere olan baskısı, şiddeti ve inkarıdır” diyen Buldan, şöyle noktaladı:

“Evet, bugün bu ülkeyi yönetenler Kürtlerin mezar taşlarını tahrip edip, kırarak Kürt halkından intikam almaya çalışıyorlar. Bugün bu ülkeyi yönetenler Alevilerin cemevlerine saldırarak, ibadethanelerini yakarak, yıkarak onlara haksızlık ve hukuksuzluk yapıyorlar. Bu ülkeyi yönetenler kiliseleri tahrip ederek Ermeni halkından intikam almaya çalışıyor.”

BU UZUN SOLUKLU BİR YÜRÜYÜŞ

Buldan, "Bizim yürüyüşümüz dün başlayan yarın bitecek olan bir yürüyüş değildir. Bizim yürüyüşümüz uzun soluklu, demokrasiye, barışa ve adalete kavuşana dek devam edecek olan bir yürüyüştür" ifadelerini kullandı. 

Cezaevlerindeki binlerce kişiye dikkat çeken Buldan "İşte bu yürüyüş, cezaevlerinde olan arkadaşlarımızın, yoldaşlarımız özgürlüğüne kavuşana dek devam edecek olan bir yürüyüştür. Burada, Edirne Cezaevi’nde, milyonların iradesi olan Selahattin Demirtaş ve Abdullah Zeydan özgürlüğüne kavuşana dek devam edecek olan bir yürüyüştür. Bu yürüyüş Gültan Kışanak’ın Sebahat Tuncel’in İdris Baluken’in, Bekir Kaya’nın, Osman Kavala’nın iradesinin gasp edilmesine karşı başlatılan bir yürüyüştür" şeklinde konuştu. 

HAKLARI GASP EDİLEN MİLYONLAR

Buldan şöyle devam etti:

Leyla Güven'in, Musa Farisoğulları’nın, Enis Berberoğlu’nun haksız ve hukuksuz şekilde milletvekilliklerinin düşürülmesine karşı bir yürüyüştür. Barışı, demokrasiyi isteyen cezaevindeki aydınlar, yazarlar, akademisyenler özgürlüğüne kavuşana dek devam edecek olan bir yürüyüştür. Çünkü biz sadece bir halkın, bir topluluğun ya da bir kesimin değil bugün mağdur edilen, hakları gasp edilen milyonların sesiyiz.

HDP, bugün Türkiye’de milyonların oyunu alan bir partidir. Böyle kısıtlamalarla, halkımızla bir araya gelişimizi engellemekle HDP’yi engelleyeceklerini zannedenler büyük yanılıyorlar. HDP duracak, HDP taviz verecek, HDP boyun eğecek, HDP diz çökecek bir parti değildir. Bugün amacımız Hakkari'deki Zap Suyu’yla Edirne’deki Meriç Nehri’nin buluşmasına dair bir yürüyüştür.

İRADE GASBI, SİYASİ DARBE

Biz biliyoruz ki siyasi darbeler sonucunda milyonlarca insanın hakkı ve hukuku gasp edildi. Bu ülke yıllardır aslında darbelerle mücadele eden bir ülkedir. Askeri darbeler karşısında milyonların bir araya geldiği, darbelere karşı durduğu bir ülkedir. Ancak AKP hükümetinin yaptığı siyasi bir darbedir. Gasp iradesidir ve Türkiye halklarının seçmiş olduğu milletvekillerine, belediye eşbaşkanlarına, onların temsilcilerine dönük bir irade gaspıdır. Bu irade gaspını asla tanımıyoruz, asla kabul etmiyoruz.

HDP UMUT VERMEYE DEVAM EDECEK

Bu sorun inkar ederek, bu sorun yok sayarak, bu sorun insanları cezaevlerine tıkarak, bu sorun ölerek ve öldürerek çözülecek bir sorun değildir. Bu sorun müzakereyle, bu sorun karşılıklı konuşmayla ama aynı zamanda hakkımızı, hukukumuzu arama yollarıyla çözülür. Bizler HDP’liler, HDP etrafında kenetlenen milyonlar olarak, bugün Türkiye’ye, Türkiye halklarına sesleniyoruz: HDP umut vermeye devam edecek. HDP Türkiye halklarının barışını, demokrasisini, özgürlüğünü hakkını ve hukukunu savunmaya devam edecek."