HDP: Kaza değil cinayet, sorumlusu Ulaştırma Bakanlığı

HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, Çorlu’daki tren kazasında “ağır ihmal ve tedbirsizlik” olduğunu belirterek, “Devlet Demir Yolları’nın üst düzey yöneticileri ve Ulaştırma Bakanlığı bu olayın sorumlularıdır” dedi.

HDP Kadın Meclisi, HDP Genel Merkezi’nde bir araya geldi. Seçim sonuçlarının değerlendirileceği toplantıda bir yol haritası belirlenecek.

Toplantının başında konuşan HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, Çorlu’da Pazar günü meydana gelen tren kazasına değindi.

KAZA DEĞİL, CİNAYET

Buldan, şöyle konuştu: “Tekirdağ’ın Çorlu ilçesinde tren kazasında yaşamını yitiren vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, yaralı yurttaşlarımıza şifa diliyorum. Çorlu’da yaşanan olay kaza değildir, cinayettir. Çorlu’dan geçen Halkalı - Muratlı hattının menfez bakım ihalesini iptal eden Devlet Demir Yolları’nın üst düzey yöneticileri ve Ulaştırma Bakanlığı bu olayın sorumlularıdır. Ağır bir ihmal ve tedbirsizlik söz konusudur. Bu olayda ihmali olanların bir an önce cezalandırılması gerektiğini ifade ediyoruz. Bu tür olayların kaza denilerek geçiştirilmesine asla izin vermeyeceğiz.”

HDP olarak Çorlu’ya kendisi ve Eş Genel Başkanımız Sezai Temelli’nin de aralarında olduğu büyük bir heyetle gideceklerini belirten Buldan, “İncelemelerde bulunacağız ve yaralı arkadaşlarımızı ziyaret edeceğiz” diye ekledi.

SOMA SORUMLULARI AÇIĞA ÇIKARILMALI

Buldan, Soma Davası’ndaki karar duruşmasını da değerlendirdi. Buldan, “Bugün Manisa Akhisar’da Soma Davası’nın karar duruşması vardı. 301 vatandaşımızın göçük faciasında yaşamını yitirdiği bu gerçeklik açığa çıkmalı ve sorumlulara gerekli cezanın verilmesi gerekmektedir” diye konuştu.

HDP’NİN BAŞARISI VE KADINLARIN ROLÜ

24 Haziran seçim sonuçlarından bahseden Buldan, şöyle konuştu: “24 Haziran ilk defa başkanlık sisteminin onaylanacağı, önemli bir seçim dönemiydi. OHAL koşullarında, binlerce insanın tutuklu olduğu, HDP’ye yoğun baskıların yapıldığı bu süreçte HDP olarak büyük bir başarı elde ettik. Yüzde 10’luk seçim barajının sadece HDP’ye uygulandığı bu dönemde, her türlü baskıya rağmen HDP parlamentoya girmeyi başarmıştır. Bizim yanımızda olan, bizimle el ele yürüyen tüm halklarımıza teşekkür ediyoruz. Her türlü zorluğa rağmen, faşizmin kurumsallaşmaya başladığı bu dönemde bizi Meclis’e taşıyan başta kadınlara teşekkür ediyoruz. Kadın arkadaşlarımız büyük emek vererek başarının altına imza attılar.

Seçim kampanyamızda kadınlar seferberlik ilan etmişti. Çünkü HDP’nin parlamentoya girmesinin kadınların eşitlik ve özgürlük mücadelesinde büyük önemi olduğunun farkındalardı. Onlara özel olarak teşekkür ediyorum. Ayrıca bizlere sıcak mesajlarıyla, dayanışma duygularıyla bizim yanımızda olduklarını her an hissettiren cezaevindeki kadın yoldaşlarımıza da özel bir teşekkür iletiyoruz. Onların şahsında cezaevindeki tüm kadın yoldaşlarımıza da teşekkür ediyoruz.”

EŞİT TEMSİLİYET SORUNU

Buldan şöyle devam etti: “Büyük bir başarıya imza attık ama henüz yeterli değil. Diğer partilere oranla en yüksek kadın temsiliyetini sağlayan partiyiz. Ama eşit temsiliyeti tam olarak sağlayamadık. Bunun için de bütün kadınlara özleştirimizi sunuyoruz. HDP 67 milletvekilinin yüzde 50’sini kadın olarak parlamentoya taşımayı hedef olarak koymuştu ama 26 kadın arkadaşımız Meclis’e geldi. Bunun yeterli olmadığını biliyoruz. Bundan sonraki süreçlerde karar mekanizmalarımızın her yerinde hedeflediğimiz temsiliyete ulaşmak için büyük bir çaba sarf edeceğiz.

YENİ SİSTEM HİÇBİR SORUNU ÇÖZMEYECEK

Bizi bir zor dönem daha bekliyor. Bugün yeni sisteme geçilecek. Hem parlamentoda bir yemin töreni gerçekleşecek hem de Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda bir törenle yeni sisteme geçiş yapacak AKP hükümeti ve yandaşları. Bu geçiş hiçbir derde deva olmayacak. Sorunlar katmerlenecek. Bu sistemden bir an önce vazgeçilmesi gerektiğini her platformda ifade etmeye devam edeceğiz.

FAŞİZM DEVAM EDECEK

Bu sistem an itibariyle göstermiştir ki faşizm devam edecek. KHK ile binlerce insanın haksız hukuksuz bir şekilde görevden alınmaları önümüzdeki dönemde de yeniden yönelim olacağının işaretidir. Yine ODTÜ’de gözaltına alınan öğrenci arkadaşlarımızın da yanındayız. Gözaltılara, tutuklamalara son verilmelidir.

Son günlerde yaşanan çocuk ölümlerine değinmeden geçemeyeceğiz. Eylül’ün, Leyla’nın ölümünde hükümetin sorumluluğu vardır. Bir ülkede kadın bakanlığı yoksa, çocuk bakanlığı yoksa bu tür olayların önüne geçemezsiniz. Bir an önce bir kadın bakanlığının, çocuk bakanlığının kurulması gerekmektedir. Hem çocuk ölümleri hem de kadınlara yönelik taciz, tecavüzün önlenmesi konusunda bu bakanlıkların kurulması çok önemli bir adım olacaktır. Ama bizim bu konudaki tekliflerimizin kabul edilmemesi AKP’nin bu konuya yaklaşımının göstergesidir. Sadece idamla bu işin çözülmesi anlayışı kabul edilemez. Bu tür olayların önüne idamla geçilemez. Hem çocuk ölümleri hem kadın cinayetleri hem de kadına yönelik şiddet ve istismar konularında hükümeti bir kez daha sorumluluğa davet ediyoruz.”