HDP'den tezkereye tepki

HDP'den tezkereye tepki

HDP hükümetin Meclis Başkanlığı'na sunduğu savaş tezkeresine tepki gösterdi, hükümetin bölgeye barış ve kardeşlik ortamını götürmeye  bir niyetinin olmadığının bir kez daha açığa çıktığını belirtti.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) MYK, dün akşam Meclis Başkanlığı'na sunulan savaş tezkeresine yazılı bir açıklamayla tepki gösterdi.

HDP, AKP hükümetinin Meclis'e sunduğu tezkerenin içeriğinin, hükümetin bölge sorunlarına ve Kürt halkına bakışında bir değişiklik olmadığını bir kez daha gözler önüne serdiğini belirtti, "Tezkere, Irak ve Suriye'de halkların eşitliği üzerinde yükselen demokratik rejimlerin oluşmasını hedefleyen politikalar yerine, Türkiye'nin bölge gücü olmasına dönük hegemonyacı bir anlayışı barındırıyor. Daha önceki iki tezkerenin ruhundan ve amacından kopmayan bir politikalar silsilesi açıkça görünüyor" dedi.

DAİŞ gerçeğine hükümetin gözünü kapattığı değerlendirmesini yapan HDP, Türkiye ve bölge halkları açısından en ciddi ve yakın tehdidin IŞİD olmasına rağmen, hükümetin hazırladığı teskerede IŞİD vurgusunun yapılmadığını belirtti.

DAİŞ’İ İNCİTMEYEN İFADELER

HDP, dün Meclis Başkanlığı'na sevk edilen tezkere için, "Tezkere metninde IŞİD'i incitmemek için özenle seçilmiş ifadeler kullanılıyor, bütün IŞİD belirlemeleri sadece Birleşmiş Milletler belgelerine dayandırılıyor" dedi. 

DAİŞ’i dengelemek adına isimlendirmeden PYD'nin de "terör grupları" arasında gösterildiğine dikkat çeken HDP, şunları kaydetti: "Halbuki bugün yine bütün dünyada görülen gerçek, DAİŞ’in Rojava halklarına yönelik soykırımcı bir anlayışla sürdürdüğü katliama PYD ve YPG'nin karşı koyduğudur. Ezidilere yönelik soykırımı engelleyen PKK ve PYD savunma güçlerinin kafa kesen DAİŞ çeteleri ile birlikte anılması, hükümetin bölge politikalarına ve halklarına yönelik çarpık bakışının çok açık göstergesidir.

'AKP KENDİ SORUMLULUĞUNU GİZLİYOR'

Tezkerede, "Irak'ta ve özellikle Suriye'de terör gruplarının sayısında artış var" ifadesi kullanılırken, bu artışta Türkiye'nin izlediği politikaların önemli bir etken olduğu gerçeği ve hükümetin sorumluluğu gizlenmeye çalışılıyor. DAİŞ’in pervasızlaşmasına ve güçlenmesine yol açan gelişmelerin, hükümetin sağladığı ortamdan da kaynaklandığı tüm dünyada konuşulan bir gerçektir. Tezkerede ise, bölgede yaşanan sorunlarda Türkiye'nin hiç bir rolü yokmuş gibi bir hava estiriliyor. El Nusra gibi yapılara ve DAİŞ’e verilen lojistik, manevi ve maddi destekler yokmuş gibi davranılıyor. İktidarın yaklaşık üç yıldır sürdürdüğü ve Esad rejimine karşı Suriye’de iç savaşın tarafı olma, vekaleten çatışma sürdürme politikasının çökmüş olduğu gerçeği yok sayılıyor."

Hükümetin bölgeye barış ve kardeşlik ortamını taşımaya niyetinin olmadığını kaydeden HDP, "Rojava'da IŞİD saldırganlığına verilen desteğin, Türkiye'de çözüm sürecini bir krize sürüklediğinin anlaşılmaması da buna dair bir işarettir" dedi.

"Rojava Kürdistanı'nda yaşayan Kürt halkı Türkiye'nin dostudur; Türkiye halklarının, kardeşi ve akrabasıdır" diyen HDP MYK, açıklamasında şunları kaydetti: "Rojava'da oluşan demokratik ve özerk kanton yönetimi statüsünün tanınması; farklı halkların eşit ve demokratik ortak yaşam imkanlarının geliştirilmesi ve halkların iradesine saygı duyulması birinci önceliktir. IŞİD çetelerine karşı mücadelede Kürt halkının desteklenmesi bugün tek gerçekçi ve olması gereken politikadır. Siyasi iktidar, bölgedeki katliamların tarihsel vebalini taşımak istemiyorsa, IŞİD'e karşı mücadele edenlerin elini güçlendirmeli, ihtiyaçlarını karşılamalıdır. 

Bu tezkere, Türkiye'nin hegemonya alanını büyütmek amacıyla hazırlanmış ve bu zihniyetle gerçekleştirilecek bir yol haritasının zeminini oluşturuyor. Türkiye’nin bir işgal gücü gibi komşularının topraklarına girmesi, oralarda halkların iradesini çiğneyerek ‘güvenli bölge’ adı altında alanlar yaratması, o coğrafyada yaşayan halkların talebi de çıkarı da değildir. Bu tezkere dili itibariyle de, bölgedeki insanlık dışı ortama karşı mücadele eden halklara el uzatmak, onlara yardımcı olmak zihniyetinde değildir."