HDKnin 2. Genel Kurulu, devam ediyor. Ýlk konuşmayı yapan BDP Ýstanbul Milletvekili Levent Tüzel, açlık grevleri karşısında vicdanı körelmiş Başbakanın bunu anlamasını beklemeyeceklerini belirtirken, BDPli vekil Sabahat Tuncel, Eðer kardeşsek, kardeşlerimizin taleplerine kulak vermek zorundayız. Çözüm olacaksa derhal müzakereler başlatılmalı. Bu olmadan her gün ölüm haberleri olacak dedi. Ertuðrul Kürkçü, gelecek seçimlere işaret ederek HDP altında seçime gireceðiz. Ayrı gayrı yok diye vurguladı. Tuncel, önümüzdeki dönem Halkların Demokratik Partisinin (HDP) güçlü bir seçenek olarak ortaya çıkacaðını belirtti.
LEVENT TÜZEL: ÖLÜMLERE SESSÝZ KALMAYACAÐIZ
Genel kurulda ilk olarak konuşan BDP Ýstanbul Milletvekili Levent Tüzel, başta Kürtler olmak üzere onuru ve barış için bedenini ölüme yatıran insanların son kerteye geldiði günlerde kongrenin toplandıðını belirterek, Bu yürüyüş bu çıðlık binlercesinin katılımıyla büyük bir mücadele dalgasına dönüşmüş durumda. Onların açtıðı bu direniş ve çıðlık, arkadaşlarımızın katılımıyla diliyoruz ki çözümü, müzakereyi, siyasi demokratik bir gelişmeyi, barışı bize kazandırsın. Bütün direnişçileri, grevdekileri, kardeşlerimizi selamlıyoruz. Onların ölümlerine sessiz kalmayacaðımızı kararlılıkla ifade ediyoruz dedi.
NEDEN BU NOKTAYA GELDÝK
Neden bu noktaya geldi aslında hepimiz biliyoruz diyen Tüzel, şöyle devam etti: Yıllardır özgürlüðü, dili, halkı, vatanı için silahlı mücadeleyi sürdürenler, demokratik ve siyasi çözüm için halkın oylarıyla seçilmiş milletvekilleri, ülkemizde geleceðini düşünen, barışı, adaleti savunan herkes, hep eşit haklar dedik. Demokrasi, siyasi temsiliyet dedik. Devlet teröründen baskıdan beslenenler bu talepleri görmezden gelerek yok saydılar. 60. günde dışarıda bu mücadeleyi verdikleri için cezaevine düşmüş kardeşlerimiz yapabilecekleri tek şey, devlete ve Türkiye halklarına bir kez daha haykırıyorlar. Gelin barışalım, savaş son bulsun, çözüm olsun. Önderim dediði sayın Abdullah Öcalan ile devlet müzakereye başlasın diyor. Herkesin makul olabilir dediði şey bu. Başbakan konuştukça muhalifleri susturmaya kalktıkça, kimsenin çözüm formülü yok diyor. Oysaki Kürt siyasetinin demokrasi çevrelerinin yıllardır miting yaparak, yürüyerek, gaz cop altında dil ve hak eşitliði talebini haykırıyor. Demokratik ve halkçı bir çözüm için insanların ölmesi gerekmiyor.
ERDOÐANIN ANLAMASINI BEKLEMEYECEÐÝZ
Siirt Pervaride helikopterin düşmesiyle 17 askerin ölümüne dikkat çeken Tüzel, bunun sebebinin savaş olduðunu ifade etti. Başbakanın Herkes boyun eðsin, benim istediðim gibi olsun dediðini söyleyen Tüzel, şunları ifade etti: Her şeyde Amerikayı örnek alıyorlar. Ýdam cezasında da orayı örnek alıyorlar. Ülkemiz öylesi bir ateş içindeyken, cezaevlerinde ve bizler böyle bir endişe içindeyken, başbakanın umurunda deðil. Gezip demeçler veriyor. Analarımız konuşuyor. Tutsak aileleri başbakana sesleniyor. Onun anladıðı dil yok. Vicdanı körelmiş. Ýnsanlık gelecek haklar onun çok uzaðında. Onun anlamasını beklemeyeceðiz. Geleceðimizi ölümlerin önlenmesini, kararlılık ve dirençle dile getiren ezilen halkın evlatlarının yanında olarak, onları sahiplenerek, ortak yaşamımıza sahip çıkarak kazanacaðız. Yoksa başbakan olan bitenler karşısında olumlu adım atmaktan yana olmadıðını görüyoruz. Bize önerilen onunla çalışma arkadaşlarının sert söylem yapmayın başbakan hoşlanmıyor. Biat edin, el aman dileyin diyorlar. Biz aman dilemeyeceðiz. Onurlu eşit demokratik ülkede yaşamak isteyen halklar olarak direnerek mutlaka kazanacaðız.
BAŞBAKAN VE CUMHURBAŞKANININ BÝLDÝÐÝ TEK ŞEY
Ülke içinde savaşı sürdürenlerin, Ortadoðuda gericiliði yürütmek isteyenlerin, Suriyedeki kaos ile Ortadoðuyu deðiştirmek isteyen zihniyet olduðunu dile getiren Tüzel, Cumhurbaşkanı da Suriyenin iç işleri deðil insanlıðın sorunudur sessiz kalmayacaðız diyerek yaklaşımını ortaya koydu. Emperyalizme hizmet, yapmıyoruz dedikleri etnik, milliyetçi senaryoları savunmak, başbakanın ve cumhurbaşkanının tek bildiði iş. Bizler Kürt sorununun çözümünde ölümler deðil çözüm olsun savaş deðil barış olsun derken, Türkiye halklarının barışını kazanmanın, Ortadoðu halkları içinde kazanım olacaðını, ayaða kalkan Kürtlerin kazanımı olacaðını biliyoruz. Ortaklaştıðımız şey budur. Bölgedeki emperyalist oyunu bozmak. Bu güçlerin başında Türkiye emekçileri gelmektedir.
Tüzel, yeni bütçe düzenlemesiyle milyonlarca emekçiye kesildiðini vurgulayarak, büyümekten bahseden hükümetin aksine yoksulluk derinleşiyor. Halkın giderlerinin artık alıp başını gittiðini söyleyen Tüzel, ülke gerçekliðinin bu olduðunu söyledi. Tüzel, güvencesiz çalıştırılmaya karşı mücadele yürüteceklerini, grev ve eylemlerle herkesin ayaða kalkması gerektiðini vurguladı.
Anayasanın ihtiyaçlara yanıt olması için barışın ve özgürlük, demokrasi temelinde belirlenen bir Anayasa olması gerektiðini söyleyen Tüzel, örgütlenme önündeki engellerin kaldırılarak, açılım yapılmasını istediklerini ifade etti. Tüzel, tekçilere, emperyalist seferler peşinde koşanlara karşı, özgürlüklerin anayasasını ortak vatan demokratik cumhuriyet, demokratik bir geleceði ve bunun kurallarını yazan anayasayı kazanacaklarını belirtti.
Tüzel, Roboskiyi, cezaevlerini, işçi ölümlerini, kadın ve çocuk ölümlerini unutmayacaðız ve bunların hesabını sorarak, bunların olmayacaðı bir ülke yaratacaðız. Kavgamız gericiliðe, diktatörlüðe karşı emeðin ve kardeşliðin mücadelesidir. Birleşerek kazanacaðız. An azadi ve serkeftin diyerek, ezilen ama direnen, birleşen halklar kazanacak diye konuştu.
TUNCEL: ARKADAŞLARIMIZ FAŞÝZME DÝRENÝYOR
Üzerinde Açlık grevindeyiz yazılı önlükle konuşma yapan BDP Ýstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel, yeni bir yaşamı örmeyi, alternatifsiz olmadıklarını vurgulamak için çalıştıklarını söyledi. Alınacak kararlarla daha güçlü alternatif, işçilerin köylülerin gençler ve kadınlarla güçlü bir gelecek kuracaklarını ifade eden Tuncel, şöyle konuştu: Bu süreçte bunun ne kadar önemli olduðunu görüyoruz. Genel kurul hazırlıklarını yaparken ciddi sorunlarla karşı karşıya kaldı. Kürt sorunuyla ilgili önemli sorunlarla karşı karşıyayız. Bedenini ölüme yatıran yoldaşlarımızın eylemini görünür kılmaya çalıştık. Zindanda direnen bedenini ölüme yatıran tüm yoldaşlarımız adına HDK ya saygılarımızı sevgilerimizi iletiyoruz. Zindanlarda direnen yoldaşlarımızın mücadelesine anlam vermeye çalışıyoruz. Bedeninin açlıða yatırarak bu güçlü irade karşısında eðilmemek mümkün deðil.
Ýçerde direnenler bedenini ölüme yatırıyor ama bizim daha fazla yapacaðımız şey var. Cezaevlerinden tabut çıkarmayacaðız sözümüzün ardında duracaðız. Arkadaşlarımızın talebinin bizim ve Türkiyelilerin talebi olduðunu söylüyoruz. Ýki aydır Türkiye zindanlarında bir çıðlık ve bir ses var. Ýşkence görüyoruz, koşullar şöyledir demiyorlar. Onlar burada oturan arkadaşlarımızın milyonlarca insanın geleceði için bedenini ölüme yatırıyor. Ýki talep var. Birincisi anadil talebi. 21. yüzyılda bu ayıbı gidermek adına. Sadece savunma hakkı deðil, eðitim talebidir. Tüm halkların talebidir. Bunu gasp etmek faşizmdir. Arkadaşlarımızın yaptıðı faşizme direnmektir.
ÇÖZÜM OLACAKSA DERHAL MÜZAKERE BAŞLATILMALI
Ýkinci talebin Kürt halk önderi Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması ve müzakerelerin başlatılması olduðunu belirten Tuncel, şöyle devam etti: Bu ülkeyi yönetenlere sesleniyorum; beðenirsizin beðenmezsiniz sayın Öcalanı iradesi olarak seçmiştir Kürt halkı. Türkiyeyi yönetenlerin ve halkın bunu görmesi gerekiyor. Eðer kardeşsek, kardeşlerimizin taleplerine kulak vermek zorundayız. Çözüm olacaksa derhal müzakereler başlatılmalı. Bu olmadan her gün ölüm haberleri olacak. O yüzden zaman kaybetmeden derhal müzakereler başlatılmalı. Türkiye halklarının geleceði Ýmralı da rehindir. Sadece Kürtlerin deðil Türkiyenin geleceðine bir saldırı var. Bunu görürsek neden müzakerelerin aşlaması gerektiðini görebiliriz. O yüzden zindandaki yoldaşlarımızın talebi budur.
HDK BÝR ÝHTÝYAÇ VE GÜÇ
Eðer bir önderi esir almışsanız o halkı esir almışsınızdır. Cezaevindeki arkadaşlarımızın talepleri demokratikleşmenin önünü açacak. Elli bin insan yaşamını yitirdi. Yetmez mi? Ape Musanın sesinden dinledik Nevala Qasabayı. Yaşamanın bir başka adı direnmekti. Ape Musanın söylediði bu dizeler gerçek. Ape musa yaşamını yitirmiş bir Kürt aydını. Artık çıðlıðımızı duyanlar var Ape Musa. Nevala kasabayı duyuramadık ama Robiskiyi duyurduk. Her zaman devlet aynı. 80 deki açlık grevi aynı zamanda tek tipleştirmeye karşı direndiler ve kazandılar. Bugün de direniyorlar. Bu defa yalnız deðiller. Bu defa yoldaşlarımız ve HDK var.
HDK bir ihtiyaç ve güç. Bundan sonrada bu güç artacak. Türkler, romanlar, Lazlar Çerkezler var. Ermeniler var yani halklar var. Ýnançlar var. Alevi, Sünni, Ezidi, Hıristiyan var. HDKde kadınlar var. Daha özgürlükçü daha eşitlikçi bir geleceði savunanlar var. Kadınlar ve LGBT bireyler var. Deðiştirecek insanlar var. Önce Ankarayı Türkiyeyi deðiştireceðiz. Faşizmini yeneceðiz. Halkın iktidarını getireceðiz. Siyasal olanı toplumsal, toplumsal olanı siyasallaştıracaðız. Önümüzdeki seçilere müdahale edeceðiz. Partimizi de kurduk. Hayırlı uðurlu olsun. Önümüzdeki dönem HDP güçlü bir seçenek olarak ortaya çıkacaktır.
KÜRT HALKI VE HALKLAR KAZANACAK
Önlük giydim. Kritik bir süreç. Bugüne kadar büyük girişimlerde bulunduk. Ne yazık ki somut gelişim olmadı. Arkadaşlarımızın durumu kritik. Saldırılar var. Sözde insan hakları komisyonu başkanı var sözde kilo almışlar deniyor. Direnişi gölgelemeye çalışanlar var. Ama Kürt halkı ve halklar kazanacak.
KÜRKÇÜ: BOÐA BOYNUZUNDAN YAKALANDI, DÝZ ÇÖKECEK!
BDP Ýstanbul Milletvekili Ertuðrul Kürkçü: Yok etme savaşına karşı direnmeyle geçti bu bir yıl. AKP teslim bayraðını çekti ama biz çekmeyeceðiz. Onların nihai yeniliðe karşı sürükleyeceðiz. Ýmha ve tecrit siyaseti çökertilmiştir. Esir alma siyaseti çökertilmiştir. 9 bin kişi cezaevine konuldu ve hareket ayakta, BDP ayakta. Ýşte Erdoðan bak kavga böyle olur. Sevgili kardeşlerim, bugün süregiden açlık grevleri, çerden verilen yanıttır. Teslim olmaya verilen yanıttır. Boðayı boynuzundan yakalamıştır ve diz çöktürecektir. Onlar gerçek insanlar, nice ölümlerden ve işkencelerden geçtiler. Gittik gördük bir direniş anıtı gibiler. Selam olsun, selam olsun onlara.
Mücadele Kürdistanda Türkiyede bölgede her yerde sürüyor. Hareketler, kongreler mücadele halindeler. Doðuda güneyde Kürtler ayakta. Batıda emekçiler ayakta. Diz çökerek yaşayan insanlar ülkesi deðil. Kürtlerin direnişi aleviler, kadınlar, öðrenciler için herkes için esin kaynaðıdır. Yayılıyor yayılmaya devam ediyor. HDKyi bunun için kurduk. AKP diktatörlüðüne son verecek en önemli güçlerden biri haline gelecek. Bize rahat yok. Ýlk sınav yerel seçimlerde ve sonrasında cumhurbaşkanlıðı sınavında vereceðiz.
HDP ALTINDA SEÇÝMLERE GÝRECEÐÝZ
Erdoðanın Türkiyenin tamamını ele geçirme siyasetine net yanıt verecek ve yeneceðiz. Herkesi NATOcu generaller gibi kolayca esir alacaklarını sanıyorlar. Orduda sadece erlik yapan, nöbet tutan erlerin arasından çıktıkları emekçilerin asla teslim olmayacaðını görecek. Generallere sırtını yaslayan yenilir, emekçilere, Kürtlere ve halklara sırtını yaslayan asla yenilmez.
HDP altında seçime gireceðiz. Ayrı gayrı yok. Kendi bayraðını saklayacaksın ama bu bayraðı en üste kaldıracaksın söz mü? Bizim gibiler Latin Amerikada tüm kaleleri düşürdüler. Avrupada çaðın egemenliði adım adım çöküyor. Yunanistandaki yoldaşlarımız bunu gösterdi. Batı Kürdistanda Kürtler, komünistler birlikte açtılar bu cepheyi.
BÝR SINAV KAZANMAMIZ ŞART
Oturma zamanı deðil. HDK mutlaka ve mutlaka başarılı olacak. Siyasi partiler arasında kurulmuş bir cephe deðil. Burası kadınların, Alevilerin ezilen vicdanların, Süryanilerin, gençlerin, öðrencilerin, ekolojistlerin ortak mekanı. Burası bizim ortak habitatımız. Burada yaşayacak ve yeşereceðiz. Kendimiz de bu mücadele içinde öðreneceðiz. Sakın ola burası solun tartışmalarının yaşanacaðı yer deðil, halkın mücadelesinin hizmetkarı olacak yer.
Bir sınav kazanmamız şart. Erdoðanın bileðini bükmektir bu. O bizim bileðimizi bükemeyecek. HDK yoluna zaferle ilerleyecek. Zafer ezilen halkların olacak. Eninde sonunda kapitalizmin olmadıðı, paşaların olmadıðı bir düzene erişeceðiz. Her dilden söyleyeceðiz. Sadece Türkiyede deðil dünyanın tamamında kazanacaðız. Savaşı vermeyen sözcü olamaz. Kürdün, Ermeninin, köylünün, kadının hakkı için mücadele etmeyene sosyalist denmez demeye devam edeceðiz.