Halkların Demokratik Kongresi-Avrupa (HDK-A), referanduma ilişkin bugün yazılı açıklama yaptı.

"Avrupa’da 27 Mart’ta başlayan oy kullanma süreci sona erdi. Henüz gümrüklerde oy kullanma işlemi devam etmekle birlikte yaklaşık yüzde beş civarında bir artış göstererek yurt dışında kullanılan oy sayısı, yüzde 44,61'le 1 milyon 325 bini aştı" denilen açıklamada, şunlar da kaydedildi:

"Her ne kadar toplam seçmen sayısının ancak yüzde 50’sine yaklaşan bir oranla sandık başına gidilmiş olsa da yurt dışı seçmeni ülkeye ‘'Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi' başkanlık adı altında Erdoğan diktatörlüğünün kurumsallaştırılmasına karşı sorumluluğunun birinci kısmını yerine getirdi.

Ancak sandığa gitmekle, faşizmi durdurmak için göstermemiz gereken sorumluluğumuz tamamlanmış değildir.

Şimdi hepimizin gözü kulağı, aklı fikri yurt dışında verdiğimiz ve 16 Nisan günü ülkede verilecek oyların güvenliğinin sağlanmasında, demokrasiye sandıkta olduğu gibi sandıktan sonra da sokakta da sahip çıkılmasında.

'TEPEDEN TIRNAĞA SUÇA BULANDI!'

Tepeden tırnağa suça bulanmış Erdoğan’ın hesap vermekten kaçmak için her şeyi göze alabileceğini 7 Haziran sonrası hep birlikte gördük. Şu an bütün imkanlarını kullanarak baskı, zor, hile ve hurdayla ‘Evet’i sandıktan çıkarmaya çabalıyor. Bunu başaramazsa da Hayır’ın zaferini kabul etmemek, yok saymak için elinden geleni yapacağından hiç şüphemiz yok. 

Bu nedenle bütün halklarımızı ‘Hayır’ına sahip çıkmaya ve meydanları Erdoğan’ın resmi, gayriresmi, paramiliter çetelerine bırakmamaya çağırıyoruz. 

16 Nisan akşamı referandum sonuçlarını bulunduğumuz yerellerde birlikte izlemeli ve “hayırımıza sahip çıkıyoruz” şiarıyla meydanları doldurmalıyız.

Şayet 16 Nisan akşamı referandum sandığından “Hayır” sonucu çıkmışsa ‘Hayır’ın arkasındaki iradeyi sokakta göstermeliyiz ve bu iradeyi kutlamalıyız. Hile baskı ve zorla ‘Evet’ çıkartılırsa, bunu protestolarımızla teşhir ederek ‘evet’ sonucunu meşru görmediğimizi tüm Avrupa ve dünya kamuoyuna duyurmalıyız.

Özellikle şehir merkezlerinde toplanarak dünya kamuoyunun referandumla ilgili doğru sonuçlara ulaşmalarını ve diktatörlüğü hiçbir şekilde kabul etmeyecek bir iradenin varlığını görmelerini sağlamalıyız.

Sonucun “hayır” veya az farkla “evet” çıkması durumunda Erdoğan ve çetesi 15 Temmuz sonrasındaki SADAT eliyle organize ettiği “Demokrasi Nöbetleri” benzeri sokağa hâkim olma hamlelerini 16 Nisan akşamı ve sonrasında da devreye sokacaktır. Brüksel’deki saldırı, Avrupa sandıklarındaki hukuksuzluklar, konsolosluk eliyle organize edilen provokasyon girişimleri, faşist saldırıların artarak devam edeceğini göstermektedir. ve mafya bozuntusu Sedat Peker gibilerinin kamuoyuna muaf olmadığını ortaya koymakta. Bu tür saldırganlıkları hesap etmeli ve buna karşın çeşitli önlemler geliştirebilmeliyiz. 

‘Avrupa Hayır Platformu’ şemsiyesi altında bir araya gelen demokratik muhalefet güçleri, birlikteliğini sürdürmeli ve faşist Erdoğan/AKP diktatörlüğüne karşı mücadeleyi yükseltmelidir."