Sivas katliamının yıl dönümde açıklama yapan HDK Eşsözcüsü Gülistan Kılıç Koçyiğit ile Ertuğrul Kürkçü, “AKP iktidarı Suriye’de Kürtler ve Alevilere yönelik yok etme harekatlarında yer alan Vahabi-Selefi çetelerinin artıklarını Cizre, Sur, Silopi, Yüksekova ve Nusaybin’deki kirli operasyonlarda istihdam ediyor” dedi.
Sivas katliamının 23’üncü yıl dönümüne ilişkin bir açıklama yapan HDK Eşsözcüleri, 23 yıl önce bugün Pir Sultan Abdal’ın anısını yaşatmak üzere Türkiye’nin dört bir yanından gelerek Sivas’ta buluşan sanatçı, yazar, aydın, gazeteci, dansçı, bilim insanlarının kaldığı Madımak otelinin, polisin, askerin, savcının, valinin gözleri önünde bütün gün süren kurban ayiniyle ateşe verildiğini kaydetti.
İçeridekilerin Madımak’ı dört bir yandan saran alevlerin arasından çıkmalarının oteli tekbir çığlıklarıyla kuşatan Yezid’in müritlerince önlendiği de ifade edilen HDK Eşsözcüleri açıklamasında, “Dönemin DYP-SHP koalisyon hükümetinin başı Tansu Çiller’in himayesi altında, dönemin Refah Partili Belediye Başkanı Sivas Belediye Başkanı Temel Karamollaoğlu’nun teşvikiyle dizginlerinden boşanan fanatikler 33 canımızı katlettiler. Madımak katillerinin hiçbiri hak ettikleri cezaya çarptırılmadı. Avukatları ise o günden beri devlet yönetiminde yükselmeye devam ediyor. TBMM'de, Bakanlıklarda, Yüksek Yargıda, medyada, borularını öttürüyorlar. Madımak’ta can verenlerin geride kalan yakınlarının adalet arayışıysa hala sürüyor.
Madımak katliamı kendisiyle sınırlı bir facia değildi. Öncesinde 1930’ların Dersim, 1970’lerin Maraş, Sivas, Çorum ve Malatya katliamları vardı. Selçuklu ve Osmanlı Sultanları’nın devlet dininden olmayanları kılıçtan geçirme geleneği tek parti devrinde de, çok parti devrinde de sürdü. ‘Laik’ cumhuriyetin Osmanlı’dan devraldığı, iskan yoluyla nüfus mühendisliği günümüzde AKP’nin mezhepçi rejiminin ellerinde yeniden hayat buluyor. Maraş ve Sivas’ta Alevi köylerinin orta yerine sayıları var olan nüfusu kat kat aşan Suriyeli mülteciler için kamp kurma çalışmalarının asıl amacının nüfus dengesini değiştirmek olduğu gözlerden saklanamıyor. Aleviler, kendi tarihsel yurtlarında azınlık durumuna düşürülmeye, güvensizlik içinde yaşamaya zorlanıyor, inanç ve kimliklerinin icabını yerine getirmekten, ibadet haklarını dilediklerince yaşamaktan caydırılmaya çalışılıyor. İlköğretimde zorunlu din dersi uygulaması her geçen günle daha çok tek mezhep dayatmasını kurumsallaştırırken, Cem evlerine yasal statü talebi savsaklanıyor. Madımak Oteli’nin utanç müzesine dönüştürülmesi ise açıkça reddediliyor” denildi.
Alevilerin Suriye’de de AKP’nin Vahabi-Seefi mezhepçiliğinin bir uzantısından başka bir şey olmayan Ortadoğu siyasetinin başlıca hedefi olduğuna dikkat çeken HDK Eşsözcüleri şunları vurguladı: “Başta IŞİD ve el-Nusra olmak üzere cihatçı çeteler Humus, Lazkiye, Tartus’u yakıp yıkar, Alevileri boğazlar ve kurşuna dizerlerken ikmal ve operasyon ağlarını Türkiye üzerinden besliyor, AKP’nin destek, himaye ve hoşgörüsüyle ayakta tutuyorlar. AKP iktidarı Suriye’de Kürtler ve Alevilere yönelik yok etme harekatlarında yer alan Vahabi-Selefi çetelerinin artıklarını Cizre, Sur, Silopi, Yüksekova ve Nusaybin’deki kirli operasyonlarda istihdam ediyor. Yıkılan kentlerde insan avına çıkan “Esedullah” çetelerinde Orta Asyalı ve Ortadoğulu katillerin istihdam edildiği herkesin bildiği bir sır.
Halkların Demokratik Kongresi (HDK) adına, Madımak Katliamı'nın 23. yılında, hakka yürüyen her bir canımızın yakınlarının ve Alevi toplumunun yasını paylaşıyoruz. Anadolu ve Mezopotamya'da bütün inanç ve kimliklerin özgür ve barış içinde yaşama hakkını savunmaya devam ederken, halklarımızı, her yerde eşit yurttaşlık talebiyle alanlara çıkan Alevilerle omuz omuza saf tutmaya çağırıyoruz.”