Hasta tutsakların durumu ağır, acilen tahliye şart!

Hasta Mahpuslara Özgürlük İnisiyatifi ve İHD İstanbul Şubesi Hapishane Komisyonu, hasta tutsakların durumunun giderek ağırlaştığını belirtti, "Acilen tahliye şart" dedi.

ANKARA
Ankara'daki Hasta Mahpuslara Özgürlük İnisiyatifi, eylemlerinin 309'uncu haftasında Sincan Kadın Kapalı Cezaevi'nde kalan hasta tutsakların durumuna dikkat çekti. İnsan Hakları Derneği (İHD) Ankara Şubesi binasında açıklama yapan İHD Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyesi Nuray Çevirmen, Sincan Kadın Kapalı Cezaevi'nde 4’ü ağır olmak üzere 18 hasta tutsak bulunduğunu kaydederek, ağır hasta tutsaklardan Pınar Tikit, Dilber Tanrıkulu, Rihan Kavak Özbek ve Canan Utangaç’ın durumunu aktardı.

'AMELİYAT OLMAZSA KİST ZARAR VERECEK'

"Acilen tahliye edilmeliler" diyen Çevirmen, şu bilgileri paylaştı:
“* Pınar Tikit: Beyninde Araknoid kist bulunmaktadır. Kist şu an 8 cm ve bayılma, kriz şeklinde ataklar yaşıyor. Doktorlar hapishane koşullarında ameliyat etmek istemiyorlar. Kist 10 cm olduğunda ameliyat, olmazsa kistin sinir damarlarına zarar verecek.

'KAS VE SİNİR ERİMESİ VAR'

* Rihan Kavak Özbek: Kas ve sinir erimesi var. Bel fıtığı var ve ilerlemiş düzeyde, bundan ötürü bazen bacakları tutmuyor. Göğüslerinde kitle var, yılda bir kez Momografi çektiriyor. Astım (nefes darlığı) rahatsızlığı var ve iki farklı sprey kullanmak zorundadır. Ayrıca hapishanede kaldığı süre içinde hiper tiroid (Zehirli Guatr) hastalığına yakalanmıştır.

'HAPİSHANEDE KALAMAZ' RAPORUNA RAĞMEN...

* Dilber Tanrıkulu: Omzunda ve ayağında açık yaralardan kaynaklı, Diyarbakır Dicle Hastanesinde 3 ayrı operasyon geçirmiştir. Bir ayağına protez ve metal parçalar takılmış (kalıcı protez) ve sonra da taburcu edilmiştir. Kolundan da bir sefer yine aynı hastanede ameliyat olmuştur. Kolundan kaynaklı sorun devam etmektedir. Bacağından geçirdiği operasyon sonrası taburcu edildiğinde doktorlar ‘hapishanede kalamaz’ raporu yazmış ancak tutukluluk hali devam etmiştir. Daha sonra Ankara’ya gönderilmiştir. Kolundaki parça duruyor ve bacağındaki platinin de kalıcı olduğu söylenmiştir. Ayrıca midede reflü, böbrekte taş ve kalp kapağında da basıklık bulunmaktadır.

'ARKADAŞLARININ DESTEĞİYLE YAŞIYOR'

* Canan Utangaç: 4 Aralık 2018’de ranzadan beton yere sırtüstü düşmüştür. Hiç itina göstermeden portatif demir parmaklıklı sedyeyle revire oradan kampüs içindeki hastaneye daha sonra Sincan Devlet hastanesine götürülmüş, aynı gün akşam Numune Hastanesi'ne sevk edilmiş ve acil olarak ameliyata alınmıştır. Ameliyata alınırken 'boyundan aşağı felç kalabilirsin bunun için sorumluluğu kabul ettiğine dair belge imzalaman gerek' denilmiştir. Ailesine ancak ertesi gün haber verilmiştir. Ameliyat 7-8 saat arası sürmüş bu ameliyatta beline iki çubuk o çubukları tutturmak için 8 vida ve 2 platin takılmış ve 60-70 dikiş atılmıştır. Taburcu ettikleri gün cezaevine ambulansla götürmeleri gerekirken acı içinde otobüsle götürülmüştür. Ameliyatın üstüne 1 yıldan fazla zaman geçmesine rağmen hala arkadaşlarının desteği ile yaşamını idame ettirebiliyor. Belinde sürekli olarak ödemler meydana gelmektedir. Kaldığı koğuşta bakımını yapan arkadaşlarından hükmü kesinleştiği için ayırmışlardır.”

İSTANBUL

İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Hapishane Komisyonu, sanal medya hesapları üzerinden hasta tutsakların durumuna dikkat çekti.
Komisyon, Bakırköy L Tipi Kadın Kapalı Cezaevi’nde tutuklu bulunan hasta tutsak Süreyya Bulut’un durumuna dikkat çekti.
İHD Hapishane Komisyonu üyeleri Meral Nergiz Şahin ve Mehmet Acettin, Süreyya Bulut’un 1994 yılında ağır yaralı olarak gözaltına alındığını belirterek, şunları aktardı:

'İŞKENCEYE UĞRADI'

"Hastane yerine emniyete götürülen Süreyya Bulut’a 16 gün boyunca ağır işkence uygulanır. Tutuklanmasını takiben önce Sivas E Tipi, oradan da Kayseri M Tipi hapishanesine sevki yapılır. Tedavi için Erciyes üniversitesi hastanesine götürüldüğünde sağ gözünün tamamen görme yetisini kaybettiği tespit edilir. Ankara’ya Hacettepe Üniversitesi Hastanesi’ne sevki yapılır ancak tedavisi tam olarak yapılamaz ve sol gözünde de yüzde 20 görme kaybı gelişir."
Açıklamada, "2002’de Çanakkale E Tipi Hapishanesi’nde iken, hapishane koşullarının düzeltilmesi talebi ile yapılan açlık grevine katılmış ve sonucunda rahatsızlanarak götürüldüğü İzmir Atatürk Eğitim Araştırma Hastanesi’nde kendisine Wernicke Korsakoff tanısı konulmuştur” denildi.

'RAPORA RAĞMEN TAHLİYE EDİLMEDİ'

Hastanenin verdiği “Hapishanede kalamaz" raporu üzerine Bulut’un Adli Tıp Kurumu’na (ATK) başvurduğunun vurgulandığı açıklamada, şu bilgiler de verildi:
"Süreyya Bulut tahliye edilmemiştir. Sağlık durumunun daha da bozulması üzerine 2013 yılında yeniden Adli Tıp Kurumu’na sevk edilmiş ancak ATK bu güne kadar bu talebe de yanıt vermemiştir. Süreyya Bulut, vücudunun değişik yerlerinde bulunan şarapnel parçaları ve bunlara bağlı yoğun ağrılarla hayatını sürdürürken, 2018 Mayıs’ında Bakırköy Kadın Kapalı Hapishanesindeyken kan kusması sonucu, Yedikule Göğüs Hastalıkları Hastanesine sevk edilmiş ve burada Verem hastalığı teşhisi konulmuştur. Birçok defa hastaneye kaldırılmış ancak her defasında ilaç verilerek geri gönderilmiştir. Durumu giderek ağırlaşınca 2019 yılı Ekim ayında bir buçuk ay yatırılarak tedavi edilmiş ama sonrasında yine hapishaneye götürülmüştür.
Süreyya Bulut’un sağlık durumu giderek daha da bozulmaktadır.”