‘Halkımız katliamcılardan hesap soracaktır’
KCK Halklar ve İnançlar Komitesi üyesi Kendal Haqi, Türk devletinin Kürt halkına karşı işlediği suçların hesabını yine Kürt halkının örgütlü direnişiyle soracağını söyledi.
KCK Halklar ve İnançlar Komitesi üyesi Kendal Haqi, Türk devletinin Kürt halkına karşı işlediği suçların hesabını yine Kürt halkının örgütlü direnişiyle soracağını söyledi.
AKP rejiminin Kürdistan’daki özyönetim direnişlerinde halka yönelik vahşi saldırılarının mutlaka yargılanacağını kaydeden Haqi, bunların insanlığa karşı suçlar ve savaş suçları kapsamında ele alınacağını söyledi.
KCK Halklar ve İnançlar Komitesi Üyesi Kendal Haqi, ajansımıza şu değerlendirmelerde bulundu:
HALKLARIN DEVLETLERE İHTİYACI YOKTUR
Halklara ve inançlara yönelik katliam politikalarının amacı nedir?
Halklar hiçbir zaman birbirleriyle savaşmak istememiş ve birlikte dayanışma içinde olmuşlardır. Bunun en güzel örneği Kürdistan coğrafyasında yaşanmaktadır. Farklı inanç ve uluslar kültürler bir arada binlerce yıl birlikte yaşayabilmişlerdir. Bu yüzden halkların devletlere ihtiyacı yoktur. Tam tersine devletlerin toplumlara ve halklara ihtiyacı vardır. Toplumlar dil ve kültürlerine saygılı olarak bir arada yaşayabilirler; devlet ve iktidar olgusu ortaya çıkmadan önce de bu biçimde binlerce yıl yaşamışlardır. Devletçi egemen sistem ise halk ve kültürleri hedef almaktadır. Kendi egemen sistemlerini inşa edebilmek için ulus-devlet modeliyle, tekçi zihniyetle yaratılan bu toplumsal değerlere saldırmışlardır. Halkları, dinleri, mezhepleri, kültürleri birbirlerine düşman haline getirme politikasını devreye koymuşlardır. Bu toplumsal kimliklere doğrudan bir saldırı olarak çok büyük bir yıkım yaratmıştır. Bugün Ortadoğu’da yaşanan da budur. 1988’de Halepçe’de yaşanan budur. 12 Mart 2004 Qamışlı’da yaşanan budur. Kürdistan Özgürlük Hareketi bu zihniyetin, katliamların ortadan kalkması için, halkların bir arada barış içinde yaşayabilmesi ve demokratik ulusu inşa etmek için mücadele vermektedir.
GAZİ MAHALLESİNDE İLK KATLEDİLEN BİR ALEVİ DEDESİYDİ
Bugün milliyetçi ve ulus devletçi anlayış, tekçi sloganlarla AKP ve Erdoğan eliyle yürütülmektedir. Tek dil, tek millet, tek din, tek bayrak sloganı ile bir rejim yaratılmıştır. Ancak bu tekçi zihniyet, Kürtler tarafından kabul edilmemiştir. Toplumsal ahlak bu direnişin özünü beslemiştir. Bugün de bu direniş geleneği devam etmektedir. Bugün Bakur’da katliamlara karşı halkın öz savunma ve devrimci halk savaşı sürdürülmektedir.
Alevilerin bu katliamlara karşı direnişte rolleri nedir?
Her dönemde Alevi halkına yönelik katliamlar da devreye konulmuştur. Bu bilinçli bir devlet politikasıdır. 12 Mart 1995’de yaşanan Gazi katliamı, Kürt Alevi kitlesine yönelik bir saldırıydı. Burada hedef alınan Alevi inancıydı. Amaç asimilasyon ve imhaydı. O yüzden Gazi’de ilk katledilen Halil Kaya isminde bir Alevi dedesi olmuştur. Kendim de Gazi katliamı ve direnişi sırasında bir Kürt genci olarak oradaydım. Bir Alevi dedesinin hedef alınarak katledilmesi gençler olarak bizi harekete geçirdi. Ve büyük bir öfkeyle karşılık verildi o dönemde.
DEVLETİN DİN ANLAYIŞINA KARŞI ÇIKILMALIDIR
Halkların inanç ve kültürleri tüm saldırılara karşı kendi varlık ve kimliklerini koruma mücadelesinden hiç kopmamışlardır. Katliamlar, farklı kimlikteki toplumsal kesimlerde daha fazla bir arada olma duygusu yaratmıştır. Türk ulus-devletçi anlayış her tür farklılığı dondurarak devlete bağlamak istemektedir. Sadece Aleviler değil, inançlı Müslümanlar da devletin din anlayışına karşı çıkmalıdırlar. Bugün özyönetim direnişleri de devletin tek ulus zihniyetine karşı bir tavır olarak ortaya çıkmıştır. Bu direniş savaşı, aylardır büyük bir etki gücü yaratmıştır. Başta Cizre, Sur olmak üzere Botan ve Amed halkı, öz savunma direnişleriyle yeni bir toplum ve zihniyetinin güçlü mayasını atmışlardır. Demokratik ulus, tekçi zihniyetin panzehiri olacaktır.
YAŞAMAK DİRENMEKTİR
Halka yönelik işlenen suçlar nasıl yargılanacak?
AKP rejimi Kürdistan’daki öz yönetim direnişlerinde halka yönelik vahşice bir saldırıda bulunmuştur. Türk devletinin milliyetçi ve ırkçı karakteri en ufak bir demokratik talebe bile tahammül edememiş ve saldırmıştır. Çocuklar, kadınlar, yaşlılar, engelli insanlarımız katledilmiştir. Camiler, kiliseler, tarihi eserler AKP Jitemi tarafından yok edilmiş, yakılmıştır. Bunların hepsi insanlığa karşı işlenen, değerlere karşı işlenen açık suçlardır. Buna rağmen direniş kırılamamıştır. Tanka, topa karşı Kürt halkı hala direnmektedir. Halka karşı yapılan tüm saldırılar, insanlık ve savaş suçları kapsamında mutlaka yargılanacaktır. Ve hesabı sorulacaktır. Halkımızın öz yönetim direnişlerinde sergilediği boyun eğmez direnişi buradan bir kez daha selamlıyorum. Mazlum Doğan arkadaşın sözüyle; yaşamak direnmektir, diyorum. Avrupa ülkeleri kendi çıkarları için bu katliam ve direnişleri görmezden gelmiştir. Avrupa’nın bu yargılamayı yapacağına inanmıyoruz. Halkımız kendi örgütlü direnişiyle katliamcılardan hesap soracaktır.