Halk Ýnisiyatifi'nden 'sürekli serhıldan' çaðrısı

Halk Ýnisiyatifi'nden 'sürekli serhıldan' çaðrısı

Kürdistan Halk Ýnisiyatifi, PKK lideri Abdullah Öcalan’ın Suriye’den çıkışıyla sonuçlanan 9 Ekim 1998 komplosunun yıldönümü dolayısıyla “her türlü eylem çeşitliliði” kullanılarak serhıldan çaðırısında bulundu. Halk Ýnisiyatifi, bundan böyle rejimin okullarına gidilmemesi, askerlik ve mahkemelerin reddedilmesi, vergi verilmemesi ve Kürtçenin her alanda kullanılmasını istedi.

Kürt halkı Öcalan’a yönelik aðır tecrit 9 Ekim komplosunun yıldönümünde 440. gününe girecek. Aradan bir yılı aşkın bir süre geçmesine raðmen Öcalan’ın tutukluluk koşulları hakkında herhangi bir bilgi verilmemesi ve görüşmelerin olarak engellenmesi, Kürtlerin öfkesini artırıyor. Öcalan’ın koşulsuz özgürlüðünü Kürtlerle barışın temel şartı olarak gören Kürtler, 9 Ekim komplosunun yıldönümünde tepkilerini sokaklara taşıyacak.

Kürdistan Halk Ýnisiyatifi, 14. Yıldönümünde komployu şiddetle kınadı: “Kürdistan ve insanlık tarihinin en iki yüzlü alçakça ve aşaðılıkça gerçekleştirilen lanetli, uluslararası komplonun yıl dönümünü önderliðimizin 437 gündür aðırlaştırılmış zulme karşı destansı direnişi, özgürlük hareketimizin, öncü gücü kahraman Kürdistan gerillasının ve halkımızın görkemli direnişiyle karşılarken, bu komplonun karanlık güçlerini bir kez daha lanetliyoruz.”

“Tarihin en lanetli, en karanlık ve en büyük komplosuna karşı yine başta Önder Apo olmak üzere, kahraman şehitlerimiz, şehitler partisi olan partimiz PKK ve onurlu Kürdistan halkı tarihin en eşsiz ve görkemli direnişini geliştirmiştir” diyen Ýnisiyatifi, “Komplocu güçlerin halkları birbirine kırdırtma ve bunun üzerinden başarıya ulaşma çabalarına karşı Önder Apo, halkların özgürlük baharını gerçekleştirmenin aydınlık yolunu açmıştır” ifadelerini kullandı.

AKP VE “FETHULLAHÇI ÇETENÝN” GAFLETÝ

Öcalan, halk ve hareket olarak demokratik, barışıl çözümü gerçekleştirmek için büyük bir fedakarlık ve samimiyetler, aðır bedeller ödeme pahasına diyalog ve müzakere yolunun tercih edildiðini vurgulayan Halk Ýnisiyatifi, “Kürt halkı olarak yaptıðımız bu fedakarlıða karşı komplocu münafık güçlerin en münafıðı, en iki yüzlü ve sahtekarı AKP ve Fethullah çetesi tüm kutsal deðerlere hakaret edip ayaklar altına alarak bu samimiyetimizi zayıflık olarak algılayıp topyekûn soykırım politikalarına yönelerek sonuç alacaðı gafletine düşmüştür” dedi.

Halk Ýnisiyatifi, şöyle devam etti: “Bir yandan demokrasi, özgürlük ve kardeşlik deðerlerini dilinden düşürmemektedir. Bir yandan da tarihteki komploculara taş çıkartacak şekilde ahlaksızca, önderliðimizi Ýmralı da nefessiz bırakmak istemekte, parti ve gerillaya imha operasyonları yapmakta, halkımıza, demokratik kurum, kuruluş ve binlerce temsilcisini tutuklayarak siyasi soykırımı dayatmakta, Türkleştirme amacıyla dili, kimliði ve kültürü üzerinde kültürel soykırımı, Roboski gibi katliamlarla fiziki soykırımı, baraj ve orman yangınları gibi yöntemlerle doða kırımını, faşist çetelerinin linç girişimleri, Pozantı da ve sokaklarda Kürt çocuk ve kadınlarına dönük tecavüzcü alçaklıðıyla ahlak ve toplum kırımı sonuca götürmek istemektedir.”

DÖNEM HER NEFESTE DÝRENEREK MÜCADELE ETME DÖNEMÝDÝR

Açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Erdoðan ve Fethullah ikilisinin bu münafık ve ahlaksızlıðına karşı, önderlik, hareket ve halk olarak onur ve şeref mücadelemizden vazgeçmeyeceðimiz, binlerce yıllık köklü ve asil direniş geleneðimizi esas alacaðımız kesindi. Bu duruşumuzu da 2011 yılı Temmuz’unda demokratik özerk özgür Kürdistan ilan ederek ve devrimci halk savaşı stratejisiyle varlıðımızı koruma özgürlüðümüzü saðlama hamlesini başlatarak keskin bir mücadele sürecine girdik. Artık bu zafer hamlemizle birlikte diyalog ve müzakereyle çözümü bekleyen deðil, özgürlüðümüzü tanımalarını talep eden deðil, faşist sistemin tüm kurum, kuruluş ve kültürünü sadece protesto ve boykot eden deðil, tamamıyla ret eden, mücadele ve direnişiyle kendi varlıðını koruyan ve özgürlüðünü saðlayacak olan bir konumdayız.

Yani dönem her nefeste direnerek mücadele etme dönemidir. Dönem önderliðimizin ve halkımızın özgürlüðünü gerçekleştirme dönemidir. Dönem örgütlenerek sistemimizi kuracaðımız ve zafere kilitlenen serhildanlarımızla özgürlüðümüzü saðlayacaðımız dönemdir. dönem zafere her zaman kinden daha yakın olduðumuz bir dönemdir. Dönem Rojava (Batı Kürdistan-Suriye) başta olmak üzere Kuzeyde (Kuzey Kürdistan-Türkiye), Güneyde (Güney Kürdistan-Irak) ve Rojhilat’ta (Doðu Kürdistan-Ýran) statü kazanarak, kalıcılaştırarak dünyaya kabul ettirme dönemidir. Dönem gerilla öncülüðünde halkımızla birlikte ülkemizin daðlarını ve şehirlerini özgürleştirme dönemidir. dönem iç sorunlarla kendini boðuntuya getirme dönemi deðil düşman karşısında birliðimizi güçlendirerek sonuç alma dönemidir. Dönem sömürgeciliðin Kürdistan da iflas ettiði dönemdir. ve dönem komploculardan beş bin yıldır yaptıklarının hesabını sorma dönemidir.”

SERHILDANLARA SÜREKLÝLÝK KAZANDIRILMALI

Bu temelde 9 Ekim komplosunun yıl dönümü vesilesi ile “bin yılların birikmiş öfkesini yaşamın her alanına yaymak onur ve namus borcumuzdur, direniş geleneðimize saygının bir gereðidir” diyen Halk Ýnisiyatifi, şunları ekledi: “Kürdistan da ve halkımızın yaşadıðı her alanda yaşamı komploculara haram eden, bir direniş ve serhildanla lanetleyerek karşılayacaðız. Serhildan halkımız açısından komplocu ve zalimden hesap sorma yöntemidir. Serhildan halkımız için zafere giden biricik yoldur. Direniş ve serhildanlarımızı zayıflatan veya engelleyen her türlü söz girişim ve pratik düşmanın Kürdistan da nefes almasına hizmet edecektir.

Bu anlamda halk olarak düşmanın üstüne yürüyerek hesap sorma günüdür. Ancak bu asla bir günle sınırlanamayacak kadar kutsal bir görevdir. Başta Yurtsever halkımız olmak üzere her kürdün, türkün ve özgürlükten, demokrasiden yana olan, özcesi insanım diyenin insan olma görevidir. Yaşamın her anı ve günü komploculardan hesap soran bir direnişle sonuca gideceðimiz kesindir. 9 Ekim gününü her il, ilçe, köy, mahalle sokak ve cadde eylemle serhildanlarla özgürlük rengine bürümeliyiz. Yediden yetmişe, başta kadın ve gençlik olmak üzere, çocuk yaşlı işçi emekçi yani aslında hasta olanın da serhildana katılacaðı gün olarak karşılamalıyız. Esnafı, memuru, şoförü, doktoru vb. yani toplumun her kesimi esas işinin serhildan olduðu bilinciyle yaklaşacak kadar onur sahibidir. 9 Ekim öncesi ve sonrası günleri de her türlü eylem çeşitliliðini kullanarak serhildanı süreklilik kazandırmak en asil görev sorumluluðumuzdur.

TÜRK OKULLARINA ADIM ATILMAMALI

Halk Ýnisiyatifi, asimilasyon karargahları olarak tanımladıðı Türk okullarının boykot edilmesi, yaşamın her alanında Kürtçenin kullanılması, askerlik, koruculuk ve mahkemelerin reddedilmesi, vergi verilmemesini istedi.

Halk Ýnisiyatifi, bunları şöyle sıraladı:

“1-Asimilasyon karargahlarını boykot deðil ret ediyoruz hiçbir yurtsever öðretmen, öðrenci bu karargahlara bir daha adım atmamalıdır. Seçmeli ders saçmalıðına aldanmadıðımızı, okullarına bir daha adım atmayarak ve ret ederek göstermeye devam edeceðiz. Düşman Özel savaş yöntemleriyle halkımızda ikircikli bir psikoloji yaratmak istemektedir. Çocuklarınız cahil kalmasın safsatasıyla Kürt olmaktan, insan olmaktan çıkararak sistemin cahiliye karargahları olan okullarına devam etmemizi istemektedir. Hiçbir Kürt hiçbir yurtsever buna itibar etmeyecek kadar onurlu ve diline, kültürüne ve kimliðine baðlıdır. Faşist TC devleti şunu iyi bilmeli ki en insani hak olan anadilde eðitim kabul edilmediði sürece okullarını ve sistemini tanımayacaðız.

2-Yaşamın dili ve rengi başta Kürdistan’da olmak üzere halkımızın yaşadıðı her yerde Kürdi olacaktır. Yaşamın her alanında hem kendi ilişkilerimizde hem de devletle muhatap kaldıðımız alanlarda Kürtçe konuşacaðız.

VERGÝ VERMEYÝN

3-Düşmanın emeðimizi gasp ederek aldıðı vergilerle, soykırım savaşını yürütmektedir. Bulunduðumuz her alanda bu konuda bilinçlenip örgütlenerek vergi vermemeyi en asli bir yurtseverlik görevi olarak ele alacaðız. Düşman üzerimizde hem her türlü savaş yöntemini uygulayacak hem de bu savaşın finansmanı için bizlerden vergi toplayacak! Bu düşmanın dayattıðı onursuzluðu kabul etmek anlamına gelmektedir. Başta Kürt esnaflar olmak üzere her yurtsever Kürt bu tutumu pratiðiyle göstermelidir.

MAHKEMELER REDDEDÝLMELÝ

4-Sömürgecilik halkımız üzerinde en pervasız bir biçimde kendini mahkemeleriyle göstermektedir. Sömürgeci hukuksuzluðun ve mahkemelerinin Kürdistan halkı nezdinde asla meşruiyeti olamaz. Hakkımızı gasp edenin adaletine ve mahkemelerine itibar edip kabul etmek soysuzluðun ve gafletin en büyüðünü kabul etmek anlamına gelecektir. En adaletli ve hakkaniyetli yaklaşım yargıcı , hakimi ve sistemi ile halkımızdan yaptıklarından dolayı özür dileyerek ülkemizi terk etmeleridir.

ASKERLÝK VE KORUCULUK ASLA KABUL EDÝLMEMELÝ

5-Kürdü iradesizleştirmenin ve kimliksizleştirmenin en kaba ve yalın hâli TC faşizmine asker olmaktır. Zorunluluk adı altında hainliði meşrulaştırma karargahlarıdır. Halkımızın en yiðit evlatlarına karşı düşmanca kuşanmak ve donanmaktır. Günümüzün Hamidiye alaylarına hem asker hem korucu olmayı vicdanlı hiçbir Kürt genci asla kabul etmeyecektir. Askere alınmak istenen ret etmeli, askerde olanda hainliðin elbiselerini çıkararak firar etmelidir. Her Kürt genci, onurlu ruhuna yakışan gerilla kıyafetini kuşanmalıdır. Ýhanet mevzisin de korkudan çömelen Erdoðan’ın yanında deðil, onu oradan söküp atan, onurlu, gururlu ve dimdik özgürlüðü haykıran kahraman gerillanın yanında ve safında yer almalıdır.”

Açıklamada son olarak şunlar belirtildi: “Sonuç olarak; komploya karşı bulunduðumuz her alanda zafer hamlesine katılarak, daðdan ve zindanda yükselen direnişe topyekun katılarak sonuç alacaðımız en kritik bir dönemden geçmekteyiz. Ýmralı’da önderlik direniyor, zindandaki tüm arkadaşlar başlattıkları eylemleri ile direnişi yükseltiyor gerilla her dönemden daha fazla düşmandan hesap sorarak öncülük rolünü sürdürüyor. Halkımız Rojava Kürdistanı’nda başta olmak üzere bulunduðu her alanda direnişini yükseltiyor. Bizlerde kuzey Kürdistan ve Türkiye metropollerinde direnişimizi her dönemi aşacak düzeyde yükselterek tarihsel toplumsal sorumluluklarımızı layıkıyla yerine getireceðimize inanıyoruz. Ýddia ve kararlılıðımız her zamankinden daha büyük ve pratiðimiz de her zamankinden daha sonuç alıcı olacaktır. Önder Apo ve halkımız özgürleşmeden hiçbir pratiðimizi yeterli görmeyecek ve başarılı saymayacaðız. En büyük zafer önder Apo ve halkımızın özgürlüðüdür. Zafere kadar her dem serhildan!”