GÖRÜNTÜLÜ

Güven: AKP gidici, çözümün anahtarı Öcalan’ın elinde

Kürdistan’da “Hayır”ın çığ gibi büyüdüğünü dile getiren DTK Eşbaşkanı Leyla Güven, AKP’nin eski gücünün kalmadığına işaret ederek, “AKP Kürt sorununu çözemez. Bu nedenle gidiciler" diye konuştu.

Kürdistan’da “Hayır”ın çığ gibi büyüdüğünü dile getiren DTK Eşbaşkanı Leyla Güven, AKP’nin eski gücünün kalmadığına işaret ederek, “AKP Kürt sorununu çözemez. Bu nedenle gidiciler. Onun yerine gelecek olan siyasi iktidar da ortaya çıkan bu iradenin isteği olan İmralı kapılarını açmak zorunda kalacaktır. Barışın anahtarı İmralı’da, Sayın Öcalan’ın elindedir” dedi.

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın doğum günü için Urfa’nın Amara köyünde düzenlenecek etkinlik için buraya giden Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı Leyla Güven, köyden çıkışta gözaltına alınarak 3 gün emniyette tutulduktan sonra çıkarıldığı mahkemece “adli kontrol” şartıyla serbest bırakıldı. Güven hem Amara’da yaşadıklarını hem de bir hafta kalan referanduma ilişkin değerlendirmede bulundu. Etkinlik nedeniyle günlerce abluka altında tutulan ve kimsenin girişine izin verilmeyen Amara’da Kürt halkı için tarihsel değeri olan Öcalan’a saygının gösterilmek istendiğini dile getiren Güven, devlet güçleri tarafından köyde yaşayan halkın yaşamı alanının daraltıldığını, çocukların okula gidişinin dahi engellendiğini aktardı. Amaçlarının Amara’da herhangi bir açıklama yapılmasına engel olmak olduğunu kaydeden Güven, “Buna Türk devletinin yetkilileri tarafından karar verildi. Halkın gelişini engellemeleri mümkün değil. Milyonlarca kişi Amara’ya gelemiyor, ama gönülleriyle ve ruhlarıyla oradaydılar. 4 Nisan’da milyonların şahsında bizler Amara’ya gittik. Açıklamamızı yaptık” ifadelerini kullandı.

Amara çıkışında 70 yaşından 16 yaşına birçok kişinin gözaltına alındığını aktaran Güven, “Neden Amara’ya geldiğimizi sorguladılar. Amara yolunun açılması için çok sayıda kişi yaşamını yitirdi. Barış sürecinde Amara’ya gidişlerde hiçbir sorun yaşanmıyordu. Ama bu yıl Kürt halkını karşısına alan hükümet engelleme yoluna gitti. Çok sayıda kişi gözaltına alınmıştık. Benim dışındakilerin ifadesini aldıktan sonra serbest bıraktılar. Tutulmamda şu mesajı vermek istediler. ‘Amara’ya izinsiz girdiler. Gelenlerin sahsında DTK eş başkanını tutuyoruz’ demeye istediler. Tutulmamız için herhangi suç içerek bir şey yoktu. Amara’ya girişim gizli değildi. Urfa Valisi’nin bile bundan haberi vardı. Eğer bir sorun varsa gidip Urfa Valisi’nden hesap sorsunlar” şeklinde konuştu.

4 Nisan’ı Kürtler olarak özel bir gün olarak gördüklerini, Öcalan’ın felsefesinin dışarıda olduğunu, Rojava’da yaşam bulduğunu ifade eden Güven, yasaklarla bunun önüne geçilemeyeceğinin altını çizdi. Barışın teminatının Öcalan olduğuna dile getiren Güven, “Sayın Öcalan’la yapılan görüşmede de bu açığa çıkmıştır. Görüşmeler sonucunda Kürdistan halkları ‘Sayın Öcalan’ın söylediği her şey bizim için esastır’ demiştir. Bu bilinmesine rağmen yine de yasakladılar. 3 gün gözaltında kaldım. Tutuklamak için çok sebep aradılar ama bulamadıkları için beni serbest bıraktılar. Bu tutumlarını kınıyoruz” dedi.

AKP’nin 14 yıldır mağduriyetini ön plana çıkardığını söyleyen Güven, “AKP artık öyle bir aşamaya geldi ki artık mağdur değil binlerce insanları mağdur ediyor. Akademisyenleri işten attı, milletvekilleri, gazeteciler ve binlerce kişi tutuklandı. Mağduriyetleri kalmadı. Şimdi de dışarıdan ithal mağduriyet pozisyonunu yaratmaya çalışıyorlar. Hollanda ile yaşanan krizdeki gibi biliniyor ki dışarda bir ülkede referandum çalışması yürütemezler. Aralarında bir anlaşma vardı. Ama bilerek yine de mağdur ayaklarına yatarak, ‘Bizi Hollanda’ya almıyorlar’ dediler. Peki Hollanda özgün bir ülke bunu yaptığı için söyleniyorsun da Amara nedir bu durumda. Urfa’nın Amara köyüne neden HDP milletvekilleri giremiyor?” diye sordu.

Referandum için söylenecek sözün kalmadığının altını çizen Güven, “Evet diyebilmek için hiçbir sebep yoktur. O yüzden de ‘Hayır’ diyenleri terörist ilan ediyorlar. Referandumda ‘Hayır’ çalışması gerçekten çok iyi gidiyor. Sadece HDP ve CHP içinde değil AKP ve MHP içerisinde de ciddi ‘Hayır’ diyen bir kesim söz konusu. Kürdistan’da AKP inanıyor mu ‘Evet’ çıkacağına. Bu mümkün değil. Kürdistan’da büyük katliamlar yaşandı. İnsanlar diri diri yakıldı. Çok haksızlık yapıldı. Vekiller tutuklandı, belediyelere kayyum atandı. Hangi yüzle gelip bu halka ‘Evet’ deyin diyebiliyorsun” diye tepki gösterdi.

Halkın neden “Hayır” dediğini 8 Mart ve Newroz’da ortaya koyduğunun altını çizen Güven, “Halk Cizre, Nusaybin, Silopi, Şırnak ve tüm Kürdistan’da ayaktadır. Halkın tek isteği var. Cumhurbaşkanı ‘Bundan sonra kimse onların adını ağzına alamayacak’ demişti. Halk da sloganlarıyla ‘Buradayız’ dedi. ‘Bijî Serok Apo’ ve ‘Be Serok jiyan nabe’ dediler. Bu halkın isteğidir. Halk bunu istiyor. Binler bu mesajı verdi. Bu da Kürdistan’da AKP’yi bitirdi. Bundan sonra ‘Evet’ de çıksa ‘Hayır’ da çıksa Kürt sorununun demokratik çözümü için yeni projeler çıkarması gerekiyor” değerlendirmesi yaptı.

AKP’nin eski gücünün kalmadığına işaret eden Güven, “AKP Kürt sorununu çözemez. Bu nedenle gidiciler. Onun yerine gelecek olan siyasi iktidar da ortaya çıkan bu iradenin isteği olan İmralı kapılarını açmak zorunda kalacaktır. Barışın anahtarı İmralı’da, Sayın Öcalan’ın elindedir. Mecburlar ki Sayın Öcalan’ın üzerindeki tecridi kaldırsınlar ve onu özgürleştirsinler. Kürt sorununun sadece Türkiye için değil Kürdistan’ın dört parçası için çözülmesi gerekiyor. Sınırlar ortadan kaldırılarak, kim hangi sistemle yönetilmek istiyorsa öyle yönetilmelidir. Bu gerçek Kürt realitesidir. Eğer bu sorun böyle çözülmezse ne Türkiye ne de diğer devletler kendi içindeki sorunları çözebilir” dedi.

17 Nisan’da Türkiye’de yeni bir resmin ortaya çıkacağını ifade eden Güven, Türkiye halkının yeni yaşamda demokratik sistemi kuracağını ve AKP’nin bu sistemde yeri olmadığını sözlerine ekledi.