Yeni yılın ilk günü itibariyle ana akım Türk medyasında koordineli bir manipülasyon harekatı başlatıldı. Mâlum harekat ‘barış ile müzakere’ perdesi altında yürütülüyor olsa da asıl niyetin Kürt halkının kafasında muðlaklıklar yaratmak olduðu Abdulkadir Selvi’nin 1 Ocak ’Öcalan, Hakan Fidan ile görüştü’ yazısı ve Eyüp Can’ın 8 Ocak ’Ýşte yeni Ýmralı mutakabatı’ yazıları ile maluma asimetrik ilan oldu.

Bitmeyen 99-2004 fantezisi

Abdulkadir Selvi, Abdullah Öcalan ile Mit Müsteşarı Hakan Fidan’ın Ýmralı temaslarını ısıtıp yeniden kamuoyuna servis etmiş, Sayın Öcalan ile yıllardır süren görüşmelerin aktif ve pasifliðini ise PKK ile BDP’nin eylem-açıklamalarının “sorumluluk” düzeyiyle açıklamıştı. Selvi, AKP’den farklı bir neden sunmadan sürecin kesilmesini de Silvan çatışmasına indirgemişti. Yazının algıda yaratmak istediði temel argüman ise ‘Kandil-Ýmralı uyumsuzluðu’ idi. Selvi’nin ‘ilk elden’ edindiðini belirttiði bu hükümet yaklaşımlarına 8 Ocak günü Eyüp Can ‘yeni mutabakat’ belgesi ile katıldı. Selvi’ye selam ederek yazıya girizgâhını yapan Can’ın en heyecanlandıðı ve çözüm için kilit olduðunu ilan ettiði mutabakatı yenileştiren olay ise Öcalan’ın ‘Demokratik Özerklik’ talebinden vazgeçtiði iddiası. Bu kadarla da sınırlı deðil elbet Eyüp Can’ın ‘radikal yenilikleri.’ Can’ın ‘içeriden’ edindiði bilgilere göre Öcalan, çözüme dair yaptıðı her açıklamada altını çizdiði ve elzem gördüðü ‘öz savunma’ hakkından da vazgeçmiş durumdaymış. HPG Askeri Konsey üyesi Dr. Bahoz Erdal’ın ANF’ye 2 Ocak’ta verdiði mülakatta yeniden altını çizdiði ve şu an tartışma konusu dahi olmadıðını belirttiði ‘silahların bırakılması’ meselesi ise Can’a göre bu görüşmelerde çözülmüş. Sözde kanaate varılan sorunun çözme perspektifindeki 3 maddeye birlikte bir bakalım bize hangi süreçten tanıdık gelecek; ‘Çatışmasızlık’, ‘Sınır dışına çekilme’, ‘Silah bırakma.’

Öcalan’ın yol haritası

Abdullah Öcalan’ın Kürt sorununun demokratik ve barışçıl çözümü için Ýmralı’da yazdıðı ve 2009’da kamuoyu ile paylaştıðı 156 sayfalık ’Yol Haritası’nda 3 temel hayati talep ile müzakere çaðrısı vardı.

1) Statü olarak; Demokratik Özerklik

2) Halkların en meşru ve doðal hakkı olan ‘Öz savunma’

3) Öcalan’ın saðlık, güvenlik ve özgür hareket etme koşulları ile birlikte yukarıdaki iki maddenin de güvence altında olması sonrası silahlar hakkında yöntem üzerine tartışma süreci.

Ýstişare ile müzakere

Kürt sorunu yerine Kürt’ün kendisinin çözülmesini hedefleyen Türk medyasının bu tutumu dünyada istişare dönemlerinde tüm hükümetlerin son koz olarak kullandıðı sıðınaktır. Devletler çözüm için masaya oturmak zorunda kalabilmeleri ihtimallerini de göz önünde bulundurarak istişare edeceði tarafı en güçsüz, parçalı ve taleplerinde muðlak pozisyonda lanse etmek isterler. Bu lanse edişi ise bir süre sonra tarafın kendisinde içselleştirmeyi hedeflerler. Türk devletinin de KCK operasyonları ile derinleştirdiði, medyadaki özel kalem-gazeteleriyle bugün manipüle ettiði süreç bunun sacayaklarından biridir.

Sayın Öcalan ile Ýmralı’da gerçekleşen ve BDP’lilerin verdiði mülakatlardan edindiðimiz son görüşme notlarında ise gördüðümüz temel nokta ‘Yol Haritası’nda ısrardır. Eyüp Can’ın 4 madde halinde sıraladıðı ve adına ‘Yeni Mutabakat’ dediði hiçbir konuda karara varılmadıðı BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın 8 Ocak grup toplantısı konuşması ile ortadadır. Ki ortada bir müzakere dahi yoktur. Öcalan ile gelişen istişarenin müzakereye evirilmesi için yegâne koşul Ýmralı sisteminin bütünen ortadan kalkmasıdır.

Yoðurdunuza üflediniz mi?

Demirtaş’ın “Ýmralı'daki görüşmede tarafımıza iletilmiş, KCK'ye iletilmiş ya da halka iletilmiş ya da iletilmek üzere bize ifade edilmiş bir yol haritası, bir çözüm projesi, takvimlendirilmiş bir çözüm haritası yoktur” cümlesi ise ana akımda yaratılmak istenen çözüm modeli formatındaki tasfiye hareketini deşifre etmiştir.

Demirtaş’ın da ifade ettiði gibi hükümet ve medya eli ile yaratılmak istenen 'Yendik, bitirdik, ezdik, şimdi sıra teslim almaya geldi' yaklaşımları çözümü etkilemez lakin Kürt hareketinin yönteminde deðişiklik yaratır ki bu da halkları uzun ve sancılı bir sürece sürükler. Çözüm için müzakere başlanması isteniyor ise ‘barış dili’ kisvesi altında tasfiyeyi hedefleyen medya dürüst olmalı, can alıcı bir sorunun can alıcı döneminde çıkar gözetmeksizin tarihi rolünü oynamalı. Kocaman puntolarla AKP’nin barış girişimleri manşet yapılırken aynı gün Lice’de askeri operasyonda yaşamını yitiren 10 PKK’li haber dahi olmuyor ve bir yazar çıkıp hükümetten hesap sormuyorsa Kürt halkı yoðurdunuza üfleme tenezzülünde dahi bulunmaz.

Müzakere nasıl başlar?

Ýmralı ile gerçekleştirilen temas döneminde tutuklanan 10 bin kadar KCK’liyi serbest bırakma girişimleri bir ‘devrim’ ya da ‘Kürt sorununun çözüm talebi’ deðildir. Kürt sorunu 2009 yılında başlamamıştır. Binlerce siyasi rehinenin bırakılması ancak ve ancak müzakerenin başlaması için niyet tayini için somut adım kabul görür.

PKK lideri Abdullah Öcalan’ın özgür hareket etme koşulları üzerinde mutabakat saðlandıðı ve pratiðe geçtiði vakit müzakerenin başladıðını ve hangi temel konularda fikir ortaklıðına gidildiðini serbest kalan avukatların ve heyetlerin Öcalan’ın kendisinden getirdiði açıklamalar ile öðreneceðiz.