Gençlik Örgütleri: Saray'a da YÖK'e de biat etmeyeceğiz !

Gençlik örgütleri, İstanbul Üniversitesi Beyazıt Ana Kampüsü önünde YÖK’ün 37. Kuruluş yıldönümünü protesto etti. “Ferman devletin, üniversiteler bizimdir” tepkisinde bulunan gençler, YÖK ve Saraya biat etmeyeceklerini vurguladı.

İstanbul Üniversitesi Beyazıt Ana Kampüsü önünde bir araya gelen bir çok gençlik örgütü, 12 Eylül faşist cuntası ürünü olan Yüksek Öğretim Kurumu’nu (YÖK) protesto etti. Polis ablukası altında gerçekleşen eylemde, “Krizi yaratanların direniş üniversitenin” yazılı pankart ile “Saray’a da YÖK’e de biat etmeyeceğiz”, “ Laik Anadilde eğitim istiyoruz”, “Parasız eğitim istiyoruz” yazılı dövizler taşındı. Eylemde, Devrimci Gençlik Birliği’ne (DGB) şafak vakti yapılan gözaltılar da protesto edildi.

KARABULUT: YÖK İLE GELECEĞİ YOK ETMEYE ÇALIŞTILAR

İnsanca çalışma koşulları talep ettikleri için tutuklanan 3. Havalimanı işçilerin mücadelesinin selamlandığı eylemde, Silivri 9’No’lu Cezaevi’nde 1 aydır tecride tutulan Dev-Yapı-İş Genel Başkanı Özgür Karabulut ve TİP Milletvekilleri Erkan Baş , Barış Atay’ın gönderdiği dayanışma mesajları okundu. Karabulut mektubunda, “Nasıl ki 12 Eylül darbesiyle toplumu tektipleştirmeye çalıştılar. YÖK gibi kurumalarıyla geleceği yok etmeye çalıştılar. Umudu yok edemedilerse köle değiliz direnişi de durdurulamaz” ifadelerini kullandı.

‘KARANLIK SKP SARAY REJİMİYLE DEVAM EDİYOR’

TİP Genel Başkanı Erkan Baş’ın mektubunda “12 Eylül Türkiye'de birçok karanlığın adıdır. Bu karanlık AKP saray rejimiyle devam etmektedir. Biz biliyor ve inanıyoruz ki YÖK ve AKP rejiminin kindar nesil yaratmak içi tüm gençliğe karşı attığı adımlar bizlerin ve sizlerin onurlu mücadelesiyle baş eğmez duruşuyla yok olup gidecektir” ifadeleri dikkat çekti.

TİP Milletvekili Barış Atay’ın mesajında yer alan ifadeler ise şöyle: “12 Eylül faşist cuntasının gençliği teslim almak, üniversitelerde ilericiliği ve sosyalizm mücadelesini bitirmek için kurduğu YÖK’ün 37’inci yılı. Gerici AKP iktidarının ilk vaatlerinden biri YÖK’ü kaldırmak olmasına rağmen kaldırılması bir yana üniversiteler iyice bağımlı hale getirilmiş özerklikleri tamamen yok edilmiştir. Sebeplerinin ne bilmiyormuş gibi AKP Genel Başkanı, neden ilk beş yüze giren üniversite olmadığını sormakta, yurtdışında okumayı tercih eden öğrencileri ajanlıkla suçlamaktadır. Cumhurbaşkanına itaat farzdır diyen rektörlerin olduğu, ilerici hocaların KHK’larla atıldığı bir yerde çok şaşırtıcı bir sonuç değildir. Ayrıca kendi çocukları, milletvekilleri ve bakanları da yurtdışında okuyan AKP’li yöneticilere nerelerde ajan olduklarını sormak gerekir.”

‘ÜNİVERSİTELER TEK ADAMIN DUDAĞI ARASINA SIKIŞTI’

Sık sık, “YÖK, polis, medya bu abluka dağıtılacak”, “Üniversiteler bizimdir bizimle özgürleşecek” sloganlarının atan gençlik örgütleri adına açıklamayı okuyan Ezgi Avcı, YÖK’ün 1982 yılında faşist darbe zihniyeti tarafından üniversiteleri tahakküm altına almak için Kurulduğunu hatırlatarak sözlerine başladı.

Avcı, kurulduğu günden itibaren iktidar ve eliyle bilimi halkın değil, sermayenin yararına dönüştüren YÖK’ün, şimdi de tek adam emrinin altında olduğunu vurgulayarak; üniversitelerin Tayyip Erdoğan'ın iki dudağı arasına sıkıştırılmak istendiğine işaret etti. Sözde kaldırılan OHAL uygulamalarının ülkede ve üniversitede devam ettiğine dikkat çeken Avcı, “Üniversitelerde Özel güvenlik birimlerinin ve polislerin saldırıları ve tehditleriyle, akademisyenlerin soruşturmaları ve işten atılmalarıyla, kulüplerin ve toplulukların faaliyetlerinin yasaklanmasıyla, stand açmanın, bildiri dağıtmanın, afiş asmanın ve her türlü eylem ve etkinliğin soruşturma nedeni haline gelmesiyle üniversitelilerin eğitim haklarının gasp edilerek okullarından uzaklaştırılmalarıyla devam ediyor” dedi.

‘SAVAŞA DEĞİL EĞİTİME BÜTÇE !’

Ekonomik krizin faturasının da üniversite öğrencilere ödetilmek İstendiğini belirten Avcı, “Üniversite yönetimlerinin aldıkları ödenekler her geçen yıl artarken, yandaş rektörler ve üniversite içlerine üs kurmaya çalışan sermayedarlar kârlarına, kâr kattıklarını kaydetti” diye belirtti.

Üniversitelerde barınma, geçinme ve ulaşımın en can yakıcı sorunlar haline geldiğine işaret eden Avcı, “Yemekhanelere ve kantinlere gelen zamlar kabul edilemez. Üniversitelilerin aldıkları burslar ve krediler ne yemek yemeye ne de yurtlarda kalmaya yetmiyor” dedi.

Nitelikli yurtlar açılmazken, üniversitelilerin tarikat yurtlarına mahkum edildiğine dikkat çeken Avcı, şunları kaydetti: “Bizleri müşteri ve beleşçi olarak görenlere Beyazıt’tan sesleniyoruz, krizin bedelini siz yaratanlar ödeyin biz ödemiyoruz. Beleşçi değil üniversiteliyiz. Nitelikli ve kamusal, parasız yurtlar açılsın. Yemekhane amları iptal edilsin, savaşa değil eğitime bütçe verilsin.”

‘SÖZ ÜNİVERSİTELERİN’

Üniversitelerde verilen eğitimin eşit değil cinsiyetçi de olduğunu aktaran Avcı, iktidardan kuvvet alan tacizci akademisyenler ve tacizci güvenlikçilerin rahatça üniversitedeki görevlerine ettiğine dikkat çekti.

Üniversitede bilimin metalaştırılarak sermaye yararına üretildiğinin altını çizen Avcı, üniversitelerde YÖK’ün Kayyum rektörlerinin ve yandaş kadroların yaptıkları öğrenciyi fişlemek ve sarayın ideolojisini yaymadığını vurguladı.

Bu gidişata izin vermeyeceklerinin altını çizen Avcı, şunları kaydetti: “Halk yararına üretilecek bilim için mücadele etmeye akla, mantığa ve bilime aykırı olan her şeyin karşısına çıkmaya devam edeceğiz. Söz Yetki Karar üniversitelilerindir, yandaş rektörlerin ve yandaş kadroların değildir. 68 kuşağının 50. yılında tam da öğrenci hareketinin kalbinden, Beyazıt’tan belirtiyoruz: Demokratik üniversitenin ve özgür bilim üretiminin garantörü bu taleplerdir, bu taleplerin meydan, amfi, örgütlenmesine bağlıdır. YÖK kapatılsın, üniversiteleri, üniversite bileşenleri yönetsin! Kriz yaratanların, direniş üniversitenin!”

Gençlik örgütlerinin açıklaması, eylemcilerin Beyazıt Marşı’nı söylemesi ile sona erdi.