Hükümet ve yandaş medya tarafından Ankara katliamının faili olmakla suçlanan Kürt gazeteci Serhat Polatsoy, Urfa'da kontrgerilla tarafından sorgulandı. Polatsoy, ikinci bir twitter hesabının olduğunu kabul etmesi için fiziksel ve psikolojik işkenceye maruz kaldı, tecavüzle tehdit edildi.

Hükümet ve yandaş medya tarafından Ankara katliamının faili olmakla suçlanan Kürt gazetesi, Urfa ve Ankara'daki sorguların ardından dün mahkemeye bile sevk edilmeden, savcılıktan serbest bırakıldı.

12 Ekim sabahı gözaltına alınan Serhat Polatsoy, tüm gözaltı süresi boyunca ikinci bir twitter hesabının olduğunu kabul etmesi için işkence gördü, tutuklanmakla tehdit edildi. "Kontrgerilla" olduğunu söyleyen bir kişi tarafından gözleri bağlı ve elleri arkadan kelepçeli şekilde sorgulanan Polatsoy, tecavüzle de tehdit edildi.

'ÖNCE BENİ KAÇIRMAK İSTEDİLER'

Sabahın erken saatinde evine gelen iki sivil polisin, apar topar kendisini götürmek istediğini belirten Polatsoy, gözaltına alınma anını şöyle anlattı: "Kapıyı açtığımda beni çekiştirerek götürmek istediler. Adeta kaçırmak istediler beni. Bu sırada vestiyerdeki laptopumu gördüler. 'Laptopunu da al' dediler. Sonra telefonu eklediler. Ben içeriye girip babamı aradım. Götürmeye kalktılar beni. Direndim. Aşağıdan 6-7 polis daha geldi. Zorla aşağıya indirdiler. Arabaya bindirdiklerinde babam geldi, arabanın önünde durdu. Götürmelerine engel oldu. Babamı darp ettiler. Daha sonra arabadan indirip, eve çıkartıp, evde arama yaptılar. El değmedik yer bırakmadılar, 2,5 saat boyunca evi darmadağın ettiler."

Urfa Emniyet Müdürlüğü'nde Terörle Mücadele Şubesi'ne götürülen Polatsoy, nezarethaneye konuldu, yanına gelen tüm polislere neden gözaltına alındığını sordu ancak öğrenemedi. Kendisiyle görüşen avukatı Mehmet Serdar Gökkan'dan "ikinci bir twitter adresinin olup olmadığının araştırılması" için gözaltına alındığını öğrenen gazeteci Polatsoy, "Gözaltı boyunca, ikinci bir twitter adresimin olduğu yönünde dayatma ve baskıda bulundular. Gözaltında söyledim, şimdi de söylüyorum. Kendi adıma tek adresim var. Başka bir twitter hesabım yok. Yıllardır da yazılarımı kendi adımla yayınlıyorum" dedi.

232 KİLOMETRE UZAKLIKTAN GELEN KONTRGERİLLA

Gözaltının ilk günü saat 16.00 sıralarında nezarethaneden alınarak elleri arkadan kelepçeli ve gözleri siyah bir bezle bağlı bir şekilde üst kattaki odalardan birine çıkartıldığını anlatan Polatsoy, burada kendini "232 kilometre uzaklıktan gelen kontrgerilla" olarak tanıtan bir kişi tarafından sorgulandı.

Urfa'ya 232 kilometre uzaklıktaki tek kent; Maraş. Bu durumda kendini “kontrgerilla” olarak tanıtan Maraş'tan gelmiş olabilir.

Polatsoy, sorguyu ve yaşadığı işkenceyi şöyle anlattı: "Odaya alındığında sağımda solumda birer polis vardı. Karşımdan 'Hainsin Serhat. Görüşeceğiz seninle' dedi. 2 saate yakın ayakta beklettiler. Ayakta duramaz hale geldim. Başka bir odaya götürdüler. Yine aynı ses, 'Serhat çok kötü kokuyorsun, hainler hep böyle mi kokar' diyerek hakaretlerde bulundu. Sonra 'Seni yıllardır takip ediyorum, takip ediyoruz. Senin için 232 kilometre yoldan geldim' dedi. Öfkeli bir şekilde tepki gösterdim söylediklerine. Hakaretlerine devam etti. Söylediklerine karşılık verdim. 'İkinci twitter adresin var mı?' diye sordu. Reddettim. Neden gözaltına alındığımı sordum. 'Önce twitter adresini kabul et, sonra dosyanı açalım' dedi. Reddettiğimde '22-23 yıl daha yatarsın. Çocuklarını Rozerin ve Şoreşger'i göremezsin' diye tehdit etti. Ben kim olduğunu sorduğumda 'Ben kontrgerillayım' dedi. Odada başka insanlar da vardı, arada bir gülüşmeleri geliyordu. Muhtemelen kayıt da yapıyorlardı."

Sürekli ikinci bir twitter adresinin kabul etmesi için dayatmalarda bulunulduğunu belirten Polatsoy, kabul etmediği için de "Sen istediğin kadar konuş, bizim polislerimiz güzel fezlekeler hazırlar, savcının önüne koyar, olur biter" diye tutuklanmakla tehdit edildiğini söyledi.

'TECAVÜZLE TEHDİT EDİLDİ

Polatsoy, kendini "kontrgerilla" olarak tanıtan kişinin odadan ayrılmasının ardından fiziksel işkenceye maruz kaldı, "'Sen bizim başkanımıza nasıl diklenirsin, alçak şerefsiz' diyerek dövdüler beni" dedi.

Saldırı sırasında "Senin tırnakların, dişlerin hiç çekildi, hayaların sıkıldı mı?" diye tehditlere maruz kalan Polatsoy'a, "copla tecavüz"le de tehdit edildi.

Direndiği için saldırının dozajının arttığını söyleyen Polatsoy, "Dayaktan sonra 5 saat boyunca ellerim arkadan kelepçeli, gözüm bağlı şekilde ayakta tuttular. Yere düşüyordum, gelip kaldırıyorlardı, diğer taraftan da sürekli başıma, omurgama vuruyorlardı. Daha sonra bitkin bir şekilde hücreye götürüldüm" dedi.

3 GENÇİ HIRSIZLIK SUÇMAMASIYLA GÖZALTINA ALMIŞLAR

Aynı soruşturma kapsamında gözaltına alınan 3 genç ile Ankara'ya götürülürken karşılaştığını belirten Polatsoy, "Çocuklardan birinin Ankara patlamasından haberi bile yoktu. Biri, birkaç gün önce Ankara'ya gezmeye gitmiş. Biri 1 Kasım'da AKP sandık kurulu üyesi olduğunu söyledi. Onları, büyük bir hırsızlık soruşturması kapsamında gözaltına alındıklarını söylemişler. Ardından bu soruşturmaya dahil ediyorlar" diye konuştu.

'FUAT AVNİ BU MU?'

Ankara havaalanı ve Ankara Emniyet Müdürlüğü'nde kendisini almak için gelen polis ve MİT elemanlarının sürekli sevinç gösterileri yaptıklarını kaydeden Polatsoy, Ankara'da yaşananlara ilişkin şunları söyledi: "Emniyet binasına girdiğimde, 'Bombanın pimini çeken bu şerefsiz mi?', 'Fuat Avni bu mu?' diye konuşanlar oldu. Tam bir tiyatro oynanıyordu, her hallerinden belliydi."

Savcılıkta tüm yaşadıklarını anlattığını söyleyen Polatsoy, "Ben konuşurken savcı, 'Konuyla ilgin yok görünüyor' dedi. Ardından da bırakıldım. Söz konusu twitter hesabının sahibi olduğunu kabul eden kişi ile yanındaki bir kişiyi daha önce hiç görmedim. Ne sanal da ne de reelde bir görüşmem olmadı. Özetle bir senaryo kurmuşlardı, benim de kabul etmemi sağlamaya çalıştılar ama olmadı2 diye konuştu.