Flückiger “Kürt halkının Erdoğan’ın savaş politikasına karşı öz yönetim ilan etmesi anlaşılır olduğu gibi doğal bir haktır. Demokratik özerklik veya öz yönetim sadece Kürtler için değil Türkiye’de yaşayan bütün halkları kapsayacak şekilde geliştirilmeli” dedi.

AKP ve Erdoğan’ın Kürt halkına ve demokrasi çevrelerine karşı yürüttüğü savaşı, 1 Kasım erken seçimlerini, Kürdistan’da ilan edilen öz yönetim ilanlarını ve Öcalan’ın barıştaki rolünü İsviçre Basel Kanton Partisi (BastA) Genel Başkanı Martin Flückiger ANF’ye değerlendirdi.

‘ERDOĞAN KENDİ İKTİDARI İÇİN KANDAN BESLENEN POLİTİKA İCERİSİNDE’

Fluckiger,7 Haziran seçimlerinin ardından HDP’nin barajı aşarak büyük bir güçle Meclise girmesi hem ülke içindeki hem de ülke dışında yaşayan barışseverlerde büyük bir umut yaratmışken, Erdoğan’ın kendi kişisel hırsından kaynaklı ülkeyi yeniden bir savaşa sürüklemesinin kabul edilemez olduğunu ifade etti. “Erdoğan, HDP karşısında kaybettiği gücünü yeniden kazanmak ve başkanlık hayalini gerçekleştirmek için kandan beslenen bir siyasete başvurdu” diyen Flückiger, Erdoğan’ın başlattığı savaşla birlikte son dönemde yaşanan sivil katliamların hiçbir şekilde kabul edilemez olduğunu vurguladı.

‘ÖZ YÖNETİM İLANI ANLAŞILIR OLDUĞU GİBİ DOĞAL BİR HAKTIR’

Erdoğan’ın uzun süreden beridir devam eden barış görüşmelerini bir anda yok sayarak Kürt halkına karşı başlattığı savaşın hiçbir gerekçe ile kabul edilmeyeceğini dile getiren Flückiger, Türk devletinin savaş ve politikasına karşı Kürt halkının öz yönetim ilan etmesinin çok anlaşılır ve doğal bir durum olduğunu belirtti. Öz yönetimlerinin ilanının zamanlama olarak yanlış bir döneme denk geldiğini de ifade eden Flückiger, öz yönetim veya demokratik özerklikle Türkiye’nin birçok köklü sorununa çözüm getirilebileceğini söyledi. Merkezi bir devlet sistemi ile ülke içinde birçok sorunla karşı karşıya olan Türkiye’nin ancak demokratik özerk bir yönetim sistemi ile demokratikleşebileceğini belirten Flückiger, “Öcalan’ın felsefesi doğrultusundan bir özerklik sisteminin inşa etmek Türkiye halklarının geleceği acısından çok önemli. Türk devleti kendi merkezi sisteminin gücünü paylaşmamak için böyle demokratik bir sistemi kabul eder mi veya kendisini bu kadar demokratik bir yapıya götürür mü orası tartışılır” şeklinde konuştu.

‘BASKI VE ŞİDDET ALTINDA DEMOKRATİK BİR SEÇİM OLMAZ’

Kürdistan’da sürdürülen savaştan kaynaklı bölgede demokratik bir secimin yapılamayacağına dikkat çeken Flückiger şu şekilde devam etti: “PKK ile mücadele adı altında birçok bölgenin güvenlikli bölge olarak ilan edilmesi ve bu şartlar altında ülkeyi yeni erken bir secime götürmenin hiçbir demokratik boyutu yok. Baskı ve şiddet altında tutulan bir bölgede yapılacak bir secim asla demokratik olamaz.”

1 Kasım’da gerçekleşecek seçimlerin demokratik bir ortamda gerçekleşmesi için iki taraflı olarak silahların susturulması gerektiğini dile getiren Flückiger, özellikle devletin Kürdistan’da halka yönelik yaptığı baskı politikasından vazgeçmesi gerektiğini belirtti.

‘HDP’YE SALDIRILARIN SORUMLUSU ERDOĞAN’DIR’

HDP’ye yönelik yapılan saldırıların kabul edilemez boyutlara ulaştığını söyleyen Flückiger, Erdoğan’ın savaş dayatmalarına rağmen barıştaki ısrarlı duruşundan vazgeçmeyen HDP’nin her anlamda korunması ve desteklenmesi gerektiğine vurgu yaptı. Flückiger, “Erdoğan kendi iktidarı için ülkeyi yeniden savaşa sürükledi. Kendisinin sebep verdiği asker, polis ölümleri üzerinden bir politika sergileyerek yaşanan ölümlerden HDP’yi sorumlu tutarak ülkedeki milliyetçi ruhu HDP’ye karşı kullanmak istiyor” dedi.

‘GERÇEK BARIŞ İÇİN ÖCALAN ÖZGÜR OLMALI’

“Öcalan’a karşı ne zaman bir tecrit uygulandıysa veya Öcalan ne zaman susturulmaya çalışıldıysa Türkiye büyük bir savaşa sürükleniyor” diyen Flückiger, Öcalan’ın barıştaki rolünün devlet tarafından iyi kavranması gerektiğinin altını çizdi. Kürt halkı ile her anlamda bütünleşmiş ve barışta bu kadar ısrar eden bir lidere karşı uygulanacak her türlü tecridin aslında çözümsüzlükte ısrar etmek anlamına geldiğini ifade eden Flückiger, Türkiye’de gerçek bir barışın sağlanması için Öcalan’ın özgür kalması gerektiğini vurguladı.

‘İSVİÇRE TÜRKİYE’YE SİLAH SATIŞINI DURDURMALI’

İsviçre hükümetinin Türkiye yaptığı silah satışını da eleştiren Flückiger, Türkiye’ye yapılan silah satışının acilen durdurulması gerektiği çağrısını yaptı. İsviçre anayasasına göre çatışmalı ortamın bulunduğu ülkelere silah satışının yasak olduğunu hatırlatan Flückiger “Türkiye Kürtlere karşı bir savaş içerisinde birçok gerilla veya sivil halk bugün İsviçre’nin silahlarıyla öldürülüyor. İsviçre Hükümeti kendi anayasasına haykırı durumdan vazgeçerek Türkiye ile arasında bulunan silah satış antlaşmasını durdurmalı. Ölümlere ortak olmalı” dedi.