FEDA ve CİK tarafından yapılan açıklamalarda, Ankara'daki katliamda devletin sorumluluğuna dikkat çekildi. Açıklamalarda, halka direnme ve 1 Kasım'da da hesap sorma çağrısı yapıldı.

FEDA: ZULMÜN ADRESİ BU KEZ ANKARA

Demokratik Alevi Federasyonu (FEDA), Ankara'da şu an itibarıyla 100'e yakın kişinin katledildiği saldırıya ilişkin açıklama yaptı.
Açıklamada, "Bugün günlerden 10 Muharrem 680’dir. 10 Muharrem, 'Adalet için en büyük talihsizlik, devleti idare edenlerin zalimliğidir' diyen İmam Ali’nin sevgili oğlu, Hz. Muhammed’in biricik torunu Hüseyin’in Kerbela’da soydaşları tarafından, kundaktaki bebegiyle katledildigi gündür. O günden bugüne; yeryüzünde adaletin ve kanunların bittiği her yerde zulüm başlamıştır. Bu yerlerden birisi de Mezopotamya ve Anadolu topraklarıdır. O yerlerden biri, dün Suruç, Cizre, Şırnak’tı. Bugün ise Türkiye’nin başkenti olan Ankara’dır" ifadeleri yer aldı. 
"Barış ve kardeşlik mitingi için bir araya gelen mazlum insanların yüreginde patlatılan bombalar, insanlığını yitirmiş cânilerin işidir" denilen açıklamada, şunlar da kaydedildi: "Kerbela’nın dünkü Yezidler'i, bugün Ankara’da kendilerini göstermişlerdir. Mazlum halklar, ezilmiş ve örselenmiş insanlar, zalimin, Yezidler'in karşısında saflarını sıklaştırdıkca, onların saltanatları sarsılacak, halifelik özlemleri ve Osmalıya dönüş hülyaları kursaklarında kalacaktır. Bu vesileyle yüregi barıştan ve özgürlüklerden yana olan mazlum insanlara, dostlarımıza sesleniyoruz: Bu vahşeti unutmadan, 1 Kasım seçimlerinde sandık başına gidip; zalimlere, Yezidler'e derslerini vermek için daha çok çalışmanın şart olduğu gözardı edilmemelidir. Bin kere mazlum olmak, bir kere zalim olmaktan iyidir."

CİK: ZEBANİLERDEN HESAP SORULMALI!

Civaka Islamiya Kürdistan (CİK), tarafından yapılan açıklamada da, "Ankara'da barbarca ve kalleşce katledilen sivil ve savunmasız insanların katillerini, onları kollayan ve koruyan destekçilerini telin ediyoruz. Tarihte olduğu gibi bugünde iktidarlara ve mugtedilere karşı direnen Mazlumlar en acımasız yöntemlerle katledilmişlerdir. Suçları ise zulme karşı çıkmak, ve gasbedilen haklarını istemek" denildi.
Açıklamanın devamında, şu ifadelere yer verildi:
(...)
"Kürt halkı insani ve İslami haklarını istediği için, katliam, tecavüz, köy yakma, işkence, zindana maruz kaldılar. Direnenlerin adı terörist, katil, hırsız ve tecavüzcülerin ismi de, dindar, demokrat ve şeref sahipleri olarak geçmektedir! Mazlum Kürt halkı ve onun mücadele dinamikleri yıllardır savaşın taraftarları olmadıklarını ısrarla vurgulamaktalar.
Zulüm ve zorbalığa karşı ezilenler, mustazaflar barış, hak ve hukuk mücadelesine dört elle sarılmalıdırlar Hırsızlara, tecavücülere, zorbalara, kattillere karşı adaletle, demokrasi ile mücadele yükseltilmeli ve bu zebaniler 1 Kasım'dan sonra hesaba çekilmeli ve hak ettikleri cezaya tabi tutulmalıdırlar. DAİŞ ve onların planlayıcılarının ellerinden azad etmek istiyorlarsa, mazlumlar, işçiler, dürüst inanç sahipleri ve Kürt halkı 1 Kasım'da bunları cezalandırmalıdırlar. Allah bu katliama sebep olanları ve onları savunanlara lanet etsin. Yaralılara acil şifalar ve şehit olanlara Allah'tan rahmet, yakınlarına sabır diliyoruz."