Venezuela, Şili ve Küba garantörlüğünde kurulan müzakere masasında FARC-EP komutanlarından İvan Marquez, Pablo Catatumbo, Alexsandra Narino gibi isimler müzakere heyetinde yer aldı. Devlet tarafını da temsilen müzakere heyetinde Kolombiya Devlet Başkanı Juan Manuel Santos tarafından seçilen isimler yer aldı.
SÜREÇ NASIL GELİŞTİ?
Kolombiya'da 2010 yılında yapılan devlet başkanlığı seçimlerini Juan Manuel Santos kazanmıştı. Santos'un seçim sürecindeki en büyük vaadi gerilla hareketleri Kolombiya Devrimci Silahlı Güçleri FARC-EP ve ülkenin ikinci büyük gerilla hareketi olan Ulusal Kurtuluş Ordusu ELN'yi yok etmekti.
Santos göreve geldikten sonra seçim sürecinde vaad ettiği planları devreye koydu. Ve Kolombiya ordusuna FARC-EP ve ELN 'ye yönelik geniş çaplı operasyonlar düzenlemesi yönünde talimat verdi. Ancak Kolombiya ordu birlikleri Santos'un istediği nitelikte bir başarı yakalayamadı. FARC-EP bu dönemde kendisini askeri ve siyasal açıdan daha da güçlendirdi.
Ancak 2011 yılında FARC-EP komutanı Alfonso Cano'nun katledilmesi bir dönüm noktası oldu. Bu dönüm noktası Santos'un FARC-EP ve ELN 'yi yok etme parolasıyla başlayan devlet başkanlığı serüvenin Kolombiya 'da 50 yıllık savaşı bitirecek olan müzakere sürecine götürdü.
Peki buraya nasıl gelindi? Juan Manuel Santos 'u 50 yıllık savaşı bitirecek olan müzakerelere götüren dönemi, nedenleri ve 2011 yılında FARC-EP komutanı Alfonso Cano'nun katledilmesinden sonraki çağrılarını hatırlamak faydalı olacaktır.
KOLOMBİYA’DA SAVAŞ VE MÜZAKERE
2008 yılında FARC-EP'nin kurucularından ve lideri Manuel Marulanda Velez kalp krizi sonucu hayatını kaybeder. Kolombiya hükümeti halkı motive etmek için FARC-EP lideri Manuel Marulanda Velez 'in Kolombiya ordu birliklerinin yaptığı hava saldırılarında öldürüldüğü yalanını söyler.
Ancak o dönem FARC-EP merkez komutasında bulunan Timoleón Jiménez TeLeSuR TV 'ye gönderdiği video kaydı ile Kolombiya hükümetinin halkı motive etmek için uydurduğu yalanı ortaya çıkarır. Ve deyim yerindeyse Timoleón Jiménez bu video kaydı ile Kolombiya hükümetinin karizmasını çizer.
Manuel Marulanda Velez'in hayatını kaybetmesinin ardından FARC-EP liderliğine yürütülen tartışmalar sonucunda Alfonso Cano getirilir. Alfonso Cano'nun FARC-EP içerisindeki anlam ve önemi çok farklıdır. Alfonso Cano sadece bir lider değil aynı zamanda bir aydın, bir entelektüel, bir düşünür, Kolombiya dağlarında bir gerilla ve komutandır.
Alfonso Cano FARC-EP kurucularından ve baş ideolog Jacobo Arenas 'ın ölümünün ardından örgütün baş ideologu olmuştur. Bu nedenle Alfonso Cano, Manuel Marulanda Velez'in hayatını kaybetmesinden sonra FARC-EP içerisinde yürütülen tartışmalar sonucunda da liderliğe getirilmiştir.
İşte bu durum Kolombiya hükümetini endişe ve korkuya sevk eder. Çünkü Alfonso Cano liderliğindeki FARC-EP yeniden bir yapılanma dönemine girecekti. Nitekim öyle de oldu. Alfonso Cano'nun FARC-EP liderliğine getirilmesinden sonraki ilk icraati FARC-EP içerisinde gerçekleşti.
Dağınık cephelere ayrılmış gerilla grupları üzerinde otorite büyük bir ölçüde sağlandı. Daha sonra ise Kolombiya'nın ikinci büyük gerilla hareketi olan ELN ile iki örgüt arasındaki stratejik rekabeti ve iki örgüt arasındaki çatışmaları ortadan kaldıran ortak bir deklarasyon yayınlanması ve anlaşma imzalanması sürecinde büyük rol oynadı.
Bu dönemde FARC-EP siyasal ve askeri alanda daha da güçlendi. Yine bu dönemde FARC-EP 'ye katılımlar arttı. FARC-EP'nin gelişimini yakından takip eden Kolombiya hükümeti bu gelişmelerin ardından nedenlerden dolayı birinci hedefini Alfonso Cano'yu yok etmek olarak belirledi.
Nitekim tarih 4 kasım 2011 gününü gösterdiğinde ABD destekli Kolombiya ordu birlikleri binlerce askerin katılımı ve son teknoloji silahların kullanıldığı bir operasyon başlatmış ve bu operasyon sonucunda Cauca ormanlarında FARC-EP lideri Alfonso Cano katledildi.
Alfonso Cano 'nun katledilmesinin vermiş olduğu zafer sarhoşluğu ile Kolombiya devlet başkanı Juan Manuel Santos gerillalara teslim olma, FARC-EP 'ye silah bırakma ve örgütü dağıtma çağrıları yapıyordu. Aksi takdirde bütün gerillaların sonunun Alfonso Cano gibi "Ya mezar, ya ölüm" olacağı tehditlerini savuruyordu.
Ancak zafer sarhoşluğu ile FARC-EP 'ye ve gerillalara tehditler savuran, çağrılar yapan Kolombiya devlet başkanı Santos 'a FARC-EP cephesinden cevap gecikmemişti. Komutan Alfonso Cano'nun katledilmesinden sonra FARC-EP tüm dünyaya gönderdiği mesajla tehditlere ve çağrılara şu yanıtı vermişti;
“Bu Kolombiya 'da ezilenlerin ve sömürülenlerin en büyük önderlerinden birinin yasını tuttuğu ilk sefer değil. Onların yerini, cesaret ve zafere olan mutlak inanç ile doldurulması da ilk değil. Kolombiya 'da barış gerillanın silah bırakması ve teslim oluşuyla gerçekleşmeyecek. Ancak ayaklanmayı doğuran nedenlerin ortaya çıkmasıyla gerçekleşecek. Bu devam edecek olan politik bir hattır... "
Bu mesaj sonrasında FARC-EP içerisinde yürütülen tartışmalar sonucunda merkez komutadan Timoleón Jiménez FARC-EP liderliğine getirildi. FARC-EP yeni döneme " Bütün hayat bir savaştır. Ölülerimiz için 1 dakika bile yas tutacak vaktimiz yok... " şiarıyla hazırlandı.
İktidara 2010 yılında FARC-EP ve ELN 'yi yok etme parolasıyla gelen 2011 'de de FARC-EP lideri Alfonso Cano 'nun katledilmesinden sonra zafer sarhoşluğu ile tehditler savuran Santos 'a en güzel cevap Timoleón Jiménez liderliğindeki FARC-EP ve Nicolas Rodriguez Batista liderliğindeki ELN 'nin yükselen devrimci mücadelesi ve gerillaların her alanda kazandığı başarılar oldu.
FARC-EP Alfonso Cano'nun katledilmesinden sonra savaşı her alanda yükseltti. Aynı şekilde ELN de savaşı yükseltti. 50 yıllık savaşta iktidara gelen her Kolombiya hükümeti başarısız olduğu gibi, Santos hükümeti de FARC-EP ve ELN karşısında başarısız oldu. Bu başarısızlık Santos hükümetini Kolombiya'da 50 yıllık savaşı bitirecek olan müzakere sürecine itti.
FARC-EP ve KOLOMBİYA DEVLETİ ARASINDAKİ MÜZAKERE SÜRECİ
Venezüella’daki gizli görüşmelerden sonra Kolombiya devleti 2012 yılı sonlarına doğru Norveç 'in başkenti Oslo 'da FARC-EP yönetimiyle diyalog süreci başlatmıştı. Sonrasında ise müzakerelere geçilmesi için anlaşılmıştı. Görüşmeler Oslo'dan Küba'nın başkenti Havana'ya taşındı. Taraflar arasındaki barış görüşmelerinde Küba, Şili ve Venezuela garantör ülke oldu. Görüşmeler 6 ana başlık üzerinden yürütüldü.
Görüşülen başlıklardan en önemlisi toprak reformu / tarım reformu insanların kendi topraklarına geri dönebilmesini sağlayacak olan, küçük köylülerin birlikte üretebilmelerini, kooperatifleşerek ürünlerini dağıtabilmesini destekleyecek önlemleri içeriyordu.
İkinci başlık gerilla hareketinin, muhalefetin, sivil siyasal hayata, seçimlere katılımı üzerineydi. Taraflar Üçüncü madde olan uyuşturucu ticaretini engelleme konusunda da anlaşma sağlamıştı. Tüm süreç boyunca FARC-EP bütün maddelerde anlaşma sağlanmadan ve uygulamalara başlanmadığı müddetçe gerçek bir barış anlaşması imzalanmayacağını her fırsatta dile getirdi.
Havana'da devam eden barış görüşmelerinde tarafların heyetleri açık ve net olarak belirlenmiştir. Yani Türkiye 'deki gibi bir istihbarat şefi ile görüşmeler yürütülmedi. FARC-EP heyetinde 17 kişi bulunuyor. Siyasilerden oluşan 17 kişi de Kolombiya devlet heyetinde bulunuyor.
Ayrıca taraflar arasında müzakere görüşmeleri başladığında ateşkes yoktu. Ancak geçen yıl devlet başkanlığı seçimleri sürecinde FARC-EP önce 1 haftalık ateşkes ilan etti. Daha sonra ise bu ateşkes süresiz olarak uzatılmıştı.
Her görüşme sonrasında FARC-EP heyeti basın ve yayın aracılığıyla halkı bilgilendirdi. Aynı şekilde devlet heyeti de bu yolla halkı bilgilendirdi. FARC-EP 'nin Kolombiya devleti ile yürüttüğü müzakere sürecindeki bazı hedefleri de şunlardı;
1) FARC-EP elindeki polis, asker, politikacı, akademisyen vb. kişilere karşı bütün politik tutsakların serbest bırakılması
2) Kolombiya 'da herkesin sağlık ve eğitim alanlarından ücretsiz olarak yararlanması ve devletin bunu garanti altına alması
3) FARC-EP gerçekleri araştırma komisyonu kurularak, 50 yıllık savaşta karşılıklı işlenen suçların ve hataların ortaya çıkarılması
4) Kolombiya devletinin ABD ile yaptığı bütün gizli askeri anlaşmaların iptal edilmesi
5) Bütün toplumsal kesimlerin katılımıyla yeni bir geniş anayasa kurucu meclisi oluşturulması
6) FARC-EP temel hak ve özgürlükleri garanti altına alan yeni bir anayasanın oluşturulması
7) FARC-EP ve diğer gerilla güçlerinin silahsızlandırılması yerine bu gerilla güçlerinin asayiş, halkı savunma güçlerine dönüşmesi
8) FARC-EP, Kolombiya devletinin ikinci büyük gerilla hareketi ELN ile de müzakerelere geçmesi
SÜREÇ İÇERİSİNDE NE OLDU
1) FARC-EP ve Kolombiya devleti arasında tahkim edilmiş bir ateşkes olmadı. Bir çok zaman taraflar arasında şiddetli çatışmalar yaşandı. Ancak süreç buna rağmen devam etti. Devam etmesinin de en büyük nedeni garantör ülkelerin olması, tarafların heyetlerinin açık bir şekilde belirtilmiş olması ve müzakere başlıklarının belli olması…
2) 2013 yılında çiftçilerin düzenlediği protesto eylemlerine Kolombiya ordusu ve polislerin yaptığı vahşi saldırılar sonrası FARC-EP (15-20 gün kadar) müzakere sürecini dondurmuştur.
3) FARC-EP, Kolombiya hükümeti tarafından görevden uzaklaştırılan başkent Bogota belediye başkanı ve eski gerilla hareketi M19 (Movimiento 19) hareketi üyesi Petro Gustavo 'nun görevine iade edilmesi için yoğun uğraşlar vermiştir. Ve bunun sonucunda Petro Gustavo görevine iade edilmiştir.
4) 2014 sonlarında ise FARC-EP 'nin bir generali tutuklamasının ardından Kolombiya devleti müzakere sürecini dondurduğunu açıklamıştı.
5) FARC-EP ile yapılan görüşmelerin ardından general ve dört polis serbest bırakılmıştır. Buna karşın devlet de kimi politik tutsakları serbest bırakmıştır. Ardından müzakere süreci tekrar başlamıştır.
6) 2015 yılı başlarında ise mayınların temizlenmesi konusunda anlaşılmıştır. Anlaşmaya göre gerillalar ve Kolombiya ordu birlikleri mayınların temizlenmesi için ortak çalışacak.
7) 2015 yılının Mart ve Haziran dönemleri arasında FARC-EP ve Kolombiya devleti arasıda yaşanan çatışmalar yoğunlaşmış ve ordu birlikleri ağır kayıplar vermeye başlamıştı. Hal böyle olunca Kolombiya devleti müzakereleri bir kez daha askıya aldı.
8) Müzakere döneminde FARC-EP bir çok kez tek taraflı ateşkes yapmıştır. Buna karşın Juan Manuel Santos ‘ta hava kuvvetlerine FARC-EP 'ye yönelik gerçekleştirilen hava saldırılarının geçici bir süre durdurulması talimatı vermiştir.
SONUÇ
Gelinen aşama itibariyle Küba’nın başkenti Havana ‘da yürütülen görüşmelerde sona doğru gelindi. FARC-EP komutanlarından Rodrigo Londona ve Kolombiya devlet başkanı Juan Manuel Santos birer açıklama yaparak savaş sürecinde yaşanan ihlallerin sorumlularının yargılanması, zorla göçertilen, kaybedilen ve işkence gören insanlara tazminat ödenmesi konusunda anlaşma sağlandığını duyurdular.
Anlaşmaya göre uluslararası hakimlerin de yer alacağı özel mahkemeler kurulacak ve bu mahkemelerde adı ihlallere karışmış FARC-EP üyeleri ve devlet yetkilileri yargılanacak. Suçlarını itiraf edip mahkemeyle işbirliği yapacak olanların cezaları oldukça düşürülecek.
Suçunu itiraf etmeyen ve mahkemeyle işbirliği yapmayanlar 20 yıla kadar hapis ceza ise cezalandırılacak. FARC-EP gerillaları içinde genel bir af ilan edilecek. İlan edilecek genel af ‘tan yaklaşık 20 bin kişi faydalanacak.
Gerçekleştirilen son görüşmelerde taraflar arasındaki nihai barış anlaşmasının Mart 2016 ‘da imzalanması bekleniyor. Anlaşma imzalandıktan sonraki 2 aylık süreç içerisinde de FARC-EP’nin silah bırakması bekleniyor.