Facebook paylaşımlarından hareketle “örgüt propagandası” suçlamasına maruz kalan 16 yaşındaki Kürt çocuðu Ferhat Sabah, Mersin aðır ceza mahkemesinde yargılanacak! Mahkeme savcının hazırladıðı iddianameyi kabul ederek, bir hukuksuzluða daha imza attı.

Hemen hemen hergün Kürt çocuklar ve gençlerinin gözaltına alınıp tutuklandıðı Mersin’de polis terörü yetmezmiş gibi çocuklar yargı teröründen de kurtulamıyor.

Mersin’in merkez Akdeniz ilçesi Şevketsümer Mahallesinde oturan Siirt Eruh nüfusuna kayıtlı lise 2. Sınıf öðrencisi 16 yaşındaki Ferhat Sabah adlı çocuk Temmuz ayının ilk yarısında “Örgüt Üyeliði” ve “örgüt propagandası” suçlamasıyla evine yapılan baskınla gözaltına alındı.

Ardından savcı tarafından tutuklama istemiyle sevk edildiði Mersin 4. Sulh Ceza Mahkemesince tutuklandı. Sabah, tutuklandıktan sonra ocukların kalmaya müsait olmadıðı ve yetişkinlerin kaldıðı Mersin E Tipi Kapalı Cezaevine gönderildi.

Sabah’ı 30 yıl hapis hapsinin istendiði iddianame, kasten adam öldürme suçlamasını içerdiði gerekçesiyle Mersin 1. Çocuk Mahkemesi tarafından kabul edilmedi. Mahkeme çocuðun aðır ceza mahkemesinde yargılanmasını talep etti. Dosyayı kabul eden Mersin 4 aðır ceza mahkemesi de skandala imza atarak iddianameyi kabul etti.

RESMEN YALAN SÖYLÜYORLAR

ANF’ye konuşan Ferhat Sabah’ın babası Bayram Sabah, 16 yaşındaki çocuðun aðır ceza mahkemesinde yargılanmasın kabul edilemez olduðunu söyledi.

Çocuðunun aðır cezada yargılanmasının hukuka aykırı olduðunu vurgulayan baba Sabah, “Hani çocuklar Aðır Ceza’da yargılanmıyordu da çocuk mahkemesinde yargılanıyordu? Resmen yalan söylüyorlar. Çocuðumu cezaevinde çıkartmayarak öldürmek istiyorlar. 16 yaşındaki bir çocuðu Aðır Ceza mahkemesinde yargılamak hangi mantıða vicdana sıðınır” diye tepki gösterdi.

HUKUKSUZLUKTA SINIR YOK

Bu hukuksuzluk Türk adalet sistemi için bir ilki ifade etmiyor. Temmuz ayının sonlarında yine Mersin’de benzer bir vaka daha yaşanmıştı. Yine maðdur bir Kürt çocuðuydu. Siirt doðumlu 16 yaşındaki Halil Karahan, Mersin’de 5. Sulh Ceza Mahkemesi tarafından “örgüt üyeliði” ve “örgüt adına eylem yapmak” suçlamasıyla 26 Ocak’ta tutuklanmıştı. Karahan, bir gizli tanıðın iddiasına dayanılarak, 9 Ekim 2011 tarihinde PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın Suriye’den çıkışına yol açan uluslararası komplonun yıldönümünde Mersin’in Toroslar Ýlçesine baðlı Demirtaş Mahallesinde yapılan eylemleri organize etmek ve bu eylemlere katılmakla suçlandı. Karahan, o tarihte cezaevinde olduðunu belirtmesine ve cezaevinden belge gelmesine raðmen mahkeme skandal bir karara imza atarak tutuklanma kararı vermişti. Karahan’ın hakkında 40 hapis istemiyle hazırlanan iddianame kabul edilirken, Temmuz ayının sonunda Çocuk Mahkemesinde deðil de Aðır Ceza Mahkemesinde yargılandı. Mahkeme Karahan’ın çocuk mahkemede yargılanma talebinin bir sonraki celsede karar verilmesine ve bir sonraki duruşmanın 10 Ekim 2012’de görülmesine karar verdi.

AKP rejimi çocukların, Çocuk Mahkemelerinde yargılanmasının yolunu açan reformu 2010 yılında kabul etti. Ancak pratikte iyileşme yaşanmadı. Polis çocuk avına devam etti, savcılar çocuklar hakkında akıldışı suçlamalarla astronomik cezalar talep etti, Çocuk Mahkemeleri de tutuklamayı sürdürdü. Türkiye bugün siyasi nedenlerle tutuklu çocuklar açısından da dünyanın en büyük cezaevi durumunda.