Eylemler sonuç vermezse karşı tarafı mobilize eder

ABD’deki ırkçılık karşıtı eylemler devam ediyor, Sosyoloji doktora öğrencisi Ömer Paçal eylemlerden politik ve somut bir sonuç çıkarsa eğer amacına ulaşır diyor.

Gerorge Floyd’un 25 Mayıs’ta ABD’nin Minneapolis eyaletinde bir polis memuru tarafından öldürülmesi üzerinden günler geçti. Birçok Siyahın ABD’de polis şiddetinin kurbanı olması üzerine eylemler başladı. 2014 Ferguson, 2015 Baltimore’da da yine Siyahların benzer eylemleri olmuştu. Ama Black Lives Matter eylemleri bu defa ABD’nin hemen hemen her yerine sıçradı. Hatta Covid-19’a rağmen dünyanın birçok yerinde ırkçılık karşıtı eylemler başladı. Eylemleri takiben ABD’de Kristof Kolomb dâhil adı ‘kölelikle’ anılanların heykelleri yıkıldı, Siyahları aşağılayan filmler bazı platformlardan kaldırıldı. Eylemler büyük bir kitle tarafından sahiplendi. Peki, bu eylemlerin diğerlerine oranla bu kadar yayılmasının sebebi neydi? Trump karşıtlığı bu eylemlerle bağlantılı mı? Eylemlerin siyasal ve sisteme dayalı sebepleri neler? Daha Önce Baltimore’daki Siyah eylemlerine de katılan Washington’daki George Mason Üniversitesi Sosyoloji Phd Öğrencisi Ömer Paçal ANF’nin sorularını yanıtladı.

ABD'de daha önce de birçok siyah eylemi oldu. En yakın örnekler 2014-2015 Ferguson ve Baltimore eylemleri. Ama herhalde bu kadar tüm ABD’ye ve hatta ötesine bile yayılan, büyük bir eylem olmamıştı. Black Lives Matter diğer eylemlerden neden farklı?

Evet, bu bir siyah eylemi. Ama global anlamda hem Amerika'nın birçok eyaletine yayılmasında hem de Avrupa'ya kadar sıçramasında en büyük belirleyici şey sadece siyahların katılmış olması değil. Amerika'nın merkezindeki, sosyal dinamiklerinin de buna dâhil olması belirleyici rol oynadı. Örneğin 2015'teki Baltimore eylemleri -ki ben orada da bulundum- yine haftalarca sürdü, asker müdahale etti ama o bölgeye sıkışıp kaldı. Şu an baktığımızda eylemlerin olduğu bütün kentler Washington, Seattle, New York gibi Amerika'daki sosyal gelirin de göçlerin de yüksek olduğu, farklı kesimlerinin üst üste geldiği yerler. Sadece siyah kesimlerin olduğu yerler değil yani. Benim Washington'daki eylemlerden de gördüğüm kadarıyla Amerika'da liberal demokrat, orta kesim bu eylemlerde aktif bir rol aldı. Sadece halk olarak da değil bu yönlü medya da buna sahip çıktı. Bugün yaygın ya da merkez medya Amerika'da hala demokrat ve liberal kesimlerin elinde. Orta ve ortanın üstü sınıfın sadece eylemlere katılması değil aynı zamanda merkez medyanın da buna destek vermesi, eylemleri meşrulaştırdı. CNN olumlu şekilde haber yapınca normalde eylemlere gelmeyecek insanlar sokaklara indi. İlk başlarda eylem Siyahların daha çok öfkesiyle sokağa inmeseydi, şiddet ve bunun getirisi de beraberinde yaşandı. Ama özellikle daha sonra bu bahsettiğim kesimler de sokağa indi. Burada şu da var bu kesim biraz da Trump karşıtlığı üzerinden yaptı bunu. Daha önce Trump'a karşı bazı hamleleri oldu bunların. Sınırlamak, azil ettirme süreçleri gibi ama bunu başaramadılar ve bu beyaz, sistemin içerisindeki dediğimiz kesim biraz da bu politik çıkarlar için sokağa indi. Bu eylemleri öncekilerden farklı kılan en önemli şey bu bence.

Bu tabanın tek karşıtlığı Trump üzerinden mi şekillendi?

Aslında sadece Trump değil. Bu kesim biraz sistemin de kendine ait olduğunu düşünen bir kitle. Evet, Trump karşıtlığı önemli bir kıstas ama sistemdeki birçok mekanizmada sıkıntılar yaşandığını da gördüler. Çünkü bunlar kurumların da zarar görmesini istemiyor, onların sokağı çıkmasındaki motivasyon kaygıydı. Bence coronavirüsün de bu konuda önemli bir etkisi var çünkü bu kesimler ilk kez toplumun en alt tabakasındaki ile benzer sıkıntılarla yüzleşti. Normalde toplumun alt sınıfının yaşadığı gündelik krizleri ve sorunları bu kesim ilk kez yaşadı. Örneğin asla hiçbir şekilde markete gitmemiş, yani her şeyi online ortamda elde eden ya da yardımcılarıyla alan bu kesim, toplumun en alt tabakası ile aynı marketin sırasına girmek zorunda kaldı. Hem onlarla bu gündelik yaşam sıkıntılarını deneyimlediler hem de sistemin çalışmadığını ve çökebileceği korkusu ile yüzleştiler. Çünkü Amerika salgının başında en temel ihtiyaçları karşılayamadı ve afalladı.

Coronavirüsün yarattığı, sosyal yapıdaki sarsıntının da eylemlerde etkisi var yani?

Evet, bunda etkisi var çünkü Amerika ciddi anlamda sistem krizi yaşadı burada. Eyalet valisi ile federal hükümet arasında kavgalar çıktı. Normalde Trump hükümeti, yani federal hükümetin yapması gereken işler eyalet valilerine yüklendi. Yani hem merkezi düzeyde hem de gündelik yaşamda bazı şeylere ulaşım anlamında bir krizdi bu. Dolayısıyla bu kaygılar da bunu tetikledi. Bu insanlar başka şekillerde sistemi eleştirseler de sokak eylemlerini kendilerine açılmış bir alan olarak da gördü.

Peki, bu saydığınız etmenler ileride seçimlerde Trump'ı nasıl etkiler ya da etkisi olur mu?

Seçimlerde Trump'ı etkiler mi çok emin değilim. Bu konuda öngörü yapabilecek kişiler de çok emin değil. Ama evet, Trump bazı hatalar yaptı. Örneğin Trump'ın kiliseye giderek İncil'e eline alıp poz vermesi çok büyük bir tepkiye sebep oldu. Trump bunu pazartesi yaptı salı günkü eylemler daha da kalabalıklaştı. Trump aslında bu hareketi, kendi kitlesini organize etmek için yaptı. Ama Amerika'daki seküler siyaset, yani kilise ve devlet arasındaki ayrımi merkez siyasette de kabul görmüş bir nokta. Amerika'nın muhafazakârları da demokratları da bu ayrımı kabul eder. Hatta buna Cumhuriyetçi birçok senatör ve temsilci de karşı çıktı. Trump'ın bu kozu ters tepti. Amerika'nın çok ünlü Cumhuriyetçi simaları bile ertesi gün sokağa eyleme geldi. Ama Trump'ın geleceği neye bağlı dersek öncelikle Trump'ın geleceği kendisine bağlı değil diyebilirim. Bu biraz da Demokratların adayına bağlı. Demokratların adayı da Joe Biden. Trump'a karşı ne kadar güçlü bir aday olursa insanlar o anlamda bu kadar eğilim gösterir. Ama şunu da belirtmek lazım ki bu eylemlerin olduğu yerler Demokrat Parti'nin oy oranının yüksek olduğu noktalar. Örneğin Washington DC, Demokrat Parti'nin yüzde 80 oy aldığı bir yer. Asıl Cumhuriyetçilerin yoğunlukta olduğu yerlerde çok büyük sesler çıkmıyor ve şunu diyebiliriz ki Amerika'da bu şekilde bir ikiye bölünme durumu var. Bu birçok toplumsal hareketlilikte yaşandı, hatta Türkiye’de Gezide de oldu. Eğer bu eylemler politik olarak bir sonuç elde etmezse karşı tarafı mobilize etme durumu yaratıyor. Yani eylemlerin ilk gününde yaşanan çatışmalar ve şiddet o bahsettiğim diğer kesimi, yine Trump etrafında birleştirebilir. Böyle bir ihtimal de var çünkü medya bunu o dönem sıkça kullandı.

Yakın zamanda Sanders seçimlerde önemli bir kitle kazandı, özellikle genç bir kitle. Peki, o kitle şu anki eylemlerde nasıl bir rol oynuyor?

Bernie Sanders hareketi özellikle üniversitelerde ve kampüslerde çok ciddi bir ivme kazanmıştı. 30 yaş altı, genç bir hareket. Şimdi Coronavirüsle birlikte 40 milyon gibi bir rakama ulaşan işsizlik ortaya çıktı Amerika'da. Sanders ise şimdiye kadar çıkan adaylara göre daha sol- sosyalist bir söyleme sahip. Gençlerin Sanders'i sahiplenmesini en büyük sebebi, diğerlerinin onlara ciddi bir şey sunamamış olması. Çünkü bu gençlerin ailelerinden çok daha geri hayat koşullarına sahip olma ihtimali çok yüksek artık. Şöyle ki bu hareket hem genç hem de her yerde mobilize olma açısından güçlü. Öte yandan son seçimlerde Sanders hareketi şunu fark etti Demokrat Parti'nin içinde siyasetin bir limiti var. Aslında bu seçimler açısından Sanders çok daha güçlüydü birkaç eyalette öne geçti. Ama Siyah nüfusun yoğun olduğu Güney Karolina'da yüzde 17 gibi bir oy aldı. Biden burada öne geçti ve böylelikle avantaj kazandı. Ama Demokrat Parti de şunu biliyor, o da Sanders hareketi ile siyah hareketinin bir araya gelmeyeceği. O yüzden rahat davranabiliyor. Örneğin Demokrat Parti'nin bütün adayları Biden etrafında toplanarak Sanders'i geri plana atabilmek için birleşti. Bu, Demokrat Parti içinde, statüko dediğimiz şeydi. Bunu başardılar da. Ama Sanders hareketinin Siyah eylemini Amerikan merkezine taşıma gibi bir potansiyeli vardı, özellikle bu eylemlerde. Çünkü Siyahların bu eylemi genele yaymak gibi bir gücü yok ne yazık ki daha önceki eylemlerinde de gördüğümüz gibi.

Peki, neden birleşemezler ve Demokrat Parti’nin bu rahatlığının sebebi ne?

Siyah hareketler Sandersi’i fazla beyaz ve sol- sınıf eksenli siyaset yürütmek, ırk meselesine değinmemekten eleştirmişti. Sanders bunu belli oranda kabul etti. Öte yandan Siyah hareketinin de bir ittifak bulması gerekiyor bu durumda. Çünkü Siyah hareketi içerisinde de bölümler var. Bunların bir kısmı Demokrat Parti içerisinde, merkezi bir siyaset yapanlar. Siyahlardaki daha altta ve daha radikal gençlerin çıkardığı bir hareket de var tabii. Siyahlar arasında hem böyle sınıfsal hem de politik bir gerilim mevcut. Orta sınıf Siyahlar dediğimiz, 1960'lardaki sivil haklardan bu yana bir şekilde bürokraside yer alan bir kesim. Obama ile beraber çok daha güçlendi bu Siyah orta sınıfı ve Black Lives Matter radikalliğinden çekiniyorlar. Bana kalırsa Sanders hareketi ve Siyah hareket bir işbirliği yapabilirse Demokrat Parti içerisinde bile ciddi değişimlere sebep olabilecektir. Bu eylemlerden ortaya çıkabilecek en olası ve iyi sonuçlardan biri de bu olacaktır.

Orta sınıf Siyahların da Beyazların da aslında o radikallikten korktuğundan ve kendi gündemleri için sokağa çıktığından bahsettiniz. Öte yandan bugün Seattle'da bir özerklikten, eylemcilerin orayı büyük oranda ele geçirmesinden bahsediliyor. Bir yandan da köleliği meşrulaştıran bütün heykellerin ve simgelerin yıkılması söz konusu. Tüm bu gündem kaymasına rağmen bir yandan da bu hareketin olması ne anlama geliyor?

En başta bahsettiğim demokrat liberal ve orta sınıf zaten kendi söylemlerini ortaya atmaya çalışıyordu bu eylemlerle birlikte. Trump'ın kiliseye gitmesi ile birlikte merkez medyada tartışmalar tamamen ‘bir başkan kiliseye gider mi?’ etrafında şekillenmeye başladı. Sekülerlik tartışması başladı ve olay tamamen Black Lives Matter'dan koparıldı. Bence Amerikan merkez medyası, eylemcilerin radikal söylemleri ve eylemlerinden ziyade tartışmayı bu noktaya çekmeye çalışıyor. Ama Amerika'da Siyah sol- sosyalist hareketlerin hem geçmişi hem de kendine ait özel bir alanı var. Bu kesim de Trump karşıtı demokrat liberal kesimden kendini ayrıştırmaya çalışıyor zaten. Dolayısıyla hem heykellerin ve sembollerin kaldırılması hem de Seattle'daki direniş içerisinde, Gezi benzeri forumlarla da mücadelenin ne kadar ilerleyebileceği üzerine tartışmalar dönüyor. Bu protestoları ortaya çıkaran dinamikler, kendi eylem ve söylemlerini de bir taraftan sürdürmeye devam ediyor yani. Seattle ve sembollerin yıkılması da aslında bunun sonucu. Yani George Floyd’un kaza eseri polis tarafından öldürülmüş bir Siyah olmadığını, bunun sistem haline geldiğini hem eylemlerinde hem söylemlerinde bir tarafa oturtuyorlar. Irkçılığın tarihsel kökeni olduğunun farkındalar. Sadece Trump'a bağlamadan yapıyorlar bu köken tartışmasını. Örneğin bu hareketler ‘en bize en büyük kötülük Obama döneminde yapıldı’ diyor. Örneğin başta bahsettiğimiz Ferguson, Baltimore eylemleri zaten Obama döneminde yaşandı. Örneğin Obama döneminde sınır dışı edilen göçmenlerin sayısı şimdiye kadarki Amerikan başkanlarınınki arasında en yükseği. Polis bütçesinin artırılması ya da şu anda Siyah hareketinin tartıştığı bütün şeyler Obama eliyle yapılmış olanlar. Yani kendi taleplerini merkez siyasetten koparmaya çalışıyorlar. Yani sembollerin kaldırılması bugün öyle kaza eseri yapılmış bir şey değil, şimdiye kadar sol-sosyalistler arasında uzun yıllardır tartışılan bir konuydu zaten.