Yazar Cezmi Ersöz, AKP Hükümeti'nin ana akım medyayı sindirme politikasıyla, sindiremediði Kürt basınını ise tutuklamalarla engellemeye çalıştıðını belirterek okurlarına, 10 eylülde Ýstanbul'da görülecek duruşmaya da katılım çaðrısı yaptı. Ersöz, Kürt sorunuyla ilgili gelişmeler için de, "AKP bu politikalarında ısrar ederse her yer Şemdinli'ye, Beytuşşebap'a dönüşür" yorumunda bulundu.
ANF'ye konuşan Yazar Cezmi Ersöz, Kürt sorunu kapsamında artan hak ihlallerine dikkat çekerek, "Uzun dönemden beri bu denli hak ihlali yaşanmamıştı. Tabii, özellikle Kürt sorununa güvenlikçi yaklaşımın bir sonucunu görüyoruz. AKP'nin demokratikleşme niyetinin tamamen bir yalandan ibaret olduðu anlaşılmış durumda" dedi.
Kürt halkının demokratik haklarını hayata geçirmeye çalıştıðını, AKP'nin ise susturma, ezme politikalarını devreye koyduðunu belirten Cezmi Ersöz, bu tabloya sessiz kalanları da eleştirdi: "AKP'nin bu politikalarının sonucu olarak Kürt gazeteciler, muhalif gazeteciler tutuklandı. Ben, maalesef demokrat olduðunu iddia eden kimi Türk aydınlarını da çaresiz ve zavallı buluyorum. Onlar da, Kürtlere yönelik işleyen bu sindirme sürecine ortak oluyorlar. Kürtlerin ne istediðini, saðlıklı bir şekilde, içtenlikle düşünmeden hareket ediyorlar. Medya da sahibinin sesi durumunda. Oysa devlete karşı gelemeyen insan ne demokrattır, ne de başka bir şey. Bu suskunluk, bu tereddütler suça ortak olmanın bedelidir."
'KÜRTLERÝN BÜTÜN HAKLARI TANININCA BARIŞ OLUR'
AKP'nin 'sertleşen' politikalarına boyun eðilmesi husunda Ersöz, "Bu durum güvendiðimiz bazı insanları da içine alıyor. Sıkı duramıyorlar. Bu havaya kapılıyorlar. Oysa bu korku atmosferine teslim olmak zavallılık, çaresizliktir. Ne yazık ki aydınların, liberallerin bu havaya kapıldıðını görüyoruz" sözlerini de, ekledi.
Yazar Cezmi Ersöz, barışın iki halkın ortak iradesiyle olması gerektiðine deðinerek, şöyle devam etti: "Dayatmayla barış olmaz. Ýki halkın bir arada yaşamasını şimdiye kadar hep savundum. Ama şunu kabul etmeliyiz; Kürtlerin haklarının tamamıyla karşılanmasıyla, yani onurlu bir şekilde bir arada yaşam saðlanabilir. Ancak buna raðmen AKP, TRT 6 ile, seçmeli dersle 20 milyonluk Kürt halkını kandıracaðını sanıyor. Eðer gerçekten böyle sanıyorsa bu, kendi politikalarının iflası, sonu demektir. Bir halkın iradesini yok sayarak, onun gözünü boyayarak çözüm saðlanamaz.Bunları görmesi lazımdı, hükümetin."
'ASKERÝ OLARAK YENERÝZ' ANLAYIŞI TERK EDÝLMEZSE...
Ersöz, AKP Hükümeti'nin 'biz askeri olarak güçlüyüz, yok ederiz' anlayışında direttiðini kaydederek, "Ýşte tam da bu anlayış, bugün yaşanılanların sebebi. Devlet, AKP askeri çözümle kazanacaðını sandı. Oysa tek çözüm olarak gördükleri askeri yöntemler, yeni Şemdinli ve Beytuşşebap örneklerine yol açar. AKP böyle devam ederse her yer Şemdinli'ye, Beytuşşebap'a dönüşecek. Derhal bu anlayışın, inkarcı anlayışın terk edilmesi gerekiyor" ifadelerini kullandı.
'Ana akım medyanın hükümet baskısıyla gerçekçi ve cesur yayıncılık yapamadıðını' düşündüðünü söyleyen Cezmi Ersöz, bunun son örneði olarak Yıldırım Türker'in Radikal'den ayrılması hususunu işaret etti: "Yıldırım Türker'in yazısının yayınlanması, bana medyanın bir şeyleri saklamaya çalıştıðını bir kez daha hatırlatmış oldu. Çünkü Yıldırım Şemdinli'de yaşananları ve Kürtlerin çilesini anlatıyordu. Benzer örnekler de çok tabii."
'BÖLGEDE YAŞANANLARI ANA AKIMDAN DEÐÝL, KÜRT BASININDAN ÖÐRENÝYORUZ'
Ersöz, "Dolayısıyla Kürt basınının bugünlerdeki varlıðı çok önemli" diyerek, ekledi: "Ben asıl kırılmanın Roboski olduðunu düşünüyorum. Roboski'yi Kürt basını açıða çıkardı, ana akım medya ise saklamaya çalıştı. '90'larda da olurdu; köy yakılmalar, cinayetler yaşandıðında sadece Özgür Gündem'den okuyabilirdik. 2000'lere gelince de, bölgede yaşananlar Kürt basınının gelişmesiyle birlikte öðrenildi. Ben bugünleri '90'lara dönüş olarak görüyorum. Hükümet bizleri, herkesi tehlikeli bir sürece sokuyor. Psikolojik bir kopuşa doðru, ne yazık ki ilerliyoruz."
Yazar Cezmi Ersöz son olarak, Kürt gazetecilerin 10 eylülde Ýstanbul Çaðlayan Adliyesi'ndeki duruşmasına dikkat çekerek, "Orada olmaya çalışacaðım. Herkes orada olmalı. Kürt gazetecilerin, muhalif gazetecilerin durumu için kamuoyu yaratmaya çalışacaðız. Artık sessiz-suskun kalamayız. Çünkü özgür gazetecinin olmadıðı yerde, hiçbirimizin özgürlük şansı kalmayacak" dedi.