Erdoğan’ın akıbeti ne olacak? - Cahit Mervan

Erdoğan’ın akıbeti ne olacak? - Cahit Mervan

Türk cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan çok gergin. Hatta hiç bu kadar gergin olmamıştı. Bunun nedeni kan şekerinin yükselmesi değil, Kobanê Direniş. Çünkü direniş Erdoğan’ın hesaplarını alt-süt etti. Yaptığı gizli pazarlıklar elinde patladı. DAIŞ ile olan ortaklığı onu şimdi bir ahtapot gibi sarmış durumda.

O da içine düştüğü bu vahim durumun farkında. Bu nedenle kontrolsüz konuşuyor. Başına iş açacak, kendisini ele verecek cümleler kuruyor. İlk bakışta anlamsız gelen bazı önemli itiraflarda bulunuyor.

ERDOĞAN’DAN YAKAYI ELE VEREN İTİRAF

En son ABD’ye YPG’ye silah ve tıbbi yardım ulaştırdığı için sitem ederken, ‘Kobani için 2 günlük süreden bahsediliyordu’ diyor.  Yani birileri Erdoğan’a Kobanê’nin iki gün içinde düşeceğine ilişkin güvence vermiş.

O zaman soru şu: Kobanê için 2 günlük süre veren kim?

Türkiye’nin müttefiki ABD ve koalisyon güçleri mi?  Suriye sahasında cirit atan Türk istihbarat elamanları mı? Yoksa Erdoğan’ın sempatisini gizlemediği ve ortaklık yaptığı DAIŞ çetesi mi?

Bu şıklardan ilkini elemek zorundayız. ABD’nin Türk cumhurbaşkanına Kobanê iki günde düşecek güvencesi vermesi için elle tutulacak bir neden ortada yok. ABD’nin Kobanê karşısında ilk başlarda ilgisiz kalmasını buna yorumlamakta doğru değil.

Çünkü ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden’in Harvard Üniversitesi’nde yaptığı  konuşmanın yankıları halen devam ediyor.  Biden, çok net ve ikirciksi bir şekilde Türkiye’nin Suriye’de nasıl kirli ve kanlı işler çevirdiğini açıkladı.

Peki  ABD’nin iki numaralı ismi ne diyordu, bir kez daha hatırlayalım:

"Türkler, ki ABD’nin iyi dostu ve benim de cumhurbaşkanı ile arkadaşlığım eskiye gider, Suudiler, Birleşik Arap Emirlikleri…Esad’ı devirmeye o kadar kararlıydılar ki, temelde taşeronlar vasıtasıyla Sunni-Şii savaşına giriştiler. Ne yaptılar? Yüz milyonlarca dolar para ve binlerce ton silahı, Esad’a karşı savaşan herkese akıttılar. Ama desteklenenler El Nusra, El Kaide, dünyanın farklı yerlerinden gelen aşırılıkçı, cihadçı unsurlardı."

Bu açıklamaya birde Beyaz Saray sözcülerinin günlük olarak verdikleri basın brifinglerinde Türkiye’nin DAIŞ’e karşı oluşan koalisyon güçlerinin harekete geçmesini engellediğine ilişkin sitemlerini de eklemek gerekiyor.  

DAIŞ VE TÜRK İSTİHBARATI YANILTTI

Bu nedenle Erdoğan’a Kobanê iki günde düşecek diyenler Suriye ve  Irak’ta birlikte iş çeviren Türk istihbaratı ile DAIŞ çeteleridir. Zaten Erdoğan bu güven ve hava ile Antep’te yaptığı konuşmada, sevincini de gizlemeden ‘Kobanê düştü, düşecek’ diyordu.

Şimdi  bu gerçekleşmediği için kendi yakın dalkavukçu çevresinden başka hiç kimsenin iplemediği iddialarını tekrarlıyor.

Açık söylemekte yarar var. Türk cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan sadece yalan atmıyor. Gerçekleri karatmak için çaba sarf etmiyor. En çokta DAIŞ ile giriştiği maceranın detayları ortaya çıkacak diye telaş içinde. Bu telaşın verdiği korkudan dolayı bir an önce Kobanê’nin düşmesini ve DAIŞ çetelerinin işlerini tamamlamasını istiyor.  Çünkü katiller ordusunun ayak izleri de, parmak izleri de Erdoğan’ı işaret ediyor. 

DAIŞ çetelerinin Kobanê Direnişi karşısında başarısız kalması, ‘Kobanê’nin düşme meselesinin ilk başlarda bir-iki güne, sonra haftalara, şimdi ise aylara yayılmış olması en çokta Erdoğan’ı ürkütüyor, onu çileden çıkartıyor. Erdoğan bir an önce Kobanê’nin düştüğünü, orada direnen YPG-YPJ güçlerinin ve halkın imha edildiğini görmek istiyor.

ERDOĞAN KOBANÊ’DE AÇIKTAN KATLİAM İSTİYOR

Bu isteğini Erdoğan gizlemiyor. Her ne kadar bazı Türk ve Kürt dalkavuklarının Erdoğan’ın DAIŞ çetelerinden yana aldığı tutumu ve  Kobanê Direnişi’ne karşı duyduğu nefreti gizlemeye çalışsalar da, adam her gün onları tekzip edercesine bu isteğini tekrarlıyor.

Kısaca hatırlayalım:

Erdoğan DAIŞ çeteleri Şengal’de, Güney Kürdistan’da soykırım için harekete geçtikten ve Kobanê’ye karşı istila hareketi başlattıktan sonra ayağa kalkan dünyaya ateş püskürüyordu. Sabit bir demagojinin arkasına saklanarak, hatta saplanarak Dünya Ekonomik Formu’nun açılışında şunları söylüyordu:

"Ey dünya, IŞİD gibi bir terör örgütü çıkınca ayaklanıyorsun da, PKK gibi bir terör örgütü ortadayken niye ayaklanmıyorsun? Orada niye sesin çıkmıyor, ona karşı niye bir ortak mücadele verelim demiyorsun?"

Dünya amacına ulaşmak için her türlü vahşeti kendisine rehber edinmiş katiller ordusuna karşı bir şeyler yapmak için bir araya gelirken, o PKK bahane ederek, açıktan DAIŞ’e sahip çıkıyor, adeta ‘bırakın, adamlar başladıkları soykırımı tamamlasın’ diyordu. Dünyada, Kürtlerde, aklı ve vicdanını AKP havuzunda yitirmemiş Türklerde bu açıklamayı aynen böyle okudular.

Erdoğan dünyayı aldatamadı. DAIŞ karşıtı koalisyonun kurulmasını önleyemedi. Ancak DAIŞ’in Kobanê’yi kuşatması ve alması için her türlü desteği artırdı. Kürtlerin tepkisini aşağıya çekmek için sivillerin Pirsus’a geçişine izin verdi. Ancak Kobanê’nin kendini savunması için gerekli olan silah ve Ciziri bölgesinden güçlerini geçirmesi için koridor açmadı.  İstila hareketi başladığından buyana ‘ne kadar Kürt ölürse o kadar kardır ‘ mantığıyla hareket etti.

Ne dedi Erdoğan?

"Kobani düştü, düşecek…"

"Bizim için PKK de IŞİD de aynıdır…"

"PYD şu anda bizim için PKK ile eştir, o da bir terör örgütüdür…"

"PYD'ye yapacağınız yardımlar bir terör örgütüne gitmektedir. Şu anda PYD saflarında PKK'nın lider kadrosunda olup orada savaşan kişiler var…"

"İçerde sivil kalmadı…"

"Kalan 2 bin PYD'li içeride IŞİD'le savaşıyorlar. Onlar da terörist, onlar da terörist…"

Erdoğan’ın son iki ay içinde yaptığı bütün konuşmaları bir taraf bırakabilirsiniz. Ancak şu son cümleyi bir kez daha dikkatlice okuyun lütfen.
 
"Kalan 2 bin PYD'li içeride IŞİD'le savaşıyorlar. Onlar da terörist, onlar da terörist…"

Adam açıktan kendi değimiyle ’’2 bin PYD’linin’’ DAIŞ çeteleri tarafından öldürülmesini arzuluyor. İstiyor. Açık ve net konuşuyor. Hiç kimse bu lafları evirip, çevirmesin. Erdoğan onu değil, bunu demek istedi türünden bir gevezeliğe ve demagojiye girişmesin.

Elbette ki, Erdoğan’ın Kürtlerin kanına susamış şekilde konuşması ve DAIŞ’le aynı safta yer almasının günümüzün real politik parametrelerle bir alakası yok. O bir çılgınlık anı yaşıyor.  Bu çılgınlık ve Kürt kanına susamışlığın görünen iki nedeni var:

Bir: Kürdistan Özgürlük Hareketi’ne diz çökertemedi, onu tasfiye etmekte başarısız kaldı ve giderekten çözüm sürecinde kurduğu kumpasa kendisi düştü.

İki: DAIŞ ve diğer çetelerle Suriye ve Irak sahasında iç içe girdi. Onlarla ortak operasyonlara imza attı. Rehine olayında olduğu gibi danışıklı bir takım numaralar çevirdi. Türkiye’yi DAIŞ için en sağlam üst ve lojistik alan haline çevirdi. DAIŞ’la yapacağı çok iş, çevireceği çok numara varken, o gelip Kobanê’de saplanıp kaldı.

Kobanê Erdoağn’ın bütün hayallerini alt üst etti. Sinirlerini gerdi. Kan şekerinin fırlamasına neden oldu.

Çünkü!

Kobanê düşmedi ve düşmeyecek. Erdoğan dünyada PKK, PYD ve Kürt güçlerini kriminalize etmeyi başaramadı. Kendisini ve nede kanlı senaryolarını ise çözüm sürecinin arkasına gizleyemedi.  

Erdoğan Çankaya’ya ‘kral’ oldu, olmasına ama o masallardaki gibi dalkavukları tarafından en güzel elbiselerle giydirildiğini düşünen ‘çıplak kral’ oldu.

BAĞDADİ-ERDOĞAN ANKETLERDE AT BAŞI GİDİYOR

Şimdi bütün dünya Erdoğan’ın sadece yaman bir DAIŞ taraftarı olduğunu düşünmüyor.  Onun, u kanlı ve barbar örgütün lideri olduğunu düşünenlerin sayısı her geçen gün artıyor. Bunu test etmek çok kolay.  Dünyanın herhangi bir sokağında insanlar şu soruyu sorsunlar:

"’DAIŞ’in  lideri  kimdir?’’

Türk cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın DAIŞ’in ’Emiri’ Ebu Bekir Bağdadi’den daha fazla yüzde yakalayacağına emin olabilirsiniz.

Evet. Kobanê düşmedi. Düşmeyecekte. Erdoğan’ın o çok istediği 2 bin PYD’lide ölmeyecek. Ama dünyada IŞİD lideri olarak algılanan Erdoğan’ın akıbeti ne olacak, işte orası belli değil.

Kim bilir?

Belki de  Bağdadi ile birlikte DAIŞ’in katliamlarına yardım ve yataklık yaptığından, Kobanê halkının kendisini savunma hakkına engel olduğundan dolayı  uluslar arası bir mahkemede yargılanacak.

Kim bilir, bu işler hiç belli olmaz. Tarih ne kanlı tiranlar gördü: Ayağından asılanı da, bir kuyudan çıkarılanı da, mezarda yargılananı da…