Erdoğan, Alpay ve Kaya özgürlüğüne kavuştu
Özgür Gündem davasında yargılanan gazetenin Yayın Danışma Kurulu üyeleri yazar Aslı Erdoğan ve dilbilimci Necmiye Alpay özgürlüğüne kavuştu.
Özgür Gündem davasında yargılanan gazetenin Yayın Danışma Kurulu üyeleri yazar Aslı Erdoğan ve dilbilimci Necmiye Alpay özgürlüğüne kavuştu.
Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi’nden tahliye olan kapatılan Özgür Gündem Gazetesi Yayın Danışma Kurulu üyeleri yazar Aslı Erdoğan ve dilbilimci Necmiye Alpay büyük coşkuyla karşılandı. Sevenleriyle kucaklaşan Erdoğan ve Alpay serbest bırakılmaları için her hafta özgürlük nöbeti tutanlara teşekkür etti. Necmiye Alpay, “Buradaki nöbetler sebebiyle kendimizi cennette sandık” derken, Aslı Erdoğan, “4.5 ay önceki Aslı'ya göre hayata daha bağlıyım” dedi.
‘NÖBET SEBEBİYLE KENDİMİZİ CENNETTE SANDIK’
Özgür Gündem Gazetesi davasını ilk duruşmasında tahliye olan yazar Aslı Erdoğan ve dilbilimci Necmiye Alpay büyük bir coşkuyla karşılandı. Tahliye haberini alır almaz cezaevi önüne akın eden onlarca kişi, yağan yoğun yağmura aldırmadan saatlerce halay çekip, Erdoğan ve Alpay’ın çıkmasını bekledi. Alkışlar eşliğinde cezaevinin ana kapısından çıkan Necmiye Alpay, yakınlarının ve sevenlerinin sıcak kucaklaşmasıyla karşılandı. Şaşkınlığı ve mutluluğu yüzünden hissedilen Alpay, burada basına yaptığı açıklamada, cezaevinde tutsakların tutuldukları koşulları: "Burası en kötü cezaevi değil. Ama karşılaşılan basınçla kötü bir yere doğru gidiliyor. Dolayısıyla burayı hepimiz gündemimizde tutalım Dolayısıyla burayı hepimiz gündemimizde tutalım. Haftada bir de olsa buradaki nöbeti devam ettirmeye çalışalım” dedi. Tahliye edilmelerinin ilişkin, “Tahliye edildik. Olması da gereken buydu” diyen Alpay , “Buradaki nöbet sebebiyle kendimizi cennette sandık. Türkiye'nin her tarafına seslenen bir nöbet hepinizle gurur duyuyorum" diye konuştu.
‘GİTMEK SON SEÇENEK !’
“Özgür basın susturulamaz” sloganları eşliğinde karşılanan Aslı Erdoğan ise böyle bir süreçte tahliye olmanın kendisini için bir sürpriz olduğunu ifade etti. Türkiye’deki giderek yoğunlaşan baskıları Amok koşusuna benzeten Erdoğan, “Mutlu değilim. Mutlu bir son ama bu gidişle ya onun için ya öbürü için o cezaevinden bu cezaevine gitmeye devam edeceğiz” dedi. Yurtdışına gidip gitmeyeceğine ilişkin soruyu “Çok zorda kalmadıkça yurtdışına gitmek istemem zaten şu an yurtdışına çıkış yasağım da var” diye cevaplayan Erdoğan, “Gideni de suçlayamayız, kalanı da suçlayamayız. Gitmek son seçenek. Yurtdışı ya da Avrupa'da yaşamak gibi bir özlemim yok. Ama insan boğazına bıçak dayandığında şarkı söyleyemiyor. Bu şartlarda edebiyat yapılır mı bilmiyorum” biçiminde yanıtladı.
‘4,5 AY ÖNCEKİ ASLI’YA GÖRE HAYATA DAHA BAĞLIYIM’
Cezaevinde kaldığı 4.5 ayı değerlendiren Erdoğan, cezaevi ortamının kendisi için önemli bir deneyim olduğunu belirti. Erdoğan, “Çok banal bir cümle ama girenle girmeyen birbirini anlamaz. Belki de iyi bir deneyim egonuzun sivri yanları törpüleniyor.4.5 ay önceki Aslı'ya göre hayata daha bağlıyım. Birinci tahliye şokundan sonra kendimi aylarca, yıllarca kalmaya şartlandırmıştım. Bugün de tahliye olurken sanki son anda bile gelip ‘yanlışlık oldu’ deyip geri durduracaklarmış gibi hissettim. 4 buçuk ay içerde düşündüm ‘Neden beni aldılar?’ sorusunun cevabını bulamadım. Ben hala yanlışlık olduğunu düşünüyorum herhalde başka biriyle karıştırdılar” dedi.
‘BİR GÜVERCİN ÖLDÜRMEK BİR ŞAHİN ÖLDÜRMEKTEN DAHA AZ TEPKİ ÇEKER’
“Entelektüel çevrelere gözdağı vermek amacıyla hedef alındığınızı düşünüyor musunuz” sorusunu ise Erdoğan şöyle cevapladı: “Siyaseten özellikle Kürt meselesinde kendimi asla önemli bir figür olarak görmedim. Sadece Özgür Gündem gazetesinde değil diğer bütün gazetelerde de yazan en yumuşak kalemlerden biri olarak kendimi görüyorum. Ya da ben kendimi öyle görüyorum. Hala düşünüyorum cevap bulamadım belki bir yanlışlık belki gerçekten arkasında bir anlam vardır. Ama bir güvercin öldürmek şahin öldürmekten daha çok tepki çeker ya insanlar da ‘Bu kadın da hapse girdiyse biz ne olacağız?’ diye düşünmüş olabilirler. Çünkü politik kimliğimle tanınmadığım gibi edebiyatçı, yazar kimliğim ile tanınan biriyim diye düşünüyorum” şeklinde konuştu.
‘TOPLU ÇILGINLIK HALİ OLARAK GÖRÜYORUM’
Kapatılan Özgür Gündem Gazetesi Yazıişleri Müdürü İnan Kızılkaya’nın tahliye edilmemesine ilişkin üzüntülerini ifade eden Erdoğan, “İnan Kızılkaya meselesini daha çok hukuka çekmeye çalıştılar çünkü sorumlu yazı işleri müdürü. Çünkü dosya çok ağır. Akıl almaz bir süreç akıl almaz uygulamalar. Herhalde korkutmak ve herkes her an hapse girebilir hissiyatı yaratmak istiyorlar. Çok çok üzücü bir durum. Toplu çılgınlık hali olarak görüyorum, bu böyle gitmez. İktidar bir Amok koşusunda ve duramayacağı bir noktaya geldi sanki. Durursam ipin ucu kaçar diye mi korkuyor ben gerçekten anlayamıyorum” dedi. Erdoğan, gazeteci Ahmet Şık’ın gözaltına alınmasına ilişkin de şöyle konuştu: “Basını, entelektüelleri niye bu kadar ciddiye alıyor? Aslında bizi serbest bıraksa kolayca etkisiz hale getirebilir. İlla faşizan yöntemlerle basın susturulamaz, birçok yöntemi var ama darbe dönemine benzer bir dönemden geçtiğimiz aşikar. ‘Kim olursan ol herhangi bir güvencen yok, hapse atılabilirsin’ fikrini yaratmaksa amaçları bence başardılar. Binlerce insan bana destekte bulundu hayal bile edemezdim bu desteği.”
Cezaevinde birbirinden değerli kadınlarla tanıştığını aktaran Erdoğan, “Bir yarım cezaevinde kaldı” dedi.