Elvan davası: Siyasi iktidar delil karartıyor!

Berkin Elvan’ın katledilmesine ilişkin görülen duruşmada, yeni bilgiler ortaya çıktı. Olay görüntülerinin Okmeydanı’nda grup şefi olan Yusuf Uyanık’a izletilmediği anlaşıldı. Avukatlara göre siyasi iktidar delil karartıyor.

Gezi direnişi sürecinde Okmeydanı’nda polisin attığı biber gazı fişeğinin başına isabet etmesi sonucu ağır yaralanan ve 269 gün yoğun bakımda kaldıktan sonra hayatını kaybeden Berkin Elvan’ın öldürülmesine ilişkin davanın 9. duruşması, Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi 17. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.

Berkin Elvan'ın annesi Gülsüm Elvan, babası Sami Elvan ile avukatları hazır bulunduğu duruşmaya, sanık polis Fatih Dalgalı Van’dan Sesli ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katıldı. Duruşma, HDP Milletvekilleri Dilşat Canbaz, Oya Ersoy, Ahmet Şık, CHP İl Başkanı Yardımcısı Saniye Yurdakul ve çok sayıda kişi tarafından takip edildi.

Tanık beyanlarıyla devam eden duruşmada, sanık Dalgalı ile aynı birlikte çalışan ve üç maymunu oynayan polislerin birbirini yalanlayan ifadeler vermesi dikkat çekti

‘O GÜN GAZ FİŞEKLERİNİ ZİMMETSİZ ALDIK ! ‘

Mahkeme huzurunda ilk ifadesi alınan dönemin ZET’çi polisi Davut Arslan, olay günü Okmeydanı’nda olmadığını, başka bir birimden çalıştığı için de sanık Fatih Dalgalı’yı tanımadığını iddia etti.

ZET’çi tüfeğini eğitimde gösterildiği şeklinde havaya doğru 45 derece açı ile kullandıklarını öne süren Aslan, “ Ayaklara zarar verebileceği için tüfeği yere doğru ateşlemiyorduk; duvara sekerek şekilde de kullanmıyorduk” dedi.

Elvan Ailesinin avukatı Çiğdem Akbulut’un, “ O gün gaz fişeklerini depodan zimmetle mi aldınız ?” sorusuna Aslan, “Hayır mühimmatımız bittiği için zimmetli almadık çok yoğunduk” yanıtını vermesi dikkat çekti.

BİRBİRİNİ YALANLAYAN İFADELER

SEGBİS ile dilenen tanık polis Ali Çiçek ise, Aslan’ın Gezi olayları boyunca ZET tüfeklerini hep havaya doğru 45 derece açı ile kullandıkları beyanını yalanladı. Çiçek, gazları hiçbir zaman havadan doğru kullanmadıklarını hep aşağı doğru ateşlediklerini söyledi.

2 YIL AYNI BİRLİKTE ÇALIŞTILAR AMA TANIMIYOR

Tanık polis İsmail Saltuk, iki yıl aynı birlikte çalışmasına rağmen sanık polis Dalgalı tanımadığını iddia etti. Grup şeflerini, amirlerini de tanımadığını ileri süren Saltuk, “Fatih Dalgalı ile birlikte çalışmış olabilir hatırlamıyorum. Grupta kimlerin gazcı olarak çalıştığını hatırlamıyorum. Olay günü nerelerde çalıştığımı ise hatırlamıyorum” demesi dikkat çekti.

ANNE ELVAN’DAN TEPKİ: İŞTE ŞEREFİNİZ BU KADAR

Tanık polislerin üç maymunu oynamasına daha fazla dayanamayan Gülsüm Elvan, “Namusunuz ve şerefiniz üzerine yemin edip yalan söylüyorsunuz. İşte şerefiniz bu kadar katiller” diye tepki göstererek duruşma salonundan çıktı.

BABA ELVAN’DAN HAKİME : YÜZÜNÜZE BAKA BAKA YALAN SÖYLÜYOR

Eşi durulmadan çıktıktan sonra söz alan Sami Elvan polislerin göz göre göre yalan beyanda bulunduğunu vurguladı. 1986 tekstil atölyesinde beraber çalıştığı 40 kişinden 10’unun ismini bugün bile sayabileceğini belirten Elvan, mahkeme hakimine şöyle seslendi: “İnsanları kandırmayalım. Sizin yüzünüze baka baka yalan söylüyor; siz buna nasıl inanıyorsunuz? 2 yıl sanık ile beraber çalışmış ama tanımıyor. Bir de şerefi ve onuru üzerine yemin ediyor. Bizi bir kere daha bu şekilde mağdur etmeyin, bunlar yalan söylüyor. Yüreğim yanıyor. Sizlerin görevi adalet dağıtmak, ben ise adalete açım.”

YALAN BEYANDAN SUÇ DUYURUSU OLUŞTURULMALI’

Dinlenen diğer bir sanık polis Sertaç Hardal Dalgalı ile birlikte çalıştığını fakat sadece sima olarak tanıdığını belirtti. Gezi olayları esnasında grup şefi olduğunu belirten Hardal, olay günü Okmeydanı’na gitmediğini, Fatih Dalgalı’yi hatırlamadığını iddia etti.

Elvan ailesinin avukatlarının, “Dalgalı’nın fiziki özelliklerini tarif edebilir misiniz?” sorusuna Hardal, “Şahsın eşkal bilgilerini veremem. Hatırlamıyorum” diyerek cevap verdi. Bunun üzerine avukat Can Atalay, yalan tanıklığın suç olduğunu tekrar hatırlatarak, suç duyurusu oluşması talebinde bulundu.

‘ZET’Çİ POLİS FATİH ABİYDİ’

Tanık polis Taner Girik SEGBİS ile duruşmaya bağlandı. Tanık Girik’e Dalgalı’yı tanıyıp tanımadığı sorulması üzerine “Birlikte çalıştığım birlikten tanıyorum. İfadem idari büromuzda alınmıştı. İdari soruşturma başlatılmış olabilir abimiz hakkında, ondan ifade verdim diye hatırlıyorum. Bu grupta bir buçuk yıl çalıştım. Olayın gerçekleşti gün, Gezi olaylarında o grupta görev yapıyordum. Gezi olayları bittikten sonra Mecidiyeköy de görev yapıyorduk ama Okmeydanı’nda sıkışıklık olunca o bölgeye geçtik. Üst geçitte görev yaptık ara sokaklara gittiğimi hatırlamıyorum. ZET’çi olarak Fatih abimiz vardı başka kim vardı hatırlamıyorum. Yusuf Uyanık şefimizdi. Ben robokop olarak görev yapıyordum. Birim amirinin talimatı ya da ilçe emniyet amirinin talimatı ile hareket ediyorduk. Fatih Dalgalı abimiz sadece köprüden ZET silahını kullandı. ZET’çi kişi Fatih abi olduğu için çok uzaklaştığını hatırlamıyorum. Görüntülerde izlediğim kişiyi Fatih abiye benzetemedim” ifadelerine yer verdi.

Tanık polis Taner Yirik ise sanık Fatih Dalgalı’ya “abim” diye hitap ederek beyanda bulundu. Mahkeme başkanının, “Daha önce ifade verdiniz mi?” sorusu üzerine Yirik, “Çevik kuvvette ifade verdik. Bu ifade abimiz hakkında idari soruşturma olduğu için alınmış olabilir” dedi.

Gezi olaylarında Mecidiyeköy civarında görev yaptıklarını aktaran Yirik, “Okmeydanı’ndaki grup sıkışınca oraya geçiyorduk. Fatih abimiz grubun ZED’çisiydi. Grup amirimiz Yusuf Uyanık’tı. Robocop polisiydim. Fatih abi ZED silahı kullanıyordu. Grupta tek ZED’ci Fatih abiydi. Gruptan ayrılmadı. Görüntülerdeki kişi Fatih Dalgalı değil” diye konuştu.

Avukat Çiğdem Akbulut’un Dalgalı’nın telefonunun Okmeydanı ara sokaklarından sinyal verdiği hatırlatması üzerine Yirik, 300 metre mesafede ETS kaydının tespit edilemeyeceğini beyan etti.

‘GRUBUMDA YER ALANLARI HATIRLAMIYORUM’

Berkin Elvan’ın vurduğu gün Okmeydanı’nda grup şefi olarak görev yapan tanık Yusuf Uyanık da ekibinde olan Dalgalı’yı tanımadığı iddia etti. Uyanık, “Dalgalı’yla 5-6 ay beraber çalıştık. Grup konserinin kim olduğunu hatırlamıyorum. Dalgalı’nın görevinin ne olduğunu hatırlamıyorum. Gezi olaylarında aralıksız olarak çalıştığımız için kimle nerede çalıştığımızı hatırlamıyorum. Ben grubun nizamından sorumluydum. Komiserden aldığım talimatı uyguluyordum” dedi.

Tanık Uyanık’ın beyanları üzerine Avukat Çiğdem Akbulut, duruşmaya katılmadan önce dava ile ilgili fikir sahibi olup olmadığını sordu bunun üzerine Uyanık, “Bu dava ile ilgili hiç bir şey düşünmedim” dedi.

İzletilen görüntülerin daha emniyet tarafından spor salonunda izletildiğini hatırlatan avukat Akbulut’a sanık Uyanık izlemediğini belirtti. Bunun üzerine avukat herkese izletilen görüntüler daha önce grup şefi görüntüleri izlemediğini iddia etmesi yalancı tanıklığın göstergesi olduğunu belirterek delil karartma girişimi olduğunu söyledi.

‘İÇİŞLERİ BAKANLIĞI TARAFINDAN DELİL KARARTILMAK İSTENİYOR’

SEGBİS aracıyla dilenen tanık polislere karanlık salonda teşhis yaptırılması görülen duruşmada dikkat çeken önemli hususlardan biriydi. Tanık ifadelerinin ardından savunma yapan Avukat Can Atalay, bu hususa şöyle dikkat çekti:

“Bu yargılamada esaslı usuller bir kez daha ortaya çıktı. SEGBİS ile teşhis yapılan bir sanık var. Karanlık bir salonda yer alan bir sanık teşhis edilmeye çalışılıyor. Bu bile olayın nasıl ilerlediğini gösterir. SEGBİS bu yargılamada kurucu unsuru haline gelmiş durumda. Emniyet ısrarla şunu yapıyor sanık olacağı anlaşılan polisi en uzak ile tahin ediliyor. İçişleri ve adalet Bakanlıklarının seçtiği koşullarda yargılama yapılmaya çalışılıyor.” Bu dosyada siyasal iktidarın taraf olduğunun açıkça görüldüğüne işaret eden Atalay şunları kaydetti: “Yusuf Uyanık’ın sanık olması gereken yerde tanık konumunda İçişleri Bakanının nasıl müdahil olduğunu görebiliyoruz. Fatih Dalgalı‘nın ara sokaklara girmediğini söyleyen tanık baz istasyonunun aynı yerden sinyal verebileceğini belirtiyor. 300 metrelik bir parkta Fatih Dalgalı’nın içeri girdiğini ama bunu bize söylemeyeceğini beyan etti. Taner Yirik, Fatih Dalgalı ya abi diyor ama görüntülerde hatırlamıyorum diyor. Yusuf Uyanık söylenen yalanlara inanmamızı bekliyor. İçişleri Bakanı birinci derece sorumlu polise görüntü izletilmeyerek delil karartıyor. Diğer ihtimal ise izletilmiş ama üstü örtülmeye çalışılıyor. Sanık durumunda olma ihtimalinde olduğu için hatırlamıyorum diyerek üstü kapatılıyor. Tanıkların ifadelerinde bir kez daha ortaya çıktı ki delil karartma söz konusu. Bir katil beş senedir elini kollunu sallayarak geziyor. Taş olsa böylesi bir adaletsizliği karşısında çatlar.”

‘DURUŞMA 10 OCAK’A ERTELENDİ’

Atalay ardından söz alan avukat Çiğdem Akbulut, cinayetin sorumluları abi olarak nitelendirildiğine işaret ederek, “ Bu duruşmada da belli oldu ki katilleri devlet koruyor. Duruşma başladığından bu yana dinlenen polis memurları birbirini yalanlıyor. Tanıkların ifadeleri birbiri ile çelişiyor. Taleplerimiz dikkate alınmıyor ama özellikle görüntülerin incelenmesi hususunda yer alan dosyanın Ulusal Kriminal Büro’ya gönderilmesini istiyoruz” ifadelerini kullandı.

Duruşma dinlenmeyen tanıkların dinlenmesine, Adli Tıp Kurumu ve Ulusal Kıliminal Bürosu’ndan rapor alınması taleplerinin incelenmesi üzerine 23 Ocak 2019 saat 10:00’a ertelendi.

‘BEN YILMAYACAĞIM ELİMDEN NE GELİYORSA YAPACAĞIM’

Duruşma sonrası Çağlayan Adliyesi önünde açıklama yapıldı. Burada konuşan baba Sami Elvan, tanıkların yalan ifade verdiklerini vurgulayarak "Bir kez daha yalan ifadelere tanık olduk. Birlikte çalıştıkları arkadaşlarını tanımıyorlar. Ben adalete açım. Benim gibi milyonlarca insan adalete aç. Ama ben yılmayacağım elimden ne geliyorsa yapacağım" dedi.

AVUKAT CAN ATALAY: GEZİ BU ÜLKENİN UMUDUDUR !

Elvan'ın avukatlarından Can Atalay da siyasi iktidarın İçişleri Bakanlığı yoluyla delil karartmak için her türlü yola başvurduğunu bir kez daha gördüklerini kaydetti. Gezi direnişinin adalete aç olan milyonların kitlesel itirazı olduğunu ifade eden Atalay, bu itirazın aradan 5 yıl geçtikten sonra herhangi bir suç ile ilişkilendirilemeyeceğini vurguladı. İnsanların sadece söyledikleri sözler yüzünden ifadeye çağrıldığını ancak bir katilin ve amirlerinin bir tek gün bile tutuklu kalmadığını hatırlattı. Atalay, "Gezi bu ülkenin umududur, Berkin de Gezi'nin çocuğudur" dedi.

‘BİR KATİLİN TUTUKLANMAMASI KABUL EDİLİR DEĞİL’

Elvan'ın avukatlarından olan Çiğdem Akbulut ise kendilerine getirmeleri için verilen sanık Fatih Dalgalı'nın her celsede tutuklanmasını talep ettiklerini ancak tutuklanmadığına dikkat çekti. Bugün dinlenen tanıkların beyanlarıyla birlikte bir kez daha nasıl yalan söylendiğini gördüklerini ifade eden Akbulut, avukatların karakollarda, adliyelerde davalarını takip ederken tutuklandıklarını dolayısıyla bir katilin tutuklanmamasının kabul edilebilir bir şey olmadığına işaret etti. Devletin amirleriyle, şefleriyle, polis memurlarıyla çizdiği birbirlerini koruyan bu resmin sona ermesini istediklerini vurguladı.