'Efrîn halkı topraklarını savunmak için hazır'

Suriye Demokratik Kürt Birliği Partisi Sekreteri Mıhyedin Şêx Ali, Türkiye'nin saldırı planına dikkat çekerek, "Efrîn halkı kendi topraklarını savunmak için hazır. YPG ve YPJ güçleri ile birlik içinde mücadeleye hazır" dedi.

Suriye'de bulunan Demokratik Kürt Birliği Partisi Sekreteri Mıhyedin Şêx Ali, ANF Arapça servisinin sorularını yanıtladı...

Uluslararası alanda Suriye'de çözüm bulunması için birçok girişimde bulunulmakta. Demokratik Kürt Birlik Partisi'ne göre bütün bu girişimler neyi işaret etmektedir?

Arap ülkeleri ve Türkiye'nin son zamanlarda İslam şemsiyesi altında örgütlenmiş olan örgütlere verdikleri destekleri azalmış durumda. Görüntüde de bütün taraflar şimdi Suriye'de yaşanan krize bir çözüm bulunması noktasında hemfikirler. Bunun da Birleşmiş Milletler nezdinde yapılması isteniyor. Kuşkusuz daha ilk baştan bu kriz durumunun aşılması için biz mücadele veriyorduk.

Bu durum kendisi ile birlikte Suriye'de şiddetin önünü de alacaktır. Devlet kurumları tekrardan rollerini oynayacaklardır. Fakat bazı karanlık güçler hâlâ korkuyu hakim kılmak istemektedirler. Yalnız kalmış kurtlar gibi şehirlerde ve sivil insanların arasında intihar saldırıları yapmaktadırlar. Bu yönelimler barışın önünü almakta ve kaos yaratmaktadır. Böylesi yönelimler tüm Suriye halkları açısından kabul edilemezdir.

'TÜRKİYE KAYGI VERİYOR'

Rusya, Türkiye ve İran arasında yapılan görüşmeler sonucunda, güvenli bölge çerçevesinde anlaşmaya gidildi. Fakat bu bölgeler Suriye topraklarında bulunmakta. Sizce bu ilişkiler nasıl devam edecek?

Türkiye'nin İdlib'e bağlı köylere yerleşmesi bölgede kaygı verici olarak ele alınıyor. Türkiye'nin özelikle Cerablus ve Ezaz'da oluşturduğu koordinasyon merkezi ile Efrîn'e yönelme planları içinde olması ve ileriki dönemde Halep'e yönelmesi kaygı verici olarak görülmektedir. Özelikle Türkiye'nin El Nusra ve El Kaide'ye bağlı diğer örgütler ile ilişkileri ve bu ilişkilerin İdlib'de daha fazla güçlenmesi bölge halkı açısından kaygı vericidir.

Türkiye'nin bütün bu girişimleri Rusya ve İran ile yapılan güvenli bölge anlaşması şemsiyesinde geliştirilmekte ve bu da Suriye'nin tekrardan siyasi bir çözüm ile inşası için engel teşkil edecektir.

'EFRÎN HALKI KENDİNİ SAVUNMAYA HAZIR'

Türkiye'nin Efrîn'e yönelimleri hangi aşamada? Nasıl senaryolar yapılarak Efrîn işgal edilmek isteniyor?

Türkiye'nin Efrîn'e yönelik tehditleri Türk devletinin en üst yönetimi tarafından yapılmaktadır. Şu an yapılmak istenen korku yaratmak ve herkesi duyarsız kılmaktır. Efrîn köylerine yönelik her gün bombardıman ve uçaklar ile tacizler yapılmaktadır. Bununla birlikte AKP ve MHP'ye bağlı medya kurumları çarpıtarak bilgi kirliliği yapmaktadırlar. Sanki Türkiye Efrîn'e yönelir ise Türkiye'de yaşanan kriz son bulacakmış gibi yansıtmaktadırlar. Efrîn halkı korkmadan kendilerini savunmak için bir hazırlık içinde. Efrîn halkı kendi topraklarını savunmak için hazırdır. YPG ve YPJ güçleri ile birlik içinde mücadeleye hazırdır.

Fakat Türkiye devleti tekrardan radikal örgütleri yeniden canlandırma çabası içindedir. Özelikle Artêşa Azad, Hêzên Şoreşger, Birlik Güçleri adı altında bu güçleri Efrîn bölgesine yerleştirmek istemektedir.

Türkiye'nin Efrîn'e yönelme çabası artık gizli bir şey değildir. Uluslararası güçler ve devletler bunu açıktan görmektedirler. Efrîn halkı da kendi topraklarını korumak için haklı olduklarını ve mücadeleyi güçlü bir şekilde yürüteceklerinin kararlığı içindedirler. Türkiye'nin yapmış olduğu projenin Efrîn'de çökeceği de aşikardır.

Şu an Dêra Zor çevresinde QSD güçleri ve şehir merkezinde ise Rejim güçleri bulunmakta. Sizce bu iki güç arasında önümüzdeki dönemde bir çatışma yaşanır mı?

Bildiğim kadarıyla hiç bir zaman QSD güçleri Rejim güçlerine karşı bir yönelim içine girmemiştir. QSD'nin esas hedefi DAİŞ vb. örgütlerin bölgeden temizlenmesidir. Bölgedeki çıkarlar ve dengeler çerçevesinde şimdiye kadar da bu iki güç arasında çatışma yaşanmamıştır. Bütün bunları, Rejim güçleri içinde bulunan bazı sorumlulara kulak vermeden söylemeyi doğru buluyorum.

SEÇİMLER

Federal Seçimler hakkında ne düşünüyorsunuz? Bir de Rejim, 'Suriye Muhalefeti' ve ENKS gibi güçlerin federal seçimlere ilişkin yorumlarını nasıl değerlendirirsiniz?

1 Aralık'ta federal seçim yapıldı. Bu seçimlere Kuzey Suriye'de yaşayan bütün halkların katılımı sağlandı. Yapılan bu seçime saygı bir görevdir. Genel anlamda başarılı geçti. Seçme ve seçilme hakkının bir şekilde oturması için böylesi bir seçimin yapılması anlamlıdır. Böylelikle merkezi olmayan federal yönetim tarzını da gündeme getirmiştir.

Seçim sürecinde boykot kararı ile yaşanan durumun önünü almak isteyenler, güçleri zaten olmadığından kendileri kaybettiler.

Seçim sonuçlarını nasıl ele alıyorsunuz? Sizin önümüzdeki süreçte federasyon yönetimine ilişkin nasıl projeleriniz olacak?

Efrîn, Kobanê ve Cizre Kantonlarında on binlerce insan oylarını Demokratik Kürt Birliği Partisi'ne verdiler. Partimiz Suriye Kürtleri Ulusal İttifak Listesi'nde seçimlere katıldı. Biz gizli şeyler söylemiyoruz, bizim arkadaşlarımız büyük oylar toplamak peşinde olmadılar, daha çok amacımız, yapılan seçimlerin başarılı bir şekilde sonuca ulaşması olmuştur.

Biz çalışmalarımızı devam ettiriyoruz. Programımızı Kürtçe ve Arapça olarak çeviriyoruz. Bölgede yaşayan bütün sempatizanlarımıza ve halkımıza ulaşmak için de her yerde programımızın baskısı yapılmakta ve ulaştırılmaktadır.

Bizler merkezi olmayan federal sistemin önemli bir bileşeniyiz. Suriye'nin durumuna göre, çok renklilik ve eşitlik bunun göstergesidir. Amacımız, birlik içinde topraklarımızın savunmasını ve birlikte yaşamı korumak ve yeniden inşa etmektir.

'ELEŞTİRİLERİMİZ KORUMAK AMAÇLI'

Partinizin başarılı bir biçimde Demokratik Özerk Yönetim’le alışverişte bulunduğu söyleniyor ve diğer taraftan da tüm yetersizlikleri Yönetim’e yüklüyorsunuz. Ama siz tüm başarılara da sahip çıkıyorsunuz. Bazı arkadaşlarınızın da PYD’ye yönelik saldırı mahiyetinde açıklamaları var, bunu nasıl ele alıyorsunuz?

Konu başarılı olmak değil, sorumluluk bilincidir. Yönetim’le olan olumlu görüşmeler göz önünde, bu elbette yönetimi geliştirmek ve korumak amacıyladır. Çünkü en başından Yönetim tarihsel bir zorunluluk olarak ortaya çıktı. Halkın işlerinin yürütülmesi ve bölgenin düşman güçlerden ve DAİŞ gibi çetelerden korunması için bir gerekliliktir. Aynı zamanda ortak ve barışçıl bir yaşam adına da zorunludur.

Elbette hatalar, eksiklikler ortaya çıkar ve biz de eleştiririz ama eleştirinin amacı korumaktır, reformdur. Amaç partisel çıkarlar uğruna çelişkiler yaratmak değildir ve herhangi bir tarafı yönetime karşı kışkırtmak da değildir.

Birlik Partisi'nde bizler hiçbir zaman başarılı olduğumuzu söylemedik fakat alanda var olduğumuzu söyledik ve bu var olan durumda bizim katkımızın da olduğunu söyledik. Sadece YPG, YPJ şehitleri, yaralıları ve aileleri başarılı olduklarını söyleyebilirler ve başarı, kazanımların sahibi onlardır.

PYD ile olan ilişkilerimize gelince, iki şehidin, Osman Dadili ve İsa Hiso’nun Partisi... Elbette ilişkiler kardeşlik çerçevesinde. Birçok iş ve sorumlulukta bir arada olabiliyoruz. Bu içte dışta birçok kişi tarafından biliniyor. Fakat bu eleştirilerin olmayacağı anlamına gelmez ve eleştiriler de saygı temeli üzerinde gerçekleşiyor.