‘Düşen’ AKP’nin Ucuzlayan malları - V. Sarısözen

‘Düşen’ AKP’nin Ucuzlayan malları - V. Sarısözen

AKP’li vekillerin en tipik temsilcisi kimdir?

AKP Erzurum milletvekili Muhyettin Aksak’tır.

Bu adam AKP’yi Erdoðan’dan, Gül’den, Arınç’tan çok daha iyi, tam, kesin ve esaslı surette temsil etmektedir. Aksak, AKP’nin “ruhu”dur. “Aslı”dır. “Öz”üdür. AKP hamurunun “ham” halidir. O hamurdan Erdoðan, Gül, Arınç imal edilmiştir. Hepsi Muhyettin Aksak’ın hamurundandır.

Ýsterseniz gidin bakın. Bir Erdoðan’ın burnuna şöyle dokunun, bir de Muhyettin’in burnunu sıkın. Aynıdır. Hatta bunların hepsi “şıp” demiş, Muhyettin’in burnundan düşmüştür.

Muhyettin geçtiðimiz gün, AKP hükümetinin ve devletin içinden geçenleri en veciz şekilde ifade etti. Onun ifade ettiði cümleleri Başbakanlık konutuna, Cumhurbaşkanlıðı köşküne, Genelkurmay Başkanlıðı makam odasına ve elbette Diyanet Ýşleri Başkanlıðı’nın en mümtaz köşesine asmak iyi olacaktır.

Bana sorarsanız, aşaðıdaki cümleyi, Türk-Ýslam sentezine en uygun bir şekilde yazıp, duvarlara asmak için, yapılması gereken, Muhyettin’in sözlerini Çaðatayca’ya çevirmek ve aynı zamanda da bu ırkçılıðı kamufle etmek için onun sözlerini Kur’an Arapçasına benzetmek de matluptur.

O halde Muhyettin Aksak’ın sözlerini aktaralım:

“Çocuklarımızı öldürenlere ‘halk kahramanı’ veya ‘ölüler’ diyecek kadar yanlış bir cümleyi seçemezdim, gebertilmiş demeyi de az buluyorum. Bunların ölmüş halleri de leşlerdir.”

Bu Muhyettin denilen adam, “gebertilmiş ve leş” dediði insanların “Ermeni dönmelerinin çocukları” olduðunu da sözlerine eklemekte...

AKP, Başbakan, ötekiler bu adama ne diyor? Ne diyecekler? Hiçbir şey demiyorlar. Diyemezler. Aynı hamurdan imal edilmişlerdir. Muhyettin “Ermeni dönmelerinin gebertilmiş leşleri” laflarını herhangi bir demokratik ülkede sarfetseydi, tutuklanırdı.

Ama onu tutuklatacak şahıs da onun hamurundan.

Şimdi ben Ýdris Naim Şahin, bu Muhyiddin’in hamurundan imal edilmiştir dedim diye, sizce Ýçişleri Bakanı bana hukuk diliyle mi, yoksa Muhyiddin’in diliyle mi hitap eder? Gerçekten de ne der sizce? Bakın Hasan Cemal’i dehşete düşüren sözleriyle şöyle der:

“Ankara’da, Ýstanbul’da oturmuş köşesine, almış kalemini eline, içiyor purosunu... Denizin maviliklerine, aðacın, bahçelerin yeşilliklerine bakarak yazı yazanlar, fikir üretenler... Büyük ulema, büyük mütefekkir grubu... Aðzına tıkarım ben o yazıları senin...”

AKP yönetici çekirdeðinin aslı işte budur.

Ben bu Muhyettin’in laflarını duyduktan sonra, seçim izlenimleri yazdıðım sırada tanıştıðım bir muhterem Mele’yi aradım. “Hocam dedim, Türk vekiller şehit düşen PKK’liler için ‘gebertilmiş Ermeni dönmesi leşler’ tabirini kullanıyor, acaba sizin civarınızdaki şehit gerilla aileleri de askerler için ‘onlar şehit deðil, gök gözlü Selanik dönmesinin gebertilmiş asker leşleridir’ diyorlar mı?” Mele, anında “tövbe estaðfrullah” dedi, “bir insan ister şehit olsun, ister ecel saati vurduðunda son nefesini versin, bir kimse Allah’ın yarattıðı kul için ‘gebermiş leş’ derse Cehenneme gider... Biz hem askerin, hem de gerillanın cenazesi önünde saf tutup, namaz kılıyoruz, onlar için Allah’tan şefaat diliyoruz; ‘gebermiş leş’ için namaz kılınır mı?”

Bu Muhyettin’in mutlaka Şemdinli’ye gitmesi gerekiyor. Dua ediyorum; inşallah gider...

Sizce bu garabet haller neyin işareti? Bence AKP’nin “düşüş” halinde olduðunun işareti. Muhyettin’in sözleri bu “düşmenin”, “alçalmanın”, “mürtedleşmenin”, “inhitatın” işaretidir.

Başka işaretler de var.

Ýşte Mustafa Karaalioðlu. Onun suratını ekranda ne zaman görsem, aðlayacak oluyorum. Malum gülme gibi aðlamak da sari. Karaalioðlu her daim aðlıyor gibi. Neden acaba? Çünkü o, AKP’nin düşüşte olduðunu en iyi bilenlerden birisi.

Yazmış:

“Türkiye, Esad’ı devirirse ve şimdi olduðu gibi bunu ABD desteði olmadan yaparsa, oyunun kazananı olacaktır. Kimlere karşı?

Rusya-Çin-Ýran blokuna karşı... Sır deðil, bu bloðun hararetli ve gizli müttefiki de Ýsrail’dir.

ABD ise seyircidir. Hem de nasıl bir seyirci? ‘Suriye kimyasal silah kullanırsa durum deðişir’ diyerek, aslında Esad rejimine kimyasal silah kullanmadıðı müddetçe dilediði kadar öldürebileceði mesajını veren, pek de pasif sayılmayacak bir seyirci. Türkiye’nin pozisyonu meşru, politikası haklı; ama durumunun kolay olduðunu söylemek iyimserlik olur.”

Rusya, Çin, Ýran, Ýsrail ve ABD...

Bu satırları Apê Musa’ya okusaydık, şöyle derdi: “Vah, vah, Türkiye ölmüş de, namazını kılan yok...” Karaalioðlu’nun suratını neden limon yemiş gibi ekşittiði çok açık.

Başka?

Bir de elbette ilim, irfan, aritmetik, matematik ve istatistik var. Ben AKP “düşüşte” dediðimde bana inanmıyorsanız, işte size inanılacak bir veri:

Andy - Ar Sosyal Araştırmalar Merkezi’nin yaptıðı araştırmada son bir yılda AK Parti’nin oy oranlarında 8 puanlık bir erime gözleniyor. Buna karşılık BDP’nin oyları yüzde 10 barajını zorluyor... Ve ekonomik büyüme hızı da yüzde 10’dan, yüzde 4’e gerilemiş... Yani “düşüş”...

Ah, TBMM Başkanvekili Sadık Yakut’u unuttum. Ýdam istiyor, BDP’lileri Meclis’ten atmak istiyor.

Bu nedir?

Bu “düşmek” bile deðil. “Kıç üstü şapa oturmaktır”...