Düzce T Tipi’nde kalem-defter bulundurmaya hücre cezası!

İşkence ile gündeme gelen Düzce T Tipi Cezaevi’nde PKK’li tutsaklara koğuşlarda kitap, kalem ve defter bulundurmaktan 20’şer gün hücre cezası verildiği ortaya çıktı. 

Siyasi tutsaklara yapılan işkencelerle gündemden düşmeyen Kazım Kaya yönetimindeki Düzce T Tipi Cezaevi’nde, bu kadar da olmaz dedirten bir uygulamaya daha imza atıldı. Ayakta sayım vermeyi kabul etmedikleri için 25-28 Eylül günleri arasında işkenceye, sürgüne ve çeşitli disiplin soruşturmalarına maruz kalan PKK’li tutsaklara, şimdi de koğuşlarda kitap, kalem, defter bulundurmaktan 20’şer gün hücre cezası verildiği ortaya çıktı. 

Verilen bu son hücre cezalarını kardeşi Abdüllatif Teymur ile 13 Kasım’da yaptığı telefon görüşmesinde öğrenen Gülseren Yıldırım, ANF'ye konuştu...

Yıldırım, cezaevi idaresinin denetiminden geçirilerek verilen kalem, kitap ve defter için de ceza verilmesinin bardağı taşıran son damla olduğunu vurguladı. 

140 GÜNLÜK HÜCRE CEZASI 

Kardeşi ve arkadaşlarının Düzce T Tipi Cezaevi’ne sürgün edildikleri günden bu yana peşpeşe gelen disiplin cezalarına muhatap olduklarını belirten Yıldırım, kardeşinin toplam 140 günlük hücre cezasına çarptırıldığına dikkat çekti. Özellikle işkence olayları ortaya çıktıktan sonra cezaların yoğunlaştığına işaret eden Yıldırım, “İşkenceyi duyuran kardeşim ve koğuş arkadaşlarından resmen intikam alınıyor. Kitaplara, mektuplara ve özel eşyalara el koymaları yetmiyormuş gibi, kendi denetimlerinden geçirilerek verilen az sayıdaki kitap, defter ve kalemler için de ceza yağdırıyorlar. İlk kez böyle bir ceza duyuyorum. Birçok uygulamadan ötürü üzüldüm ama hâlâ şaşırıyorum. Alışmadım, alışmayacağım” diye tepki gösterdi. 

'CAN GÜVENLİKLERİ YOK'

Cezaevindeki baskıların da hız kesmeden devam ettiğini anlatan Yıldırım, sabahları koğuşlara gelen gardiyanlar tarafından hâlâ ayakta sayımın dayatıldığını; bunu kabul etmeyen tutsakların ortak alan faaliyetlerinden keyfi bir biçimde men edildiklerini; normal prosedüre göre sabahtan akşam 17.00’a kadar açık olması gereken havalandırmanın erken kapatıldığını; yemeklerin de çok kötü olduğunu belirtti. Yıldırım, bütün bu uygulamaların sindirmek amacıyla yapıldığının altını çizerek, bu zulmün karşısında sinmeyeceklerini kaydetti. 

Tutsakların Cezaevi Müdürü Kazım Kaya ile yapmak istedikleri görüşmenin de 'güvenlik' gerekçesiyle reddedildiğini aktaran Yıldırım, “Esas benim kardeşimin ve koğuş arkadaşlarının can güvenliği yok” vurgusunu yaptı. 

İŞKENCE DAVASININ İLK DURUŞMASI 21 ARALIK’TA 

Yıldırım, öte yandan yapılan işkenceye yönelik ailelerin ve cezaevi idaresinin karşılıklı suç duyurularının ilk duruşmasının 21 Aralık’ta görüleceğini aktardı. Davaya 1 aydan fazla zaman olmasına rağmen siyasi tutsaklara şimdiden SEGBİS dayatması yapıldığına da dikkat çeken Yıldırım, “Kardeşim ve arkadaşları SEGBİS dayatmasını kesinlikle kabul etmeyecek. Mahkemeye katılıp yaşadıkları işkenceyi anlatmak istiyorlar” diye konuştu. 

‘BUNU YAPANLARI RAHAT BIRAKMAYACAĞIM!'

Son olarak, eli kolu bağlı insanlara işkence yapmanın bir mazereti olamayacağını ifade eden Yıldırım, bu davanın sonuna kadar takipçisi olacağını vurguladı. Kardeşinin başka bir cezaevine sevk edilmesini isteyen Yıldırım, şunları kaydetti: “Kardeşim yalnız değil, onun sesini duyurmak için sonuna kadar mücadele edeceğim. Ben nasıl kardeşimin maruz kaldığı işkenceler nedeniyle geceleri uyuyamıyorsam, bunu yapanları da onlar cezalandırılana kadar rahat bırakmayacağım.”