DTK ve BDP Eş başkanları, Diyarbakır’da 14 Temmuz günü yapılacak mitinge katılım çaðrısında bulundu. DTK Eş Başkanı Aysel Tuðluk, "Ya diyalog ve müzakere, ya da demokratik direnişle çözüm" derken, BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, "Tarihi sıçramalara yol açabilecek bir miting. Kürtler Ýstasyon Meydanı'na aksın" dedi.
BDP Eş Başkanları Selahattin Demirtaş ile Gülten Kışanak ve DTK Eş Başkanı Aysel Tuðluk, 14 Temmuz’da Diyarbakır’da yapılacak miting ile ilgili DTK binasında basın toplantısı düzenledi. Basın toplantısına BDP’li milletvekilleri ve belediye başkanları da katıldı.
Basın toplantısında konuşan DTK Eş Başkanı ve Van Baðımsız Milletvekili Aysel Tuðluk, BDP ile düzenleyecekleri mitingin içinde bulunulan süreç itibariyle son derece önem taşıdıðını belirterek, şöyle dedi:
"Yine çatışmalı, acıların yaşandıðı, ölümlerin yaşandıðı bir sürecin içerisindeyiz. Gün geçmiyor ki ölüm haberleri almayalım. Gün geçmiyor ki cenazesiz bir gün geçirelim. Bu ülkenin doðusu da batısı da bu sorunun çözümsüzlüðünden dolayı acı çekiyor. Kürt meselesi kendi çözümünü dayatan bir meseledir. Artık bu sorun mevcut şekliyle sürdürülebilir olmaktan çıkmıştır. Ya bu mesele diyalog ve müzakere ile çözülecek, konuşarak çözülecek ya da Kürtler kendi meşru demokratik hakları talebinde, direnişiyle bu çözümü gerçekleştirecekler. Gerek DTK gerekse BDP’nin tüm çabası, bu sürecin diyalog ve barışla gerçekleşmesi yönündedir. Hükümetin politikası nedeniyle sorun bir kez daha bir tıkanma sürecini yaşıyor. Bir kez daha barışa dair, çözüme dair umutlar bu politika ve devlet aklı nedeniyle umutlar bir kez daha kırılıyor. Bu Türkiye’nin geleceði açısından son derece sıkıntılı bir durumdur. Hiç kimseye de bir yararı olmayan bir politika söz konusudur. Diyarbakır’da yapacaðımız mitingle, tüm bu gelişmelere bu olup bitenlere, bir cevap vereceðiz. Halkımızla birlikte bir cevap vereceðiz. Gerçekten bu coðrafyada barış nasıl gerçekleşebilir, hangi koşullarda gerçekleşebilir, bu coðrafyada diyalogun yolu nedir, barışın ilkeleri ve esasları nedir, halk olarak bu iradenin açıða çıkarılmasını istiyoruz."
'SAYIN ÖCALAN'I, PKK'YI VE BDP'YI DIŞARIDA BIRAKACAK ÇÖZÜM ŞANSI YOKTUR'
Aysel Tuðluk, Kürt halkının iradesini ortaya koyduðunu diyalogdan ve barıştan yana tercih koyduðunu, deðer ve muhataplarıyla barış istediðini söyledi. Tuðluk, Kürtler’in devlet tarafından tanınmasını istediðini belirterek, "Muhataplık bu mitingde ifade edeceðimiz bir husustur. Biz bu mitingde çözüme giden yolda gerçekleri dile getireceðiz ve halkımıza bir kez daha bunu açıklayacaðız. Muhataplık konusunda bunu net ifade etmemiz gerekiyor. Kürt halkı muhatabını netleştirmiştir. Kürt halkı ’Sayın Öcalan benim irademdir’ diyerek muhatabını ortaya koymuştur. Devlete düşen şey; halkın bu iradesine saygı göstermektir. Bunun dışında bu gerçeklerle yüzleşme yaşanmadıðı müddetçe, çözüm formüllerinin hiçbirinin sorunu çözmek mümkün deðildir. Ortada bir savaş vardır, bu savaş gerçekliði ile yüzleşmelidir. Ortada kırk bin insan yaşamını yitirmiştir. Bu insanların niçin yaşamını yitirdiðini anlamadan bu mesele çözülemez. Bir takım kırıntılarla, bir takım makyajlarla bu meseleyi çözeriz, kendi çözümümüzü gerçekleştiririz iradesi, bu memleketin doðusunda hiçbir karşılıðı yoktur, olmayacaktır. AKP’nin bir demokratik dönüşüm yaşadıðına inanmıyoruz. Barış ve çözüm umudumuzu elbette ki koruyoruz ama mücadelemize, direnişimize, deðerlerimize güveniyoruz. Hiçbir şekilde yalvaracak, yakaracak şekilde deðiliz. Bu ülkenin doðusunda AK Parti bilsin ki bu partinin hiçbir meşruiyeti kalmamıştır. Bu partinin Kürt meselesindeki kredisi bitmiştir. Bu gerçekliði göstermek için mitingde olacaðız. Bu mitingde sayın Öcalan’ın özgürlüðü meselesi de bir kez daha tüm kurumsal yapılarımız tarafından dile getirilecektir. Sayın Öcalan’ın özgürlüðü mümkündür ve bu bir halkın talebidir. Bu konuda komplekse girmeye gerek yok. Sayın Öcalan’ı, PKK’yi ve BDP’yi dışarıda bırakacak bir çözümün şansı yoktur."
‘HALK ÝRADESÝ VE GÜCÜNÜ GÖSTERECEK BÝR MÝTÝNG OLACAK’
BDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş ise 14 Temmuz’da Diyarbakır’da düzenlenecek mitingin tarihi döneme denk geldiðini, halk iradesi ve gücünün ne kadar etkili olacaðını gösterecek bir miting olacaðını belirterek şunları söyledi:
"Bugüne kadar Kürt hareketi olarak halkımızın öz gücü, fedekarlıðına inanarak hareket ettik. Bir halk olarak bütün dünyadaki özgürlük mücadelesi veren halklar gibi en aðır bedelleri ödeyerek bu günlere geldik. Bu toprakların görebileceði en büyük etkinlikleri gerçekleştirdik. Sokakta atılan hiçbir sloganın, atılan adımın, miting meydanlarında açılan hiçbir pankartın boşa gitmediðini, Ortadoðu’da bu Kürt halkını ciddi bir aktör haline getirdi. Kürt halkını uçurumun kenarında kurtarılarak, yeniden siyasi bir irade olmasına ne kadar katsı saðladıysa, Ortadoðu’da yeniden tarihin yazıldıðı bir dönemde, bölge mitingi gerçekleştiriyoruz. Halkımızın eminim ki bütün olup bitenlerin farkındadır. Eðer bu dakikadan itibaren özgürlüðe dair bir tek adım ilerleyeceksek, bu bizim öz gücümüzle olacaktır. Özgürlük başkalarının bizlere vereceði bir lütuf deðildir. Bu mitingin ortaya çıkaracaðı sonuçlar da sıradan olmayacaktır. Bu mitinge birkaç katı daha güçlü olabileceðinden kuşku duymamalıdır. Hükümet de bu mitingin ortaya çıkaracaðı sonucu iyi okumalı. Tıkanan diyalog sürecinin bu mitingde açıða çıkacaðını görmelidir."
‘TÜM ADIMLAR PROTOKOLLERÝN TEKRAR GÜNDEME ALINMASI YÖNÜNDE OLMALIDIR’
Demirtaş, hükümetin adım atmak, diyalog isteði ve çözüm iradesi varsa, bu mitingin iktidarın iradesine verilecek en büyük destek olacaðını söyledi. Demirtaş, mitingin, mevcut tıkanıklıðın Oslo ve Imralı’da 2.5 yıl boyunca muhataplarıyla yürütülen müzakerede ortaya konulan protokollerin hükümet tarafından reddedilmesinden kaynaklandıðını belirtti. Demirtaş, şöyle devam etti:
"Şu saatten sonra yürüyecek her mücadele, sürecin açılması konusunda atılacak her adım, bu protokollerin tekrar gündeme alması yönünde olmalıdır. Bu güne kadar Diyarbakır’da gerçekleştirilen en büyük mitinglerden birinin hazırlıðını yapıyoruz."
'ÇÖZÜM VE BARIŞ ZAMANI GELMIŞTIR'
BDP Eş Başkanı Gülten Kışanak da çözümün, demokrasinin ve barışın zamanı geldiðini, buna inandıklarını Türkiye’de çözüm doðrultusunda, barış konusunda, adım atmama, çözümsüzlükte direnmenin halka karşı büyük sorumluluk altına girmek olduðunu söyledi. Kışanak, şöyle dedi:
"Biz bir kez daha bu mitingle Ankara’ya, hükümete, devlete, Kürt halkının barışa hazır olduðunu, Kürt halkının çözüme hazır olduðunu, Kürt halkının çözüm konusunda projesinin hazır olduðunu, muhataplıða hazır olduðunu göstermek istiyoruz. Kimse bu mitingden sonra ’Ben Kürt sorununu nasıl çözeceðimi bilmiyorum’, ’Yol haritası nedir? Nasıl bir yol haritası’ diyemez. Biz demokratik bir çözümün ve barışın vaktinin geldiðine inanıyoruz. Bunu ortaya koyan, bunu herkesle paylaşan bir miting yapacaðız. Tıkanan sürecin önünü açacaktır bu miting. Diyalog ve müzakerelerin başlamasına yeniden vesile olacaktır. Kürt halk önderi Sayın Öcalan’a bu diyalog ve müzakere süreci içerisinde, rolünü oynayabileceði şartların oluşturulması gerekiyor. Sayın Öcalan temel aktördür. Özgürlük, güvenlik ve saðlık koşullarına kavuşturulmalıdır. Türkiye’nin geleceðini birlikte, ortak, eşit demokratik bir yaşamın henüz ortadan kalkmadıðını düşünerek, herkesin bu mitinge güçlü katılmasını bekliyoruz."
‘SAMÝMÝYET TESTÝ PROTOKOLE YAKLAŞIMLA ORTAYA ÇIKAR’
Daha sonra basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Selahattin Demirtaş, Başbakan Erdoðan ve Diyarbakır baðımsız Milletvekili Leyla Zana arasında yapılan görüşme ve Zana’nın bugün yaptıðı açıklamalar için şunları söyledi:
"Ýnşallah hayırlı olur’ diyelim. Hayırlı olması da Başbakan’ın az önce ifade ettiðim Ýmralı- Oslo protokollerine yaklaşımı ile doðrudan baðlantılıdır. Samimiyet testi protokole yaklaşımla ortaya çıkar. Ümit ediyorum ki Başbakan bu kendisine sunulan şansları deðerlendirmeli. BDP olarak ortaya çıkacak her türlü katkıya da olumlu bakacaðız. Uzun süredir top başbakandadır."
Abdullah Öcalan’ın Ýmralı’da olmadıðı ve Bursa’da MIT’e ait bir misafirhanede zaman zaman kaldıðı ile ilgili iddiaların gündeme getirilmesi ile ilgili bir soru üzerine Demirtaş, "Bizim bildiðimiz şudur, Sayın Öcalan 1999 yılından beri Imralı’da 10 metrelik bir beton çukurda kesintisiz bir işkence altındadır. Ne bir misafirhanede, ne de başka bir yerdedir. Devlet tarafından bir halkın ’Önderim’ dediði 10 metrelik bir çukurda, işkence altındadır. Uygulanan tecrit bilinçli bir devlet politikasıdır. Imralı bir işkence sistemidir. Sayın Öcalan da 13 yıldır bu işkenceye karşı direniyor" dedi.